İdlib’de kadınlar Türk devleti ve HTŞ’ye karşı yürüdü: Sessiz kalmayacağız

İdlib’de kadınlar, Türk devletinin desteklediği HTŞ’nin, işkence, rüşvet, yolsuzluk gibi işlediği suçları yürüyüşle protesto ederek, “Haksızlıklara karşı artık sessiz kalmayacağız. Bugünden sonra güvenlik güçlerinin tehditlerinden de korkmuyoruz” dedi.

SOHA AL-ALİ

İdlib –  Türk devletinin desteklediği Hayat Tahrir Al Şam’ın (HTŞ) İdlib’de, işkence ve kötü muamele başta olmak üzere insan haklarını ihlal eden uygulamalarını ve rüşvetlerle verilen yargı kararlarını kadınlar yürüyüşle protesto etti. Protestoya katılan kadınlar, haksızlıklara karşı  sessiz kalmayacaklarını anlattı.

‘Hakimlere rüşvet verilerek çocuklarımın velayet hakkı alındı’

Kadınlardan 37 yaşındaki Ghadir Al-Barbour, “Ülkeyi ve halkı yoran militarist yönetimden kurtulmak için bu eyleme katıldım” dedi. Otoritenin açgözlülüğü nedeniyle halkın büyük bir yoksulluk içinde yaşam mücadelesi verdiğine vurgu yapan Ghadir Al-Barbour, “Haklarımız kayboldu ve adaletsizlik ülkenin her tarafına yayıldı. İftira ve rüşvetle insanların hayatlarıyla oynuyorlar. Örneğin boşanma davasında eski eşim hakimlere rüşvet vererek çocukların velayet hakkını alırken, masrafları da ödemedi” diye konuştu.

‘Haksızlıklara karşı artık sessiz kalmayacağız’

Protestolara katılanlardan 44 yaşındaki Salwa Al-Filgil, arabası çalınan oğlunun hakkını ararken haksızlığa uğradığını anlattı. Salwa Al-Filgil, “Oğlum tutuklanma tehditleriyle karşı karşıya kaldı. Tam tersine suçlu olanlar rüşvet ödeyerek aklandı. Masumları kriminalize eden, suçluları beraat ettiren bu karar nedir?” dedi.  Haksızlıklar karşısında artık sessiz kalmayacaklarını vurgulayan Salwa Al-Filgil, “Ayrıca insanlar çatışmalar nedeniyle yerinden ediliyor. Ebu Muhammed Al-Colani’nin(İdlib’de kontrolü elinde bulunduran Hayat Tahrir Al Şam (HTŞ) örgütü lideri) sesimizi görmezden gelmesine izin vermeyeceğiz ve taleplerimiz yerine getirilene kadar protestolarımız durmayacaktır” şeklinde konuştu.

Geçim kaynakları tezgahlarına el konuldu

Meryem El-Eşabi de, hakları için İdlib'in kuzeyindeki Sarmada şehrinde kadınların düzenlediği yürüyüşe katıldığını söyledi. 43 yaşındaki Meryem El-Eşabi, “Şam, Kuzey Suriye'de geniş alanların kontrolünü ele geçirdi. İdari, askeri hatta halkın geçimini sağlayan tüm alanların yetkisini tek başına aldı. Eşim engelli. Bacağı kesildi. Sarmada’da geçimimizi sağlamak için sokakta tezgah açmasına izin verilmedi. Hükümete bağlı bir ruhsatı olmadığı için tezgahına el konuldu” dedi.

‘Ev yapmamıza izin verilmedi’

Rudaina Al-Bakir de, artık çadır hayatından bıktıklarını söyledi. 38 yaşındaki Rudaina Al-Bakir, ev yapmalarına ‘inşaat ruhsatı olmadığı’ bahanesiyle izin verilmediğini söyleyerek, “Çadırlar yaz ve kış aylarına uygun değil. Mahremiyet ve güvenlik yok. Fiyatlar sürekli artıyor, yolsuzluk, kayırmacılık had safhada. Tüm bunlar özgürlüklere açık bir müdahaledir. Şam hükümetinin yöntemine çok benziyor” diye konuştu.

‘Güvenlik güçlerinin tehditlerinden korkmuyoruz’

Yönetimi eleştirenlerin susturulduğunu vurgulayan Rudaina Al-Bakir, “Eleştirenler tutuklanıyor, ihanet ve işbirliği gibi önceden hazırlanmış suçlamalarla işkence altında öldürülüyor. Gösterilerimiz bağımsız olup hiçbir partiyle bağlantısı yoktur. Meşru, barışçıl gösterilerdir ve taleplerimiz karşılanmadıkça durmayacak. Bugünden sonra artık güvenlik güçlerinin tehditlerinden korkmuyoruz” diye kaydetti.