DELAL REMEZAN

Hesekê- Kuzey ve Doğu Suriye’nin Hesekê kentinde 21 Mart 2015 Newroz kutlamalarında IŞİD çetelerinin Müftü Mahallesi'ndeki kutlama meydanının yanına park ettiği iki bombalı aracın patlaması sonucu çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 54 kişi yaşamını yitirdi.

Xanaf Hamo, patlamada Ehmed ve Muhammad isimli iki çocuğunu kaybetti. O gün yaşadıklarını ajansımıza anlatan Xanaf Hamo, acının hala taze olduğunu ifade etti. Xanaf Hamo, “Her Kürt gibi Newroz kutlaması için hazırlıklar yapmıştık. Sabah erkenden uyandık ve kutlama alanına gittik. Evim kutlama alanına yakındı ve hava soğuk olduğu için montumu almak için eve döndüm. Tam evin kapısına geldim ve üst üste iki patlama sesi duydum. Hızlıca alana doğru koştum. Eşim ve iki çocuğumda alandaydı. Kalbim korkuyla çarpıyordu. Alana vardığımda çocuklarımı eşimi aramaya başladım ama bulamadım. Ambulanslar ve güvenlik güçleri etrafı sarmaya başladı. Yaralıları götürüyorlardı. Hangi hastanelere götürüldüklerini bilmiyorduk. Bu yüzden şehirdeki tüm hastanelere gittim her iki oğlumun öldüğünü ve eşimin de ağır yaralı olduğunu öğrendim. Eşim 6 ay boyunca hareket kısıtlılığı nedeniyle hareket edemiyordu ve yatalak kaldı. Halen tam iyileşmiş sayılmaz ve acı çekiyor” şeklinde konuştu. 

‘Adaletin sağlanmasını istiyorum’

Sivilleri hedef almanın korkaklıktan başka bir şey olmadığını ifade eden Xanaf Hamo, “Çocuklarıma veda dahi edemedim. Eşim tedavi gördüğü için çocuklarının ölümlerini dört gün sonra öğrendi. Çocuklarımı cansız görmeye dayanamadım. Onları kutlama alanına götürdüğüm ve yanlarında kalmadığım için kendimi hep suçlu hissettim. Çocuklarımı unutamıyorum ve adaletin sağlanmasını istiyorum, katillerden hesap sorulmasını istiyorum.  IŞİD hala var ve bu tür katliamların bölge halklarına karşı tekrarlanmaması için bölgelerimizdeki varlıklarına son verilmeli” dedi.

‘Tüm hazırlıkları yapmıştım’

Saldırıda 12 yaşındaki oğlu Joan Muhammad'i kaybeden Nadia Murad da yaşananları şu sözlerle anlattı: “Bizler Kürt halkı her yıl Newroz bayramımızı kutlarız. Çünkü Newroz, Kürt halkı için zulme karşı bir direniş ve mücadele günüdür. Bende o akşam tüm hazırlıklarımı yapmıştım. Oğluma folklorik kıyafetler ve Kürt bayrağı aldım. Hep birlikte kutlamaya gittik, ateşler yakıldı, halaylar çektik, eğlendik. Ben sonrasında eve döndüm ancak oğlum ve arkadaşları kalmak istedi. Evimiz alana yakın olduğu için bende izin verdim. Döndükten 10 dakika sonra patlama sesi duydum ve aceleyle alana geri koştum. Ambulanslar yaralıları taşıyordu. Her yerde oğlumu aradım ama bulamadım. Kimse ne olduğunu bilmiyordu.”

‘Her Newroz yüreğime acı düşer’

Oğlunu aramak için hastaneye koştuğunu kaydeden Nadia Murad, “Aramam gece yarısına kadar sürdü ve hastaneler cenazelerle doluydu. Gördüğüm o görüntüleri hiç unutamıyorum. Her Newroz yüreğime acı düşer ve o anları tekrar yaşarım. Oğlum beşinci sınıftaydı ve çok çalışkan bir öğrenciydi. 3'ü kız, 1'i özel gereksinimli olmak üzere 5 çocuğum var. Onun şehit olması hepimizi, özellikle de kız kardeşini etkiledi. Kız kardeşi şoka girdi ve uzun süre konuşma yeteneğini kaybetti” sözlerine yer verdi. 

‘Direnmeye devam edeceğiz’

Saldırılara karşı topraklarına daha fazla sarılacaklarının mesajını veren Nadia Murad, son olarak şöyle konuştu: “Özgürlük ve barış için mücadele yürüten bir şehit annesiyim. Kimliğimizle, renklerimizle, geleneklerimizle her yıl Newroz’u kutlamaya devam edeceğiz. O kutlama sırasında oğlumu kaybettiğim doğru ama Newroz’u her yıl ailemle birlikte kutlamaya devam ediyorum. Çünkü Newroz bizler için adaletsizliğin ve zulmün ortadan kaldırılmasını temsil eden bir gündür. DAİŞ çetelerinden hesap sorulmalı ve adil mahkemelerde yargılanmalılar. İlgili ülkelerin DAİŞ çetelerinden hesap sorması ve onları ortadan kaldırması gerekiyor çünkü onlar hala varlar ve bölge halklarına karşı katliam yapıyorlar. Bizler güçlü bir iradeye sahibiz ve direnmeye devam edeceğiz.”