TJA: Umut hakkı derhal uygulanmalıdır

AKBK’nin “umut hakkı”na dair kararı ile ilgili açıklama yapan TJA, “Tecrit son bulmalı, umut hakkı derhal uygulanmalıdır" dedi.

Haber Merkezi- Tevgera Jinen Azad (TJA) Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin (AKBK) Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik “umut hakkı”na dair verdiği karara ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Açıklama metni aynı zamanda Avrupa Konseyi’ne de gönderildi.  

Açıklamada “Avrupa Konseyi’nin kadınların barış iradesini yok sayan tecrit rejimine ortak olmaktan vazgeçmelidir” ifadelerine yer verilerek Kürt halkının yüzyılı aşkın bir süredir inkâr, imha ve asimilasyon politikalarıyla sistematik bir biçimde karşı karşıya bırakıldığı vurgulandı.  

 TJA açıklamasında şu ifadeler yer aldı: 

 “Bu sürekliliğin bir parçası olarak, Sayın Abdullah Öcalan’ın 1999 yılında uluslararası bir komployla rehin alınması; halkların barış umuduna, kadınların eşit ve özgür yaşam talebine ve demokratik siyasetin inşasına yönelmiş açık bir saldırı olarak hafızalara kazınmıştır. O günden bu yana derinleşerek sürdürülen mutlak tecrit, toplumun çözüm iradesini boğmaya dönük kapsamlı bir mekanizma olarak işlemeye devam etmektedir.  

 ‘Çözüm ve diyalog yollarını sabote ediliyor’ 

Bugün bu tecrit rejimi, yalnızca cezaevleriyle sınırlı kalmamakta; toplumsal alana yayılarak özellikle kadınların özgürlük çizgisini bastırmayı hedefleyen saldırılara dönüşmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere, Türkiye’de uygulanan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası infaz rejimi, mahpuslara yaşamları boyunca tahliye umudu tanımadığı için Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesiyle güvence altına alınan işkence ve kötü muamele yasağını ihlal etmektedir. Türkiye’nin yıllardır bu yasağı çiğneyen politik tutumuna rağmen, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin umut hakkına ilişkin kararını dokuz ay daha ertelemesi, biz kadınlar açısından çözüm ve diyalog yollarını sabote eden açık bir siyasi tercihtir. Bu karar, Türkiye’de halkların demokrasiden uzak, keyfi ve baskıcı uygulamalara maruz bırakılma süresini uzatmakta; halkların, inançların, kadınların ve emekçilerin barış iradesini yok saymaktadır.  

 ‘Umut hakkının uygulanması önemli bir adım’  

Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün engellenmesi, yalnızca bireysel bir hak gaspı değil; aynı zamanda toplumsal zeminin barış umudundan, demokratik çözümden ve siyasal muhataplıktan sistematik biçimde uzaklaştırılmasıdır. Bu durum, kadınların barış ve özgürlük tahayyülünü doğrudan hedef alan tecrit rejiminin hâlâ sürdüğünü göstermektedir. Umut hakkının hayata geçirilmesi, halkların birlikte, eşit ve özgür yaşama iradesini; kadınların öncü ve dönüştürücü rolüyle demokratik toplumun inşasını güçlendirecek önemli bir adım olacaktır. Bu hak tanınmadan adaletten, demokrasiden ya da gerçek bir barış çabasından söz etmek mümkün değildir. Biz TJA olarak bir kez daha ifade ediyoruz: Tecrit son bulmalı, umut hakkı derhal uygulanmalıdır. Avrupa Konseyi’ni kendi ilkeleriyle uyumlu davranmaya; Türkiye’yi ise inkâr politikalarını terk ederek toplumsal çözüme yönelmeye çağırıyoruz. Umudu büyütmek, barışın yolunu açmak ve demokratik bir toplum inşa etmek için mücadelemizi her alanda kararlılıkla sürdüreceğiz."