Dersim kriz ile ötekileştirmenin getirdiği intihar ve göçlerle mücadele ediyor

Dersim’de olmayan iş olanakları ve istihdamın gençleri intihara, yurttaşları da göçe zorladığını ifade eden DİSK-Genel İş Sendikası Dersim Şube Eş Başkanı Şükran Yılmaz, ortak bir iradeyle yaşanan göçün önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Dersim -Artan ekonomik krizle birlikte geleceğe dair bir umut göremeyen insanlar Avrupa’nın yolunu tutuyor. Soykırımın yaşandığı 1938 yılından bu yana dışarıya en çok göç veren şehirlerin başında gelen yerlerden biri de Dersim. Özellikle son yıllarda çok ciddi göçlerin verildiği kentte genç nüfus günden güne azalırken yaşanan göçlerde istihdam alanlarının olmaması da etkili oluyor. Son aylarda binlerce Dersimli gencin Kanada’ya gittiği belirtilirken kentte kalan yurttaşların ise artan pahalılık ve olmayan iş imkânı nedeniyle intihara sürüklendiği öğrenildi.

TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre, Dersim, intiharların en çok yaşandığı ilk dört il arasında yer alıyor. 2022 yılı içerisinde kentte ikisi kadın 4 kişi intihar ederek yaşamına son verdi.  Kentte yaşanan intihar ve göç krizine dair konuştuğumuz DİSK-Genel İş Sendikası Dersim Şube Eş Başkanı Şükran Yılmaz kenttin günden güne azalan nüfusuna dair bir önlem alınması gerektiğini kaydetti.

“Artan göç insanlarda bir rahatlığa dönüştü”

Dersim’in en çok göç veren illerden biri olduğuna yer veren Şükran Yılmaz, 38’den sonra ilk dönüşlerin çözüm süreci zamanında yaşandığını hatırlattı. Geri dönüşlerle köylerin bile şenlendiği kentte yoğun göçün 15 Temmuz sürecinden sonra başladığına dikkat çeken Şükran Yılmaz, göçün insanlar arasında bir alışkanlığa döndüğünü söyledi. Siyasi olguların bu göçlerde oldukça etkin olduğunu belirten Şükran Yılmaz, “Türkiye’nin en mutsuz kentlerinden biriyiz. İnsanlar gittikleri Avrupa’da da burayı özleyerek yaşamlarını sürdürüyor. İnsanların göç etmeyi çare olarak görüyorlar” şeklinde konuştu.

“Asimilasyon ve ötekileştirme politikaları oldukça yoğun”

Önce ki yıllarda metropollere yaşanan göç dalgasının son süreçte Avrupa’ya doğru kaydığı bilgisini veren Şükran Yılmaz, “İfade ettiğim gibi burada önceden okuma oranı oldukça yüksekti ve eğitim sistemi bozuk değildi. Ama şimdi her alanda olduğu gibi eğitim anlamında da asimilasyon ve ötekileştirme politikası oldukça yoğun. Hem Alevi, hem Kürt hem de Dersim kimliği taşımak sizler için dezavantaj oluyor ve insanlar gelecek göremedikleri için gidiyorlar” sözlerini kullandı.

“Yaşanan göçlerin kentte çok ciddi zararları oluyor”

Bu göçlere siyasi olguların yanı sıra ekonomik sebeplerin de neden olduğuna değinen Şükran Yılmaz, şöyle konuştu:

“Bizler ekonomik sebepleri ikinci sebep olarak görüyoruz. Burada insanların tarım, hayvancılık veya üretim yapma imkânları var. İnsanların kendi öz kaynaklarını küçük de olsa kendi olanakları içerisinde yapma imkânları var. Mesleği kaybolan insanlar da burada kalmadı. Ülkede ki umutsuzluk kente de sirayet etmiş durumda. Bizler 38’lerden geldik ve onun travmaları ile büyüdük. Bu savaşın bir şekilde parçası olduk. Ama kırk yıl geçti ve kırk yıldır bizler hala aynı noktadayız. İfade ettiğim gibi sadece ekonomik değil daha iyi hayat olanakları arama özlemiyle gidiyorlar. Ama bunun bu kente çok ciddi zararları oluyor.”