Cezayir’de kadınlar için mekanlar: Erkek egemen kültüre karşı direniş
Cezayir’de kadınlar erk sistem ve toplumsal baskılara meydan okuyarak kendilerine yaşam alanları yaratıyor. Kadınlar için kafe açan Boucenina Soumaya, bu mekânın hem sosyal hem de kültürel olarak bir buluşma yeri olmasını amaçlıyor.

RABİA HURAYS
Cezayir- Cezayir’de bir yandan toplumsal dönüşümler yaşanırken kadınlar da bu dönüşüm içinde kendilerine yaşam alanları yaratarak kadınlara özel kafeler açıyor. Bu mekanlar, kadının kamusal alandaki varlığını yeniden tanımlayan, güvenli ve özgür alanlar olarak dikkat çekiyor.
Sétif kentinden Boucenina Soumaya, yıllardır hayalini kurduğu projeyi gerçeğe dönüştürerek “Flora” adını verdiği sadece kadınlara özel bir kafe açtı. Biyoloji alanında yüksek lisans yapmış ve tıbbi laboratuvarlarda beş yıl çalışmış olmasına rağmen, Boucenina Soumaya, kadınlara ait bir alan yaratma arzusunun peşinden giderek mesleğini bırakmayı tercih etti. Ancak toplumun geleneksel yapısının bu fikri kabul etmeyeceğine dair korkuları, projesini hayata geçirmesini uzun süre engelledi.
Hayali gerçeğe dönüştü
Şimdi kafeye adım atanları ilk olarak pastel renkler, her köşeye serpiştirilmiş çiçekler, hayal kurmaya teşvik eden masa örtüleri ve ev dekorasyonunu andıran rahat koltuklar karşılıyor. Boucenina Soumaya, projesinin amacını “Kadınların hem ruhsal hem fiziksel olarak kendilerini rahat hissedecekleri bir alan yaratmak istedim. Gündelik hayatın yorucu temposundan uzaklaşıp kendilerini özgürce ifade edebilecekleri güvenli bir mekan…” sözleri özetliyor. Başlangıçta toplumun geleneksel yapısından dolayı katılımın az olduğunu dile getiren Boucenina Soumaya, kadınların kafeye gitmesinin toplumda hâlâ yadırganan bir davranış olarak görüldüğünü ifade etti. Ancak dijital medya sayesinde bu algılar yavaş yavaş kırılmaya başladı ve kadınlara özel kafeler daha çok ilgi gördü.
Kültürel ve sosyal buluşmalar
Kafeyi sadece bir kafe değil, aynı zamanda kültürel ve sosyal tartışmaların yapıldığı bir buluşma noktası olarak tanımlayan Boucenina Soumaya, kahvaltı servislerinin yanı sıra, özel günlerde geleneksel etkinlikler düzenleniyor. Örneğin Mevlid Kandili'nde Cezayir mutfağına ait geleneksel bir tatlı olan “Tamina” sunuluyor.
Erkek egemen kültüre karşı direniş
Boucenina Soumaya, kafeye gelen kadınların çok farklı sosyal kesimlerden olduğunu söylüyor. Kafede ev kadınları, akademisyenler, üniversite öğrencileri, mühendisler, öğretmenler, doktorlar kendilerine alan yaratıyorlar. “Kimisi sadece kahvaltı için geliyor. Kimisi projeleri hakkında konuşmak için, kimisi ise kültürel ya da sanatsal etkinlikler düzenlemek amacıyla” diyen Boucenina Soumaya, yakında kafeyi bir öğrenme ve yazma mekanı haline getirmeyi planlıyor. Boucenina Soumaya, “Bazı kadınların uzun saatlerini burada geçirip yazı yazdıklarını fark ettim. Bu yüzden yakında köşeleri birer mini kütüphane haline getirmeyi düşünüyoruz” şeklinde konuşuyor.
Son yıllarda Cezayir’de benzer kadın girişimleri arttı. Bu girişimlerin ortak noktası kadınların yıllardır erkeklere ait görülen alanlara girerek hem ekonomik hem de toplumsal olarak güçlenmelerini sağlaması ve toplumun dayattığı geleneksel kalıpları kırması.