Sati geleneği – 1
Sati, kendisini kocasına adamış, iyi ve iffetli bir kadın olarak Hint edebiyatında ve inancında yerini almıştır. Zamanla da bu tanım, kocasına sadık bir kadının, ölen eşinin cenaze ateşinde kendini feda etmesi anlamına gelen bir ritüele dönüşmüştür.

Tanrıça Sati’den gelenek haline gelen Sati’ye
ROJBÎN DENİZ
Başlangıçta sözlü olarak aktarılan mitolojik anlatılar, zamanla toplumsal yargılara, geleneklere, erkek egemen hukuk sistemine ve devlet yapısının gelişmesiyle birlikte yasa ve kanunlara dönüşerek varlık kazanmaya başlamıştır. Uzun bir hikâyenin kısa özeti, bugün hepimizin yaşamına sirayet eden kölelik sisteminin hâlâ varlığını sürdürmesinde yatmaktadır.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın geçmişteki görüşmelerinde, İmralı heyetinde yer alan Pervin Buldan’dan Sati geleneğini araştırmasını istemesinin altında yatan neden de muhtemelen budur. Kadınlara dayatılan kölelik düzeni üzerinden cinsiyetçiliğin nasıl dallanıp budaklandığını ve yaşamın her alanında kadınların bedenini, ruhunu ve düşüncelerini birer "mekân" olarak gören anlayışı işaret ettiği açıktır.
Biz de bu bağlamda yaptığımız küçük bir araştırmada, Sati geleneğinin mitolojik, sosyolojik ve kadın üzerindeki etkilerini ele alarak kısa bir giriş yapmak istedik. Elbette kadınlar açısından derinlemesine incelenmesi gereken bir konu olan Sati geleneği, içerik ve sonuçlarıyla kadın mücadelesine katkıları açısından büyük bir öneme sahiptir.
Mitler, tanrılar, yarı tanrısal varlıklar, toplumun gelişiminde önemli rol oynayan kahramanlar, hayvanlar ve tabiat olaylarıyla ilgili bilgiler vermiş ya da onlar üzerinden çeşitli açıklamalar yapılmasını sağlamıştır. Bununla birlikte, mitler aklın ve mantığın sınırlarını aşan bir alana hitap ettiğinden, daha iyi anlaşılabilmesi ve aktarılabilmesi için insanlar tarafından dramatik bir şekilde sunulmuştur.
Toplumsal yaşamda kadınların ezilmesinin ideolojik inşası
Dolayısıyla insan, hem mitleri oluşturan bir varlık olduğu için “mitojenik” hem de mitin nesnesi olduğu için “mitolojik” bir varlık olarak kabul edilir. Mitler, insanlara doğaüstü varlıklar, evrenin kökeni, fiziksel ve metafizik âlem hakkında bilgiler sunarken, aynı zamanda toplumsal bilinç, kültürel bakış açısı, gelenekler ve bir yaşam anlayışı kazandırır. Kadın etrafında gelişen toplumsallığı yıkıma uğratan sistemle ana kadın değerlerinin çatışması tanrı-tanrıça savaşları olarak ifadeye kavuşturulmuştur. Bu hikayeler tanrıçanın öldürülmesi, küçümsenmesine dair mitolojik anlatımlara dönüştürülmüştür. Bu açıdan toplumsal yaşamda kadınların ezilmesi ideolojik olarak inşa edilmiştir.
Birey, yaşadığı toplumla organik bir bütünlük sağlamış ve nasıl yaşaması, nasıl davranması gerektiğini bu mitler aracılığıyla öğrenmiştir. Böylece doğal toplumda varoluşunu gerçekleştiren ahlak, zaman içinde birçok başkalaşım geçirmiş ve ataerkil zihniyetin hizmetine girmiştir.
Her toplumun kendine özgü mitolojik ve edebi dille anlattığı mitleri vardır. Tanrıların ve tanrıçaların devrine ait her hikâye, kadınların ve toplumun içine çekildiği gerçekliği gözler önüne serer. Burada yatan temel hakikat ise, anlatılan her mitolojik hikâyenin farklı isimler ve versiyonlarla dünya coğrafyasının farklı bölgelerinde yaşanıyor olmasına rağmen, toplumsal bağlamda kadına biçilen rolün ve düşürüldüğü konumun değişmemesidir. Yani mitolojik hikâyeler, evrensel (küresel) bir niteliğe sahip olup ataerkil sistemin gelişimini anlamamıza dair birçok ipucu sunar.
Hint Mitolojisi’nin gerçek yüzü
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Hint mitolojisinin beslendiği kaynağı şöyle ifade etmişti; “Hintliler çok renkli bir teoloji oluşturuyorlar. Büyük tanrılar kadar sayılamayacak tanrısal varlıkları da inşa etmeleri söz konusudur. Mitolojilerinde aslında Sümerlerin derin etkisi görülmektedir. Teolojilerinin fazla kafa karıştırıcılığı dış kökenli olmasından ve sentez kabiliyetinden yoksunluklarından kaynaklanır.”
Hint mitolojisi, bu kaynak üzerinden başta Hindu, Budist ve Jainist metinlerinde yer aldığı gibi, pek çok yerel anlatıyla da kendisine zenginleşmiş köklü bir mitolojik geçmiş yaratmıştır. Hindu mitolojisi, bu bağlamda Hint toplumunu doğrudan etkileyen ve zamanla dini ritüellere dönüşen birçok mitolojik hikâyeyi içinde barındırır. Tüm dini ritüellerin ve festivallerin kökeninde kutsanan mitolojik kahramanlar bulunmaktadır. Bununla birlikte ilahi düzen, eylemler, cennet, cehennem, merhamet, lütuf, ölüm-ölümsüzlük, münzevilik ve fedakârlık gibi pek çok kavram, Hindu mitolojisi aracılığıyla topluma aktarılmıştır. Zira bu mitolojide, yarı tanrısal varlıklar, tanrılara kurban sunma, geçmiş günahlardan arınmak için dünyevi zevklerden uzaklaşarak münzevi bir hayat yaşama gibi uygulamalar yaygındır. Bu durum, zamanla sosyal ve kültürel bakış açıları arasında farklılıkların gelişmesine de yol açmıştır.
Kalika Puranalar sırrı
Hindu mitolojisinin bir diğer temel kaynağı Brāhmaṇa metinleridir. Bu metinler, kurban törenlerinin kişinin bu dünyada nasıl avantajlar kazanmasını sağlayacağını anlatır. Hindu mitolojisinde kutsal kabul edilen metinlerden biri de Kalika Puranalarıdır (tabletler üzerine işlenmiş yazılı metinler). Kesin olarak ne zaman ve kim tarafından derlendiği bilinmese de Purāṇalar, on sekiz büyük ve çok sayıda küçük metinden oluşur. Bu metinler, dünyanın yaratılışı, yaratılışın devamı ve yıkılışı, tanrılar, ermişler, kahramanlar ve insan soyunun hikâyelerini ele alır. Ayrıca tapınaklar, hac yerleri, astronomi, astroloji, felsefe ve dil bilgisi gibi konulara da değinir.
Kalika Purāṇa metinlerinde, Tanrıça Sati mitolojisinden de bahsedilir. Ancak zamanla Sati mitolojisine Hindular tarafında bir tanım yapılır. Bu tanıma göre; mutlu ve uzun evliliğin sembolü tanrıça Sati’nin ismi, sat kök kelimesinden türeyip, “İyi, erdemli ve inançlı kadın” anlamı ile ifade edildi. Bu bağlamda Sati, kendisini kocasına adamış, iyi ve iffetli bir kadın olarak Hint edebiyatında ve inancında yerini almıştır. Zamanla da bu tanım, kocasına sadık bir kadının, ölen eşinin cenaze ateşinde kendini feda etmesi anlamına gelen bir ritüele dönüşmüştür. Hindu kadınlarının ölen eşleriyle birlikte yakılması geleneği, mitolojik temellere dayandırılarak meşrulaştırılmaya çalışılmıştır.