Roboski Katliamı: Atılan bombalar ilk Muhammed’in annesinin yüreğine ateş düşürdü

Roboski Katliamı’nda yaşamını yitiren 34 insandan biri olan Muhammed Encü’nün annesi Heybet Encü, katliamın yaşandığı bölgeye koşan ilk kadınlardan. “O karlı yolda iki saatte yürüyüp çocuklarımıza ulaşabildik. Allah şahidimdir o gün gördüğüm şeyler on yıldır bir an gözümün önünden gitmedi” diyen Heybet Encü de diğer anneler gibi adaletin gelmesini bekliyor.

Roboski Katliamı’nda yaşamını yitiren 34 insandan biri olan Muhammed Encü’nün annesi Heybet Encü, katliamın yaşandığı bölgeye koşan ilk kadınlardan. “O karlı yolda iki saatte yürüyüp çocuklarımıza ulaşabildik. Allah şahidimdir o gün gördüğüm şeyler on yıldır bir an gözümün önünden gitmedi” diyen Heybet Encü de diğer anneler gibi adaletin gelmesini bekliyor.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Şırnex - “Bizim ev bombalandığımız yere en yakın evdir. Bombalar düşer düşmez anamın yüreğinin ipi kopmuş. Bombalamayı haber alan babam benim telefonumu aramış, çaldığını duyunca sevinmiş gitmediğime... Annemin onu arayıp gittiğimi söylemesi ile onun da yüreği bombalanır gibi parçalanmış... Koşup gelenler arasında en öndeydi annem, lakin ilk gelenin göreceği son gelenden farklı değildi ki... Mahşer yerine dönmüş bir arazide parça parça olmuş, yanmış, yatıyorduk...”

“Atılan bombaların sesini ilk annesi duydu”

Bu sözler Roboski Katliamı’nda yaşamını yitiren 13 yaşındaki Muhammed Encü’nün hikâyesinin küçük bir bölümü. Katliamın yaşandığı gün ilk bombardımanda yaşamını yitiren katırı için ağlarken, diğer bombaların kendisini vuracağından habersizdi Muhammed… Muhammed’in evi hikâyesinde de dediği gibi katliamın yaşandığı yere en yakın evdi. İlk atılan bombaların sesi herkesten önce sesi ilk duyan Muhammed’in annesinin yüreğine ateş düşürdü.

“Allah şahit hiç unutmam…”

Duyduğu sesle kendisini dışarıya attıktan sonra karlı yolda iki saat yürüyerek katliamın yaşandığı yere giden anne Heybet Encü, 10 yıldır bombalarla birlikte içine düşen ateşle yaşıyor. Oğlunun cenazesinin üzerine titreyerek baktığı katırın parçalarıyla karıştığını söyleyen anne Heybet Encü, katliam günü yaşadıklarını, “Allah şahit o gün gördüklerimi bir an olsun unutmadım, unutmam da” diyerek, anlatıyor. Heybet Encü o günden sonra diğer Roboskili anneler gibi karalar giyinerek çocuklarının hesabının sorulacağı günü bekliyor.  

Atılan bombalar ilk onun yüreğine ateş düşürdü

Katliamın yaşandığı gün bombardımandan önce askerlerin bölgeye giderek sınırdan gelen 34 kişinin önünü kesip gelmelerine engel olduğunu ifade eden Heybet Encü, askerlerin dönmesiyle beraber uçak seslerinin başladığını söylüyor. O gün gördüğü şeylerin hiç aklından çıkmadığını belirten Heybet Encü, atılan ilk bomba ile ne olduğunu biliyormuş gibi evinden fırladığını dile getiriyor. Bombaların sesleri ile birlikte bütün köyün ayaklanıp dağa doğru koştuğunu söyleyen Heybet Encü, en önden traktörlerle birlikte kendisinin gittiğini ifade ediyor.
 

“Çocuklarımızı elbiselerinden bastonlarından tanıdık”

Yaşadıklarını bu kısma kadar yazıya dökebildiğimiz Heybet Encü, katliam günü tanık olduklarını şöyle anlatıyor: “Biz gittiğimizde askerler dönüyordu, bize ‘dönün’ bir şey yok dediler. Biz gideceğiz,  çocuklarımıza ne oldu diye bakacağız dedik. Gittiğimizde ikinci bomba da atıldı. Biz ne oldu diye merak ederken, katliamdan yaralı kurtulan biri telefonla bizi aradı ‘yardımımıza koşun’ dedi. O karlı yolda iki saatte yürüyüp çocuklarımıza ulaşabildik. Allah şahidimdir o gün gördüğüm şeyler on yıldır bir an gözümün önünden gitmedi. Kiminin başı yoktu, kimi yaralıydı. Onları elbiselerinden, ayakkabılarından tanıdık. Ne ambulans geldi ne de askerler sordu. Hepsi kendini sağır kıldı. Millet geldiğinde bile uçaklar hala üstümüzde geziyordu. Biz cenazelerimizi sabaha kadar köye ulaştırdık. Bazı cenazeler toprak ve taşların altından çıkarılana kadar köye gelmeleri sabahı buldu.” 

“Her uçak sesinde o günü hatırlıyorum”

Oğlu dahil katledilen 34 kişinin çoğunun çocuk olduğuna dikkat çeken Heybet Encü, “O ilk atılan bombanın sesi kulağımdan, gözlerimin önünden gitmiyor. Şimdi de üzerimizden her uçak geçtiğinde o gün aklıma geliyor. Çocuklarımıza bunları yaptılar deyip o kanlı günü hatırlıyorum. Hepsi çocuktu, benim oğlum 13 yaşındaydı daha. Bu 34 insandan sadece 3 kişi evlenmişti. İkisi de çocuklarını bırakıp gittiler. Onları yakalasalardı. cezaevine koysalardı. Çocuklarımız bu katliamı hak etmediler” diyor.

“Devletten olmayan adaleti beklemiyoruz” 

Türkiye’de adaletten yana bir şey kalmadığına değinen Heybet Encü, “Eğer adalet olsaydı biz bunları yaşamazdık. Biz adaleti beklemiyoruz, adalet nedir ki, adalet Türkiye’de yok! Ben birini öldürsem, buraya atsam, hiç suçu yok, kimse bir şey yapmaz. Onların da ölümleri böyle oldu, devletin Roboski’ye adaleti de bu oldu. Devlet Roboski’yi görseydi on yılda bu kadar katliam ölüm olmazdı. Ama üzerinde durmuyorlar. Araya kaç yıl girdikten sonra iki gencimiz daha orada atılan bombalar ile yaşamlarını yitirdi. Onlarda bizimkiler gibi küçüktü. Akrabamızlardı. 34’lerin yanına defin etmemize da izin vermediler, öyle zulüm ve zalimlik yapıyorlar” sözleri ile yaşanan adaletsizliğe tepki gösteriyor.

Yarın: Avukat Kerem Altınparmak, Roboski Katliamı’nın hukuk sürecini anlattı