Direnişin Adı 8 Mart: Kürt kadınlar ‘Jin Jiyan Azadî’ felsefesiyle örgütleniyor- DOSYA-3
Erkek-devlet zihniyetinin kadın düşmanı politikalarına karşı “Jin Jiyan Azadî” diyerek özgür, eşit ve demokratik bir toplum için mücadelesine devam eden Kürt kadınlar, kadın özgürlükçü paradigmayla örgütlülüğünü genişletmeye devam ediyor.
JÎNDA AMARA
Haber Merkezi- Kürt kadınlar, erkek-devlet zihniyetinin işgal, baskı ve şiddet politikalarına karşı “Jin, Jiyan Azadî” diyerek, hayatın her alanında mücadeleye devam ediyor. Dört parça Kürdistan ve tüm diasporadaki Kürt kadınların temel gündemi Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziksel özgürlüğü oluşturuyor. Tüm yıl boyunca bulundukları her yerde yaptıkları çeşitli eylem ve etkinliklerle Önderliklerinin fiziksel özgürlüğü için sokaklardaydılar. Kadınlar ayrıca Türk devletinin işgal ve soykırım saldırılarına karşı da özgürlük mücadelesini örgütleyerek yanıt veriyor. ‘Direnişin Adı 8 Mart’ son bölümünü dünya kadın mücadelesine de öncülük yapan Kürt kadınlarının mücadelesine ayırdık.
Kuzey Kürdistan
Kuzey Kürdistan’da kadınların iradesini kırmak isteyen ve cinsiyetçiliği her alanda sürdüren AKP-MHP faşizmine karşı kadınlar alanlarda olmaya devam etti. 2023 yılında kadınlar, TJA'nın öncülüğünde düzenlenen faaliyetlerde yer aldı. Gözaltı, tutuklama ve özel savaş uygulamalarına rağmen kadınlar özgürlük taleplerinden vazgeçmedi. İktidarın kadın düşmanı politikaları, siyaset, medya, ekonomi alanlarında düzenlenen çalıştaylar, konferanslar, seminerler ve sokak eylemleriyle teşhir edildi.
Kürt kadın hareketi, Abdullah Öcalan üzerinde devam ettirilen mutlak tecridin sona erdirilerek fiziki özgürlüğünün sağlanması amacıyla eylemlerini sürdürdü. "Abdullah Öcalan'a Özgürlük ve Kürt Sorununa Siyasi Çözüm" kampanyası kapsamında Kuzey Kürdistan ve Türkiye cezaevlerinde bulunan PKK ve PAJK'lı tutuklular da 27 Kasım 2023 tarihinde dönüşümlü açlık grevi eylemlerini başlattı. Eylemin başlamasıyla birlikte başta Barış Anneleri olmak üzere yüzlerce tutuklunun ailesi, çocuklarına destek olmak ve Abdullah Öcalan'a yönelik ağır tecride dikkat çekmek amacıyla Adalet Nöbeti başlattı. Kadınların öncülüğünde başlayan Adalet Nöbeti devam ediyor.
Kürt kadınları 2024 yılında da kadın özgürlükçü paradigmayla yeni yol ve yöntemlerle erkek-devlet politikasına karşı mücadelesine devam ediyor. Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorunun siyasi çözümü talebiyle 1 Şubat’ta Wan ve Qers’tan başlatılan ve 15 gün süren "Büyük Özgürlük Yürüyüşü"ne kadınlar yoğun ilgi gösterdi. Abdullah Öcalan’ın doğduğu Amara Köyü’nde sona eren yürüyüşün yapıldığı tüm güzergahtaki kentlerde, kadınlar yürüyüşe destek verdi. Kampanya kapsamında birçok kentten kadınlar, Abdullah Öcalan’a mektup gönderdi.
Kürt kadınları, Kuzey Kürdistan ve Türkiye'de 31 Mart'ta yapılacak yerel seçim sürecine aktif bir şekilde yer alıyor. Kayyımlardan belediyeleri almaya hazırlanan DEM Partili kadın adaylar, kadınlarla yaptığı buluşmalarda kente ve kadına dair fikir alışverişleri yapıyor.
Tevgera Jinên Azad (TJA), Amed'de iki günlük "Sessizlik Zinciri: Kadın Siyasi Mahpusların Etrafındaki Duvarları Yıkmak" başlıklı uluslararası konferans gerçekleştirdi. Konferansa Güney Kurdistan, İran, Türkiye, Kanada, Filistin, Katalonya, Kuzey İrlanda, Bask, Latin Amerika ve Filipinler'den kadınlar katılım sağladı. Kapitalist ulus devlet sistemlerinin ürettiği, cinsiyetçi, ırkçı, sömürgeci hapishane sistemlerinin değerlendirildiği konferansta önemli kararlaşmalara da gidildi.
Amed ve İstanbul’da yüzlerce sanatçı ve siyasetçinin imzacısı olduğu "Barışın sesi olalım" bildirisi yayımlandı. Bildiri kamuoyuyla iki ilde yapılan basın toplantılarıyla duyuruldu. Tecridin kaldırılması ve kalıcı barışın sağlanması çağrısının yapıldığı bildiride, Abdullah Öcalan'ın barıştaki rolüne dikkat çekildi.
Kuzey ve Doğu Suriye
Kuzey ve Doğu Suriye’de Rojava Devrimiyle birlikte kadınlar, yeni bir yaşamın inşası için devrim içinde adeta yeni bir devrim yarattı. “Kadın Devrimi” olarak nitelendirilen bu mücadele, 11 yıldır eşi benzeri olmayan bir direnişe sahne oluyor. Kadınlar, askeri, diplomasi, siyaset, kültür-sanat, ekonomi gibi neredeyse hayatın tüm alanlarında örgütlenerek kendi bağımsız sistemini yürütüyor. Ancak örgütlülüğünü büyüterek sürdüren kadınlar, Türk devletinin saldırılarının da ilk hedefi oluyor. IŞİD'in yenilgiye uğratılmasının ardından Türk devleti özellikle son birkaç yıldır adeta IŞİD'in yapamadığını yapmaya çalışıyor. Kadınlar, bir taraftan ahlaki ve politik bir toplumu inşa etme yolunda önemli adımlar atarken, bir taraftan da Türk devletinin saldırılarına karşı direniyor.
Demokratik Özerk Yönetimi, 12 Aralık'ta, çoğu kadın hakları ve aile hukuku ile Kuzey ve Doğu Suriye'deki tüm kurumları bağlayan 134 maddeden oluşan yeni bir Toplumsal Sözleşmeyi onayladı. Eş liderliğin en önemli maddelerinden biri olan Toplumsal Sözleşmede kadınların devrim sırasında elde ettiği kazanımlar da tanınıyor.
Tecrit bölgede de kadınların en önemli gündemlerinden oldu. Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması amacıyla çeşitli eylem ve etkinlikler düzenleyen kadınlar, küresel olarak sürdürülen "Abdullah Öcalan'a Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm" kampanyasına da güçlü bir şekilde katılım sağladı. Kongra Star ve bölgesel düzeydeki kadın hareketlerinin öncülüğünde her şehirde yürüyüşler düzenlendi, konferans, çalıştay, seminer ve toplantılar gerçekleştirildi.
Kadınların aktif olarak yer aldığı her çalışma, Kuzey ve Doğu Suriye'de hayat bulan Demokratik Ulus Sistemi’yle yapıldı. Demokratik Ulus Sistemin mimarının Abdullah Öcalan olduğunu belirten kadınlar, mücadelelerini de bu sistemle sürdüreceklerini her fırsatta yineledi. Dêrik’ten Şehba’ya binlerce Kürt kadını ve diğer gruplar, Abdullah Öcalan'ın uluslararası bir komployla Türk devletine teslim edilmesinin yıldönümünde, Türk devleti başta olmak üzere komploya ortak olan hegemonik güçler yapılan protestolarda kınandı.
Kongra Star ve Zenûbya Kadın Topluluğu öncülüğünde, kadınlara yönelik baskılara, katliamlara, özel savaş politikalarına (fuhuş, casusluk vb.) karşı toplumu bilgilendirmek amacıyla birçok ilde seminer, eğitim ve toplantılar yapıldı. Ayrıca Kongra Star öncülüğünde çok sayıda erkeğe eğitimler verildi.
Türk devletinin 11 Şubat'ta Gazi Federasyonu binasına insansız hava araçlarıyla saldırması sonucu, Kuzey ve Doğu Suriye Devrimi'nde IŞİD çetelerine karşı savaşan Sorxwîn Rojhilat ve Azadî Dêrik hayatını kaybetti.
Demokratik Suriye Güçleri ve YPJ liderliğindeki İç Güvenlik Güçlerinin, 27 Ocak’ta Hol Kampında başlattığı “İnsani ve Güvenlik Operasyonu”nun üçüncü aşaması 6 Şubat'ta sona erdi. Operasyonda onlarca çete üyesi göz altına alınırken, çok sayıda askeri teçhizata el konuldu. Operasyonda 2014 yılında IŞİD çeteleri tarafından kaçırılan Êzidî kadın Kovan Îdo Xorto da kurtarıldı.
Zenûbya Kadın Topluluğu, başta Minbic, Tebqa, Reqa ve Dêrezor olmak üzere özgür ve demokratik bir toplum inşa etmek amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Buluşma, toplumsal sorunlara dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla “kadına yönelik şiddet”, “Çocuk evlilikler”, “Çok eşlilik”, “Dijital şiddet” gibi konularda kampanyalar düzenliyor. Abdullah Öcalan'a yönelik uluslararası komployu ve Türk devletinin uyguladığı tecridi kınamak amacıyla “Zaman Kadın Özgürlük Zamanı” ve "Aile Yasalarını Uygulayın" kampanyaları en önemli kampanyalar arasında yer aldı.
Doğu Kürdistan
İran’ın Tahran kentinde 16 Eylül 2022 tarihinde Jina Mahsa Amini, başını düzgün örtmediği bahanesiyle ‘ahlak polisleri’ tarafından katledildi. Jina Mahsa Amini’nin katledilmesiyle Doğu Kürdistan ve İran'da tüm dünyayı etkileyen bir isyan başladı. Kadınlar öncülüğünde “Jin, Jiyan, Azadî” sloganıyla başlayan isyanda halk, İran İslam Cumhuriyetinin politikalarına karşı ayaklandı ve özgürlük talebinde bulundu. İran İslam Cumhuriyetinin ayaklanmaya saldırması sonucu yüzlerce kişi hayatını kaybetti. Ayaklanmayı bastırmaya yönelik baskı politikalarını devreye koyan İran İslam Cumhuriyeti, binlerce kişiyi tutukladı, cezaevlerinde işkenceye maruz bıraktı, idam cezası verdi. Ancak kadınlar tüm bu baskılara rağmen eylemlerine devam etti.
Doğu Kürdistan ve İranlı kadınlar, “Jin, Jiyan, Azadî” isyanının gücüyle 2023 yılında da mücadelesini hem sokaklarda hem hapsedildikleri cezaevlerinde sürdürdü. İran hapishanelerindeki Zeyneb Celaliyan, Nergîz Muhammedî, Nîlofer Hamedî, Elahe Mohemadî, Spîde Qolyan, Warîşe Moradî, Pexşan Ezîzî başta olmak üzere siyasi tutuklular her fırsatta seslerini yükselterek direnişini sürdürüyor. Siyasi tutukluların direnişine karşı İran devleti de tutukluların başta tedavi hakkı olmak üzere en temel haklarını ihlal ediyor. İran'da 16 yıldır tutuklu bulunan ve idam cezasına çarptırılan Zeyneb Celaliyan’ın ailesiyle iletişim hakkı ve birçok sağlık sorunu olmasına rağmen tedavi olması engelleniyor. Tehditlere boyun eğmeyen Zeyneb Celaliyan, idam cezalarına karşı 61 kadın tutuklunun başlattığı açlık grevine de katılarak destek verdi.
İran İslam Cumhuriyetinin mücadelelerini engellemek amacıyla uyguladığı kadın düşmanı politikalarına karşı Doğu Kürdistanlı ve İranlı kadınların mücadelesine sanatçılar ve aktivistler açıktan destek verdi. İsviçre'de 28-29 Ocak tarihleri arasında Jin, Jiyan, Azadî Konferansı düzenlendi. Konferansta Doğu Kürdistan ve İran kadınların mücadelesine vurgu yapıldı. İran'da yapılan son seçimler için boykot kararı alan kadınlar, İran devletini ve adaylarını protesto etmek amacıyla sandık başına gitmedi.
Güney Kürdistan
Federal Kürdistanlı kadınlar da kadına yönelik şiddetin artmasına neden olan erk yasalara karşı tepkilerini sık sık dile getirdi. Pek çok aktivist, siyasetçi, sanatçı, insan hakları savunucusu, Federal Kürdistan hükümetinin politikalarını eleştirerek, kadına yönelik şiddeti durdurabilecek etkili bir yasa talep etti. Yıl içerisinde Federal Kürdistanlı kadınlar, RJAK öncülüğünde kadına yönelik şiddetin yanı sıra Türk devletinin desteğiyle yürütülen fuhuş gibi özel savaş politikalarına karşı yürüyüşler, seminerler, toplantılar ve çalıştaylar düzenledi.
2023 yılı içinde en önemli gündemlerden biri de İl Genel Meclis seçimleriydi. Kerkük'te yapılan seçimlerde YNK 5 sandalye kazanarak birinci parti oldu. Bu seçimde, kadınlar mevcut savaş politikalarına karşı olduklarını belirterek, kalıcı bir değişim istediklerini açıkladı. Seçimlerin ardından Türk devletinin arkasında yer alan bazı kesimler, Kerkük halkını korkutarak, birtakım suikastlar ve oyunlarla seçimi geçersiz kılmak istedi.
19 Ocak’ta Rojava Kürdistanlı Kürt siyasetçi Firyal Silêman Xalid’in, MİT istihbaratı tarafından düzenlenen silahlı saldırıda katledilmesi, Kürtlerin yaşadığı Newroz mahallesi sakinlerinin zorla yerinden edilmek istenmesi ve Kerkük'ün merkez çarşısında bir güvenlik görevlisine yönelik suikast düzenlenmesi bu oyunlardan bazılarıdır.
Türk devletinin Federal Kürdistan'ın işgaline dayalı diplomasisini, YJA STAR ve HPG gerillalarının eylemlerinin ardından artırdı. Türk devleti yetkilileri, Irak hükümeti ve Federal Kürdistan hükümeti arasında yapılan son görüşmede köylere yönelik saldırılar artarken, medya savunma alanlarına yönelik yapılan saldırılarda ise çok sayıda sivil hayatını kaybetti. Kadınlar, Türk devletinin saldırılarına ve Irak hükümeti ile Federal Kürdistan hükümetinin iş birliğini protesto etti.
Çoğunluğu kadın olan öğretmenlerin aylardır atamaların yapılması ve maaşların ödenmesi talepleriyle başlattığı boykot da devam ediyor. Federal Kürdistan Bölgesi hükümeti, talepleri karşılamak yerine tehdit ve baskılarla boykotu kırmaya çalışıyor. Öğretmenler talepleri karşılanana kadar boykotlarının devam edeceğini belirtiyor.
Şengal
Êzidî kadınlar, yıl boyunca değerlerine ve başarılarına sahip çıktığı bir mücadele yürüttü. Êzidî Kadın Özgürlük Hareketi (TAJÊ), 10 yıllık mücadele deneyimine dayanarak özellikle kadınların ilerlemesi ve örgütlüklerinin büyümesi için önemli çalışmalar yürüttü. TAJÊ, Êzidî kadınlarına ve toplumuna yönelik dışarıdan ve içeriden gelen her türlü saldırı, politika ve kirli planlara karşı mücadelesini kararlılıkla sürdürdü.
Kadınların öncülük ettiği Êzidî toplumu, mücadelesini siyasi, diplomatik ve toplumsal alanda olmak üzere üç temel üzerinde yoğunlaştırdı. Êzidî kadınların da katkılarıyla, Şengal, Bağdat, Silêmanî, Lübnan ve Avrupa'da Êzidî kadınların mücadelesine ilişkin çalıştaylar ve konferanslar düzenlendi. Bu çalıştay ve konferanslarda Êzidî kadınlar toplumlarının umutlarını ve taleplerini dile getirdiler. Êzidî kadınlara ve Êzidî topluma yönelik yapılan 74’üncü fermanın ülkelerde soykırım olarak tanınması için çalışmalar yürütüldü.
Meclis ve akademilerde hem kadınlara hem de erkeklere yönelik eğitim kursları açıldı. Abdullah Öcalan'ın fikirlerini, felsefesini ve paradigmasını tanımak için çaba gösteren Êzidî kadınlar, iki çalıştay düzenledi. Çalıştaylar, TAJÊ ve Arap Kadınları Konseyi öncülüğünde gerçekleştirildi. Çalıştaylarda, Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü, Êzidî-Arap kadınlarının birliğinin geliştirilmesi, erkeğin aklı ve otoritesine karşı mücadele ve direnişin yükseltilmesi istendi. Êzidî-Arap kadınların Şengal'deki mücadelesi tüm Iraklı, Federal Kürdistanlı kadınları da etkiledi.
2024 yılına “74’üncü fermanın intikamını Jin, Jiyan, Azadî ile alacağız” hedefiyle giren Êzidî kadınlar, Türk devleti ve KDP'ye, Êzidî toplumuna yönelik planlanan özel ve psikolojik savaşa karşı mücadelesine devam ediyor.
Mexmûr
Şehit Rüstem Cûdî (Mexmûr) Mülteci Kampı’nda 30 yıldır devam eden direniş halkın yaşam biçimi oldu. Kamptaki kadınlar, hayatlarının her anında özgürlük mücadelesini en üst düzeyde yürüttüler. 2023 yılı da direnişle geçti. Abdullah Öcalan'a uygulanan tecride karşı mücadele eden kadınlar, “Jin, Jiyan Azadî” sloganı etrafında yürüyüşler, duyurular, seminerler, çalıştaylar, konferanslar, anma törenleri, kutlamalar gibi eylem ve etkinlikler düzenledi. Kadınlar, bu yılki 8 Mart’ı da yıllardır devam ettirdikleri direniş ruhuyla karşılıyor.
Bitti…