Libya’da sendikal mücadelede kadınların dönemi başlıyor -1

Dünden bugüne sendikal mücadele Sendikal mücadele ülkeden ülkeye farklılık gösterirken, 1972’den beri grevlerin yasak olduğu Libya’da ise tüm baskılara rağmen bu mücadele varlığını sürdürüyor. Demokratik olmayan ülkelerde sendikal faaliyetler bir tehlike olarak görülürken, İslam ülkelerinde toplu pazarlığa ilişkin uygulamalara bakıldığında da farklılıklar ortaya çıkıyor. İki günlük dosyamızın birinci bölümünde sendikal faaliyetler hakkında bilgiler paylaşırken, ikinci bölümünde ise Libya Sendikalar Genel Federasyonu Başkanı Nermin Sharif’in ülkesinde yürüttüğü sendikal mücadele hakkındaki röportaja yer vereceğiz.

Dünden bugüne sendikal mücadele

Sendikal mücadele ülkeden ülkeye farklılık gösterirken, 1972’den beri grevlerin yasak olduğu Libya’da ise tüm baskılara rağmen bu mücadele varlığını sürdürüyor. Demokratik olmayan ülkelerde sendikal faaliyetler bir tehlike olarak görülürken, İslam ülkelerinde toplu pazarlığa ilişkin uygulamalara bakıldığında da farklılıklar ortaya çıkıyor. İki günlük dosyamızın birinci bölümünde sendikal faaliyetler hakkında bilgiler paylaşırken, ikinci bölümünde ise Libya Sendikalar Genel Federasyonu Başkanı Nermin Sharif’in ülkesinde yürüttüğü sendikal mücadele hakkındaki röportaja yer vereceğiz.

IPTÎSAM AXFÎR

Libya - Ekonomik ve siyasi sistemler, toplumsal yapıları etkilemekte ve farklı sosyal yapıların oluşmasına zemin hazırlamakta ve aynı şekilde toplumsal yapılar da ekonomik ve siyasi yapıları etkilemektedir. İslam ülkeleri, petrol rezervleri ve doğal kaynaklar açısında zengin olmasına karşın, ekonomik performansları ve refah düzeyleri bu kaynaklarla mukayese edilmeyecek düzeyde düşüktür. Bu ülkeler sınıflandırıldığında üç ortak özelliğin öne çıktığı görülmektedir; petrol zengini ülkeler, sanayileşmekte olan ülkeler ve az gelişmiş ülkeler. Bu özellikler esas alınarak İslam ülkelerini kabaca sınıflandırmak mümkündür. Bu ülkelerin ortak özelliği nüfus itibariyle büyük olması ve nüfus artış oranlarının yüksek seyretmesidir. Potansiyel güçlerine rağmen siyasi yapılarında yaşanan istikrarsızlıklar ülkelerin hem siyasi hem de ticari işbirliklerini olumsuz etkilemektedir.

Kırılması zor bir bağımlılık ilişkisi üretildi

Batıda gerçekleşen sanayi devrimi ve bunu takip eden sancılı sanayileşme, İslam ülkelerinde aynı şartlarda başlayıp devam etmediği gibi benzer sonuçları da doğurmamıştır. Bu tespite rağmen İslam ülkelerinde sanayileşme çabaları farklı şartlarda ve farklı amaçlarla başlatılmış, kırılması zor bir bağımlılık ilişkisi üretilmiştir. Üretim sürecinin coğrafi olarak bölünmesi, gelişmiş ülkelere bağımlılık ve piyasalara eklemlenme çabaları İslam ülkelerinin bağımlığını artırmıştır. Bu bağımlılık sınıfsal yapıların da doğmasına yol açmıştır. Sendikal örgütlenme ve toplu pazarlık uygulamalarıyla tanışan İslam ülkeleri bir yönüyle İslami ilkelerin etkisi altında iken, diğer yönüyle kapitalist ve sosyalist sistemlerin etkisinde kalmıştır.

Farklılıklar olduğu gibi benzerliklerde var

Sendikal haklar, temel insan hakları niteliğinde olan sosyal bir haktır. Bu hak kolektif ve bireysel özgürlükleri kapsayan çifte temelli bir haktır. Bu hakların varlığı tek başına yeterli olmaz, güvence altına alınmış olması ve uygulanabilir olması gerekmektedir. Sendika özgürlüğünün sendika çokluğu ilkesiyle birlikte var olması bu hakkın özgürce kullanımının teminatıdır. Özellikle İslam ülkelerinde sendika çokluğu ilkesinin, devlete ve işverenlere karşı bağımsız sendikaların ortaya çıkabilmesi için esas alınması oldukça önemlidir. İslam ülkelerinde sendikaların tarihsel gelişimine bakıldığında bazı yönleriyle farklılıklar olduğu gibi benzerliklerin de olduğu görülmektedir.

Toplu pazarlık hakkı

Sendikaların en önemli fonksiyonlarından biri toplu pazarlık hakkıdır. Sendikaların güçlenmesi ve kolektif hakların gelişmesi toplu pazarlık ve toplu iş sözleşmesi sistemine yol açmıştır. Bu sistemle işletmede çalışma barışı sağlanıp, işbirliği içinde üretim ve gelişmenin artırılması, sonra da gelirin adil dağılımı sağlanarak, iktisadi gelişmeden bütün toplumun yararlanması suretiyle sosyal adaletin gerçekleştirilmesi ve böylece milletçe refah seviyesinin yükseltilmesi hedef alınmaktadır. Toplu pazarlık, sendikaların en temel fonksiyonlarından olmasına karşın, bu hakka yönelik yasak ve sınırlandırmalar devam etmektedir. Toplu pazarlığa yönelik sınırlandırmalar, kimlerin bu haktan yararlanacağından, hangi sendikaların bu hakkı kullanabileceğine, bu hakkı kullanmak için gerekli olan üye sayılarına, toplu iş sözleşmelerinin düzeyinin belirlenmesine, toplu iş sözleşmelerinin süresine ve içeriğine kadar geniş bir alanı kapsamaktadır. Bu sınırlandırmalar diğer ülkelerde olduğu gibi İslam ülkelerinde de mevcuttur.

Pakistan örneği

İslam ülkelerinde toplu pazarlığa ilişkin uygulamalara bakıldığında birbirinden çok farklı olduğu görülmektedir. İlk olarak Pakistan’da uygulanan süreç incelendiğinde gizli oylamayla seçilen kayıtlı sendikalara toplu pazarlık hakkının verildiğini görüyoruz. Toplu pazarlık sürecinde anlaşma sağlanmazsa uyuşmazlık uzlaştırma sürecinde çözülmeye çalışılır. Uzlaşma başarısız olursa, uzlaştırıcı tarafları bir hakemle ihtilafı çözmeye yönlendirir. Taraflar kabul ettikleri takdirde, üzerinde mutabık oldukları hakeme toplantıya katılma talebini yazılı olarak iletirler. Hakem, kararını 30 gün içinde veya taraflarca kararlaştırılan bir süre içinde verir. Hakemin kararı iki yılı geçmemek üzere kesin ve geçerlidir. Anlaşma sağlanmamış ise grev süreci başlar. Pakistan'da, örgütlenme hakkından hariç tutulan 1952 tarihli Temel Hizmetler Bakım Yasası kapsamındakilerin toplu olarak pazarlık etmelerine izin verilmemektedir. Sendikal haklara yönelik sınırlandırmaların bir yansıması olarak toplu pazarlık süreci de sınırlandırılmıştır.

Sendikal hakların ayrılmaz parçası grev

Grev çalışanların örgütlenme hakkını işlevsel kılan, toplu pazarlığı uzlaşma sürecine sokan ve haksızlıkları durduran önemli bir haktır. İşi geçici olarak durdurmayı esas alan bu hakkın amacı işvereni ve yönetimi uzlaşmaya yaklaştırmaktır. Sendikal hakların ayrılmaz parçası olan grev, her ülkede olduğu gibi İslami ülkelerde de oldukça önemlidir. Bazı ülkeler grevi yasaklarken, bazıları kısıtlamakta, bazıları da hak olarak tanımaktadır. Bazı ülkelerde savunma grevi serbest iken bazı ülkelerde saldırı ve savunma grevi birlikte serbesttir. Ancak grevi hak olarak tanıyan ülkelerde dahi greve yönelik engellerin artması, uygulanmasındaki zorluklar bu hakkın önemini göstermektedir.

Demokratik olmayan ülkelerde tehdit olarak görülüyor

İslam ülkeleri yeterince sanayileşememiş ve işçi sınıfı oluşumunu ya geç yaşamış veya henüz yaşamakta olan ülkelerdir. Bu ülkelerin büyük çoğunluğu Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’ne üye olmuş, ILO’nun sendikal haklara yönelik sözleşmelerinin bir kısmını onaylamış, ancak uygulamada aynı olumlu tabloya rastlanmamıştır. Bu ülkelerin mevzuatında yer alan düzenlemelerin önemli bir kısmı hakları sınırlandıran, kullanımını zorlaştıran hükümlerden oluşmaktadır. Bu hakların uygulanmasında yaşanan sorunlar da ilave edilince endüstri ilişkileri sisteminin İslam ülkelerinde etkin uygulanamadığı sonucu ortaya çıkmaktadır. Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC)’nun 142 ülkeyi kapsayan 2018 küresel hak indeksi araştırmasına göre en kötü işçi hakları olan on ülkenin altısının İslam ülkesi olması bu tespit ve eleştirileri doğrulamaktadır. Sendikal haklar, ekonomiyi bozan, gelişmeyi engelleyen, çatışma yaratan haklar olarak değerlendirilmekte, özellikle demokratik olmayan yönetim tarzları nedeniyle sisteme tehdit olarak görülmektedir.

Libya’da sendikal mücadele

Libya’da ise grevler 1972'den beri yasak, ancak aslında sendikalar varlığını sürdürdü. 1980'lerin ortalarında, Trablus merkezli Ulusal Sendika Federasyonu'nu oluşturan 18 sendikaya ait yaklaşık 275 bin üye vardı. Buna ek olarak, öğretmenler, mühendisler, hekimler, avukatlar ve diğer profesyoneller için ayrı sendikalar mevcuttu. Diğer gruplar kadın ve öğrencileri temsil etti. Libya çıkar gruplarının Batı geleneğinde oynadığına benzer gerçek bir siyasi rolü olmamasına rağmen, sorumlulukları arasında kültürel devrime katkıda bulunmak, üyelerinin devrimci bilincini yükseltmek ve ulusal liderlere ve politikalarına destek seferber etmek vardı.

Yarın: Libya Sendikalar Genel Federasyonu Başkanı Nermin Sharif: Baskılara rağmen mücadelemden vazgeçmedim