Kadın dengbêjlerin görülmeyen yaşamı – 1

Fewziye Mihemed yüz klamı kayıt altına aldı Halkların acılarını, mutluluklarını, özgürlük istemlerini, direnişlerini, zorluklarını kadife sesleri ile tüm dünyaya yayan kadın dengbêjler bir döneme damga vursa da güzel sesleri ve yorumları ile günümüze kadar gelmiştir. Fatma İsa, Zadina Şakir, Ayşe Şan, Nesrin Şêrwan, Meryem Xan ve Elmas Xan, Erivan ve Bağdat Radyolarında seslendirdikleri Kürtçe şarkıları kayıt altına alarak, Kürt edebiyatının da hafızasını canlı tutmuşlardır.

Fewziye Mihemed yüz klamı kayıt altına aldı

Halkların acılarını, mutluluklarını, özgürlük istemlerini, direnişlerini, zorluklarını kadife sesleri ile tüm dünyaya yayan kadın dengbêjler bir döneme damga vursa da güzel sesleri ve yorumları ile günümüze kadar gelmiştir. Fatma İsa, Zadina Şakir, Ayşe Şan, Nesrin Şêrwan, Meryem Xan ve Elmas Xan, Erivan ve Bağdat Radyolarında seslendirdikleri Kürtçe şarkıları kayıt altına alarak, Kürt edebiyatının da hafızasını canlı tutmuşlardır.

Haber Merkezi – Güzellikler diyarı olan her yerde, bütün mallar savaş ganimeti olarak görülür ve yağmalanması “helal” sayılır. Mezopotamya coğrafyasının savunucuları, tarihi hafızalarının hazinesini korumak için her zaman farklı yollar aramışlardır. Tarihi anıları, hikayeleri, tarihi destanları en basit dille anlatarak çocuklarının zihinlerine yerleştirmişlerdir. En çok da bu savunma yolunda dengbêjlik önemli bir rol oynamış ve katliamın pençesinde özerkliğini korumuştur. Tarihsel sembolleri de vücutlarının üzerinde işledikleri deqlerle (dövme) çocuklarına göstermişlerdir. Hangi simgenin ne anlama geldiğini onlara anlatmışlardır. Evlerin kapılarına bereket simgeleri ve üzerlik otunun koruyuculuğunu yerleştirmişlerdir. Erivan’da üzerinde şahmaran, tavus kuşu, kartal desenlerinin olduğu beyaz perdeler duvarlara asılır. İnsan o resimlere her baktığında beyninde daha da bir yer edinir ve zaman içerisinde insanın gözlerinin önünden gitmez. Geri kalanlar ise vücutlarının derisine deq ile yapmış oldukları sembolleri, mezara kadar kendileriyle birlikte götürmüşlerdir.

Bağdat Radyosu’ndan sesleri her yere yayılan kadın dengbêjler

Bağdat Radyosu 1939'da açıldı. Radyo için çalışan bulmak için bir yarışma düzenlenir. Tanınan sanatçıların hepsi bu yarışmaya katılır ve her biri sesindeki güzelliğin derecesine göre seçilir. O süreçte dengbêjliği sürdürmek için Botan’dan yönünü Behdinan, Zaxo ve Musul’a veren Meryem Xan, bu sefer yönünü Bağdat’a vererek dengbêjliği zirveye çıkarır. O süreçte Meryem Xan gibi birçok kadın dengbêj arayışı içinde yönünü Bağdat Radyosu’na çevirir. Bu efsanevi kadınların sesleri aracılığıyla radyo telleri üzerindeki dengbêjlik ülkenin her yerine ulaşır.

Sözlü Kürt edebiyatının peşinden gittiler

Bu dengbêjler tarihi beyitleri destansı ve stranlarla sürdürmüşlerdir. Sürgündeki Erivan radyosundan Bağdat radyosuna kadar Fatma İsa, Zadina Şakir, Ayşe Şan, Nesrin Şêrwan, Meryem Xan ve amcakızı Elmas Xan, Kürt edebiyatını kayıt altına almış ve hafızalarını yeniden canlandırmışlardır. Bu kişiler kişiliklerini aşmış, ailelerini bırakmış ve toplumsal gerçeklikle bütünleşmişlerdir. Böylece aile ile dengbêjlik arasında kaldıkları zaman seçimlerini dengbêjlikten yana vermişler ve sözlü Kürt kültürünün peşinden gitmişlerdir.

Çocuk evliliklere dikkat çekiyorlar

Gündelik hayat tüm artıları ve eksileri ile şarkılarının sözlerinde yer almıştır. “Dêre sorê biçukê” ve “Xalê Cemîl tu extiyarê dîno ez gedeme” şarkılarıyla hala büyük bir toplumsal sorun olan çocuk yaşta evliliğe işaret etmişler. "De dayê" parçasıyla da bugün hala çözülemeyen ekonomik kriz ile yoksulluğu dillendirmişlerdir. Kader parçalarıyla da yaşananları ortaya koyuyorlar. Her ne kadar eskisi gibi dengbêjlik ve edebiyatta kadınlara yer verilmiyor olsa da klamların çoğunun kadınların yarattıkları ve söyledikleri görülüyor. “Lawikê Metini”, “Şahino”, “Mem û Zîn”, “Siyabend û Xecê” ve “Derweş û Edulê” gibi şarkı ve hikayelerde olduğu gibi kadınların fedakarlıklarını ve vermiş oldukları sözün bağlılığını görmek mümkün.

Haklarında sınırlı bilgi var

Birçok dengbêj kadın, sesinin güzelliğiyle yansıtmış olduğu birçok klam olmasına rağmen bu kadınların hayat hikayeleriyle ilgili yeteri bir bilgi yok. Sadece isimleri ve söyledikleri klamları tarihi bir miras olarak kalmış durumda. Federe Kürdistan Bölgesi’nin Hewler kentinde bulunan Gulbûhar ve ablası Fewziye, seslerinin güçlülüğü ve klamlarının zenginliğiyle günümüze kadar gelmişler.

100 klamı kayıt altına aldı

Fewziye Mihemed, 1926 yılında Federe Kürdistan Bölgesi’nin Hewler kenti yakınlarında Seyidav köyünde dünyaya gelir. Babası memur olduğu için henüz küçük yaşlardayken köyden ailesiyle birlikte çıkarak Musul ve Bağdat’a yaşarlar. Kürt folklor klamlarına olan ilgisi henüz küçük yaşlarda başlar. Büyüdüğünde Kürtçe klamları öğrenmek için sürekli Kürdistan’a gidip gelir. Güzel bir sese sahip olan Fewziye Mihemed, şölen ve düğünlerde klamlarını seslendirmiştir. 1944’ten 1952 yılına kadar Bağdat Radyosu’nda her hafta 30-45 dakika boyunca klamlarını seslendirir. “Qumrî serbalim şîne”, “Lê lê Êmo”, “Xeftanê”, “Dotmam”, “Girê sîra bi sîre” ve “Lê lê megirî”nin de aralarında olduğu birçok klamı seslendirir. Radyoda çalıştığı süre içerisinde yaklaşık yüz Kürtçe klamı arşiv haline getirmiştir. Ancak şuan bu arşivden sadece 15 klam kalmış durumda.

Evlendikten sonra klam söylenmesi yasaklanır. Güçlü ve güzel sesi evin içinde hapsedilen Fewziye Mihemed, 1992 yılında yaşamını yitirir.

Yarın: Elmas Xan’ın klamları bugün hala her yerde