Hatay’da eğitim öğretim sınıfta kaldı

Depremin ardından normal yaşamına devam etmeye çalışan Hatay’da zor şartlarda çalışan eğitim emekçileri, dezavantajlı durumda olan öğrencilerin durumunun görülmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

BINEVŞ STÊRK

Hatay- 6 Şubat 2023 tarihinde Türkiye’de saatler 04.17’yi gösterdiğinde tarihin en yıkıcı felaketlerinden biri yaşandı. Mereş (Maraş) merkezli iki depremde, resmi verilere göre 53 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Depremin etkilediği 11 kentte ağır yıkıma neden olan sarsıntılar, 13 milyon kişinin hayatını doğrudan değiştirdi.  

Depremin büyük yıkıma neden olduğu kentlerden biri olan Hatay’da, hayat hala normale dönmüş değil. Depremin izlerinin hala canlı olduğu kentte, birçok alanda krizler yaşanıyor. Bu alanlardan biri de eğitim. Depremin ardından Hatay’da 210 okul yıkıldı. 2025-2026 eğitim öğretim yılında tüm okulların açılmasının üzerinden 2 ay geçti. Ancak Hatay’da öğrenciler, şantiye alanlarında ders görüyor, konteyner kentlerde yaşam sürüyor. Hatay’da eğitimde yaşanan krizleri ve eğitimci kadınların yaşadığı sorunları Sevilay Elmas ile konuştuk.

‘Sorunlar artarak devam ediyor’

Depremin üzerinden yaklaşık 3 yıl geçtiğini hatırlatan Eğitim emekçisi Sevilay Elmas, ancak pek çok problemin hala büyüyerek devam ettiğine dikkat çekti. Sadece şekilsel olarak değişimlerin olduğunu ifade eden Sevilay Elmas, sorunların boyut değiştirdiğini söyledi ve konuşmasını şöyle sürdürdü: “Önceden depremin farklı etkileri, sonuçları vardı. Şu an yaşanan başka sonuçlar var. Şu an mesela kent yeniden inşa ediliyor ama bununla alakalı başka başka problemler oluşuyor. Yani bu kadın eğitim emekçileri boyutuyla da öyle, öğrenciler boyutuyla da öyle, halk boyutuyla da problemler sürüyor. Ulaşımla alakalı çok ciddi problemler var. Yaklaşık 5 dakika sürecek bir yol bile 25 dakikayı buluyor. Araçlar sürekli sanayide, sürekli araçlarla ilgili problemler yaşanıyor. Zaten hala toplu taşımaya erişilemiyor. Ne halk ne öğrenciler ne kadın eğitim emekçileri. Toplu taşıma neredeyse yok denecek kadar az. Otostop çok yaygın bir şekilde hala sürerek devam ediyor.” 

‘Kız öğrenciler yoksulluktan kaynaklı okuldan uzaklaştı’ 
Okullarda yaşananlara işaret eden Sevilay Elmas, çok fazla devamsızlık probleminin yaşandığına dikkat çekti. Sevilay Elmas, “Çünkü ulaşım problemi ve onun dışında yoksulluğun getirdiği sonuçlardan, özellikle toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklı da kız öğrencilerin daha çok okula gelmediğini gözlemliyoruz” dedi. Kız öğrencilerin yoksulluktan kaynaklı okuldan uzaklaştığını belirten Sevilay Elmas, “Eğer anne bir geçim derdinden kaynaklı ev içinde bir üretim sağlıyorsa, diğer çocukların bakımını yine kız öğrenciler sağlamak zorunda kalıyor. Böyle bir boyutu var. Onun dışında, bir gün gelebilen öğrenci başka bir gün ulaşım probleminden kaynaklı veya hava koşullarından kaynaklı okula gelemeyebiliyor. Tabii ki bu erkek öğrenciler için de geçerli ancak birinci olarak tercih edilen kız öğrenciler oluyor. Çünkü evin yükünü yine anneden sonra çeken kız öğrenciler olduğu için aile boyutuyla alakalı böyle bir durum yaşanıyor” diye konuştu. 
‘Psikososyal destek sunulmadı’ 
Hatay’da bir soruna dönüşen ve herkesin dile getirdiği sosyalleşecek alan olmaması sorununu dile getiren Sevilay Elmas kadın öğretmenlerin okuldan sonra sosyalleşecek bir alan bulamadıklarını söyledi. Sevilay Elmas, şöyle devam etti:

“Sosyalleşecek alanlar zaten çok sınırlı ve zaten deprem kaygısı hala sürüyor. Yaşadıkları evlerin güvenli olup olmadığından hala emin olamadıkları için o travmatik dönem atlatılamadı. İnsanlara psikososyal destek sunulmadı. Bu sebepten hala o travma etkileri sürüyor. Kadın eğitim emekçileri okullardan sonra bir an önce eve gitme derdinde. Sosyalleşme zaten yok. Ve zaten buna bir zaman ayırmak da istemiyorlar.” 

‘Sosyalleşme olmayınca öfke kontrolü problemi yaşıyoruz’ 
Çocukların bakım yükünün de tamamen emekçilerin sırtında olduğuna dikkat çeken Sevilay Elmas, şunları söyledi:

“Böyle problemler artarak devam ediyor. Yoksulluk zaten katmerleşerek ilerliyor. Tabii ki Türkiye'nin her yerinde yoksulluk derinleşiyor. Ancak burası deprem bölgesi. Bir şey değişmiş değil. Bu yoksulluğun olumsuz sebeplerinden kaynaklı dışarıda bir harcama yapacak bir bütçe zaten yok. İnsanlar evlerine hapsolmuş durumda. Bunun da tabi çok olumsuz etkileri oluyor. Yani sosyalleşmek insanları psikolojik olarak sağaltan bir şey, onlara fizyolojik olarak, psikolojik olarak pek çok açıdan iyi gelen bir şey. Bu olamayınca da öfke kontrolü ile alakalı problemleri de gözlemliyoruz. Ve okullarda pek çok olumsuz şeyle karşı karşıya kalıyoruz.” 

‘Hatay halkı memleketine çok bağlı olduğu için döndü’ 
Eğitimde göç boyutuna değinen Sevilay Elmas, çok yoğun bir şekilde göç yaşandığını belirtti. Özellikle Mersin'e, Ankara'ya, Adana'ya ve Antalya'ya yoğun bir göç olduğunu anlatan Sevilay Elmas, “Hatay halkı memleketine bağlı ve memleketini her koşulda seven bir halk olduğu için, bir sene geçtikten sonra o kötü koşullara bile insanlar dönmek istedi. Bir yıl sonra geri dönen oldu. Tabi net bir veri yok elimizde. İki yıl sonra daha da arttı bu. Ama burada tabi ki konut problemi var. Konut problemi olduğu için insanlar ya güçlendirdikleri ve çok masraf harcadıkları evlerine geçitler ya da kalabalık aileler şeklinde yaşamaya devam ettiler. O çok büyük ailelerin içerisinde de sorumluluk, ev işi, yük, emek çok arttı. Gelenler de şehrin merkezinde değil, köylere gittiler. İş ile okulları merkezdeyse çok uzun yollar gelmek zorunda kalıyorlar. Bu ulaşım problemiyle birlikte sorunlar daha katmerleşiyor. Böyle bir problem var” şeklinde konuştu.  

Konteynerların Valilik tarafından boşaltılacağı söyleniyor’ 
Depremden sonra yapımına başlanan TOKİ'lere değinen Sevilay Elmas, “TOKİ'ler de şehrin çok dışında, dağ eteklerinde. Orası, depreme karşı daha güvenli. Ancak ulaşım problemi olduğu için kişisel araçları olanlar için bir nebze daha çözüm oluyor. Ama toplu taşıma kullananlar için problem büyüyor. Bu yüzden daha çok konteynerda kalmak tercih ediliyor” diye konuştu. Konteynerların da Valilik tarafından boşaltılacağının söylendiğine dikkat çeken Sevilay Elmas, bunun için de Kasım ayının ilk haftası gibi bir tarih verildiğini söyledi.

Okullarda uzun süreli su ve elektrik kesintileri 
Sevilay Elmas yeni yapılan binalarla alakalı hala bir sürü problemin olduğuna işaret ederek “Yani altyapıyla alakalı problem var. Su akıtma ile ilgili problem var. Tesisatla alakalı problem var. Elektrik kesintileri şehrin her yerinde sürüyor. Binalarda, okullarda, kendi okulum da dahil sürekli elektrik kesintisi yaşanıyor. Su kesiliyor sürekli ve o kadar kalabalık olan kamu kurumlarında suyun ve elektriğin kesik olması hijyen anlamında da ve başka türlü sebeplerle de bir sürü problemin büyümesine sebep oluyor. Yani sağlıklı koşullarda eğitim maalesef sürdürülemiyor.”


‘Hak kaybı yaşayan öğrenciler Türkiye genelinde ortak sınava tabi tutuldu’ 
Hatay’daki öğrencilerin Türkiye’nin diğer öğrencilerine göre büyük oranda dezavantajlı bir durum yaşadığını kentteki tüm eğitim emekçileri dile getiriyor. Sevilay Elmas, da bu konuya dikkat çektiği konuşmasının devamında şunları belirtti:

“Türkiye genelinde ders süresi 40 dakikadır. 10'ar dakikadan bir sürü hak kaybı oldu öğrencilerin. Ancak bu hak kaybını yaşayan öğrenciler Türkiye genelinde ortak sınava tabi tutuldu ve aynı muameleyi gördüler. Dezavantajının desteklenmesi gibi bir şey yaşanmadı. Aynı sınavlara girip aynı değerlendirmelere tabi tutuldular ki bu çocukların konteynerlarda ders çalışacak ortamları da yoktu ve ders süreleri de daha eksikti. Böyle olumsuz tarafları vardı. Şu an yeni binalar yapıldı. Defne'de yaklaşık 6 okul var. Ancak şimdi o binalarla alakalı da eksiklikler söz konusu ve neyle karşı karşıya kalınacak bilemiyoruz.”

‘Ekonomik destek sunulmadı’ 
Diğer şehirlerdeki gibi olanakların tam olarak öğrencilere, öğretmenlere, eğitim emekçilerine sunulmadığını vurgulayan Sevilay Elmas, burası deprem bölgesi olduğu için en başından beri bütün öğretmenlere burayla alakalı bir ek ödenek talep ettiklerini hatırlattı. Sevilay Elmas, “Çünkü hakikaten bir ek ödenek olması gerekiyor. Dezavantajlı bir durumda yaşadığımız ve çalışma hayatımızın böyle olduğundan kaynaklı buranın bir daha talep edilen, daha kalınması uygun görülen kalabilirim denebilecek bir noktaya gelmesi için, buranın desteklenmesi gerekiyordu. Ancak böyle bir destek sunulmadı” diye konuştu. 
‘Ders programları kadın eğitimcilerin hayatını kolaylaştıracak şekilde olmalı’ 
Bunun kadın boyutuna da değinen Sevilay Elmas, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin zaten var olduğuna dikkat çekerek, şunları belirtti: “Bu her yerde görünen bir şey. Kadınlar sadece okulda ders vermiyorlar. Eve gidince orada kendi çocuklarına da bakım emeği veriyorlar. Evde bir yaşlı varsa ona da bir bakım emeği veriyorlar. Ekstra yoruyorlar. Yani bir erkek eğer bir yoruluyorsa ki deprem koşullarında iki yoruluyordur, bir kadın onun ekstra iki üç katı daha fazla yoruluyor. Bununla alakalı da daha esnek olunması gerekiyor. Öğretmenlere, eğitim emekçilerine, kadın eğitim emekçilerine okullarda daha esnek olunması gerekiyor. Ders programlarının onun hayatını daha da kolaylaştıracak şekilde yapılması gerekiyor. Bu, Türkiye'nin her yerinde olan bir şey.” 
‘Kadınlar karar mekanizmalarında yer almıyor’ 
Kadınların karar mekanizmalarında yer almadığını kaydeden Sevilay Elmas, “Çünkü kadınların dışarıda ev içi ve okul dışındaki sorumluluklarından kaynaklı karar mekanizmalarında yer alacak ve oraya ekstra zaman harcayacak bir zamanları yok. Ve zaten böyle bir şeyi de tercih etmiyorlar. Bu tamamen toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanıyor. Bu toplumsal cinsiyet eşitliği ile alakalı, bizim sendika olarak da bir talebimiz var. Bunun eğitiminin verilmesi, ana sınıfından başlayarak üniversitelere kadar derslerinin verilmesi, ders müfredatlarının içeriğinin eşitsizliğin önünü alacak şekilde planlanması ile alakalı bizim zaten sürekli bir talebimiz var. Ama maalesef bununla alakalı bir şey göremiyoruz” dedi. 
‘Toplumsal cinsiyet eşitliğinin öneminin göz önünde bulundurulması gerekiyor’ 
Deprem bölgesinde 3 yıl geçtiğini bir kez daha hatırlatan Sevilay Elmas, konuşmasını “Ancak deprem çok büyük bir depremdi. Hatay bunu en ağır şekilde yaşayan il. Bunun görülmesi gerekiyor. Bunun hala sürdüğünün bilinmesi gerekiyor. Hatay'ın unutulmaması, desteklenmesi, kadın eğitim emekçilerinin, kız öğrencilerin dezavantajlı durumunun sürdüğünün bilinmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin öneminin göz önünde bulundurulması gerekiyor" diyerek bitirdi.