toplum/yaşam
-
“Anadillerini öğrenerek büyüyen çocuklar daha başarılı”
Son yıllarda bölgede Kürt ebeveynlerin çocuklarını anadilleri ile değil de Türkçe konuşarak büyüttüğüne dikkat çeken MED-DER Eşbaşkanı Şilan Elmas Kan, ailelere bu yöntemden uzaklaşılması gerektiği çağrısında bulundu. Çocukların kendi anadillerini öğrenerek hayata başlaması gerektiğini savunan Şilan Elmas Kan, anadillerini öğrenerek büyüyen çocukların her alanda daha başarılı olduğuna dikkat çekti.
-
Mısır’daki geri geleneksel ölçüler kadınların yaşamına mal oluyor
Mısır’da kadınlar evlendiklerinde evli oldukları erkeğin ailesi ile birlikte yaşamak zorunda. Bunu kabul etmedikleri taktirde hem mirastan hem de birçok haktan mahrum bırakılıyor. Konuyu değerlendiren uzmanlar, evlenen kadınların bir süre sonra eşinin ailesiyle şiddetli geçimsizlik yaşadığını bu durumun kimi zaman kadın katliamlarına ve intihara sürüklenme gibi sonuçları doğurduğuna dikkat çekti.
-
Binlerce kişiye umut olan kadın
Çiğdem Kuzucu, yıllar önce tek çocuğu Erdi Berkay Gülmez’i lösemi hastalığından kaybetmiş. Kuzucu, oğlu Erdi’nin ölümünden sonra yetişkin lösemi hastalarına dikkat çekmek ve nakil bekleyen sayısız hastaya yardım etmek için sosyal medya üzerinden “1000 Gönüllüden 1’i de Sen Olur musun” gurubunu kurarak binlerce kişiye umut oldu.
-
Yeni barbieler çalışma yaşamındaki kadınlardan esinlenerek üretildi
Pandemi yaşamımızda tartışmasız bir şekilde çok şeyi değiştirdi. Absürd bir konu gibi gelebilir, ancak çocuklarımıza kendisince estetiği dayatan barbie markasıyla anılan oyuncak firmasının bile “barbie tatilde, barbie partide” gibi versiyonlarından “barbie hastanede, operasyon odasında” oyuncaklarına doğru evrildik. Bebek markası üreticisi bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanında çalışan kadınların bebeklerini yaptı.
-
Zübeyde Tepe: 28 yıldır oğlumun katillerinin yargılanması için mücadele veriyorum
Cumartesi Anneleri, gözaltında katledilen Özgür Gündem gazetesi muhabiri Ferhat Tepe’nin faillerini sordu. Ferhat Tepe’nin annesi Zübeyde Tepe, “28 yıldır oğlumun katillerinin yargılanması için mücadele veriyorum. Türkiye’de adalet yok. Eğer adalet olsaydı katiller bulunmuştu” dedi.
-
Kayıp Yakınları: Osman Buluttekin nerede?
İHD ve kayıp yakınları, Kulp ilçesinde 1995’te evine düzenlenen baskın sonucu gözaltına alınan Osman Buluttekin’in akıbetini sordu.
-
Afganistan’da kadın gazeteciler hedefte
Karşılaştıkları bütün zorluklara rağmen mesleklerini ısrarla sürdüren Afganistan’daki kadın gazeteciler, “Biz kadınlar yaşanan zorluklar karşısında geri adım atmamalıyız. Egemen gücün özgürlüklerin sesini bastırmaması için kendi söylediğimizde ısrar etmeliyiz” diyor.
-
Tutuklu annesi: Bir yıldır oğluma ne dokunabiliyorum ne de sarılabiliyorum
Türkiye’de cezaevlerinde yaşanan zorluklara dikkat çeken Mihan Turan, pandemi ile birlikte koşulların daha da çekilmez hale geldiğine dikkat çekerek, “Bu hastalık yüzünden bir yıldır açık görüşler yapılamıyor, görüşler camların arkasında. Oğluma ne dokunabiliyorum ne de sarılabiliyorum. Bir anne için bu dünyada daha acı, daha kötü ne olabilir?” diye sordu.
-
Şengal özgürleşti, Êzdalık bitmedi
“Şengal’in özgürleşmesinden bahsediyordu. Evin içinde mutluluktan tilili çektim. İlk defa gülmüştüm. İçim kıpır kıpır olmuştu. Sonra Ebu Ladin geldi ‘neden sevindin’ diye sordu. Ben de ‘Şengal siz IŞİD’in vahşetinden kurtuldu, her yer kurtulacak sizin sonunuz ölüm’ dedim. Birden bana saldırdı. Beni yere attı var gücüyle vurmaya başladı.”
-
Sağlık sektörünün çöktüğü Arap ülkelerinde kadınlar ailelerine şifa oluyor
Dünyanın her yerinde koronavirüs ile mücadele kapsamında hastanelerde hastaların tedavi süreci ile ilgilenen hemşire, doktor ve çalışan bulunuyor, ancak Arap ülkelerinde sağlık altyapısının yıkılması nedeniyle böyle bir imkan yok. Bu nedenle yakınları virüse yakalanan çok sayıda kadın, doktor ve hemşire rolünü üstlenerek yakınlarını iyileştirmeye çalışıyor.
-
Ömrünü gazeteciliğe adayan Edibe kadınlar için de spor salonu açtı
Yirmi yıldır basın alanında çalışma yürüten gazetece Edibe Ehmed Semin, bir yandan basın işini sürdürüyor, diğer yandan gençlik, kadın, hayır işleri gibi kurumlarda da aktif kimliği ile yer alıyor. Kadınlara özel bir spor salonu da açan Edibe, “Hayır kurumlarında çalışmak bana hayatın anlamlı olduğunu hissettiriyor” diyor.
-
“Mekteba Sor mahşer yeri oldu”
Şirin Êzidî bir kadın olarak en ağır işkenceleri yaşadı. Dayak yedi, aç kaldı, defalarca tecavüze maruz kaldı. Şirin yaşadıklarını “cehennem” diyerek tarif ediyor. O anlatıyor biz sözün ve yaşanmışlıkların ağırlığıyla dinliyoruz.
-
“Ben Şirin 15 yaşında IŞİD beni esir aldı”
Duyduğumuz tüm hikayelerin toplamına doğru gidiyoruz. Yukarı ve aşağı pazara, dağlara giden yola, seni dağlara taşıyan yolun hemen yamacına ve zikzakların aşağısında şehre açılan yolun ağzındayız. Daha yeni tanıştığımız Şirin ve ailesi de işte tam da burada IŞİD’in eline geçiyor. “Benden bir şey mi gitti. Dönüp arkama babama bakmak istedim. Ama dönemedim. Dönecek gücü kendimde göremedim. Belki de babam hala orada dizüstü oturuyordu. O gün ve sonrasında hiç dönüp babama bakamadım.”
-
Benim hikayem Çiyayê Şengal -4
Tüm insanlığa tecavüz ettiler “O odada, biz Êzidî kadınlarına yapılan işkence ve tecavüzler karşısında, tüm insanlık sınıfta kaldı. Ben bu dünyanın bir vicdanı olduğuna inanmıyorum.”
-
Kadın cinayetleri neden sadece izleniyor?
Sosyolog Feryal Saygılıgil ülkede yaşanan kadın cinayetlerine neden seyirci kalındığından, sosyal medyada kadın cinayetlerinin yansıma biçimlerine varana kadar bir çok konuyu değerlendirirken; “Kadın cinayetleri kamusal alanda da sıradan görülüyor, tıpkı evde olduğu gibi. Biz hepimiz aynı sınıftan, renkten olmayabiliriz ama aynı şekilde eziliyoruz. Hepimiz kurbanıyız bu sistemin” diyor.
-
Benim hikayem Çiyayê Şengal -3
“Bu dünya günahkar, bu dünya bize yapılanlardan sorumlu” Êzidîler tüm dünyanın gözü önünde 3 Ağustos 2014 tarihinde DAİŞ tarafından 74. Ferman’ı yaşarken, saldırılar başladığında henüz 13 yaşında olan Ezda ve ailesi de esir alındı. Tecavüz, işkence başta olmak üzere her türlü zulmü yaşayan ve yaşananlara tanıklık eden Ezda, “Benim yaşadıklarımda hiçbir günahım yok. Beni çocuk oyunlarımdan aldılar ve bu dünyanın vicdanına sığmayacak bir sürü şey yaşattılar. Bunun günahkarı, sorumlusu ben değilim, bu dünya günahkâr, bu dünya bize yapılanlardan sorumlu. Bizimkisi ifadesiz bir acı oldu. Konuşsak da bir faydası yok ki” diyor.
-
Benim hikayem Çiyayê Şengal -2
Leyle Celal, mezarların hemen yanında arafta “Yol boyunca yüreğimizde taşıdığımız acının yükü ve yolun zorlukları bizi ölümle yaşam arasında araf çizgisinde tutuyordu. Biz anneler yol boyunca acının yükü altında ezildik, sınıra acılarımızla birlikte ulaştık.”
-
Cumartesi Anneleri: Cezasızlık politikası sürdürülüyor
Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 853’üncü haftasında bir araya geldi. Bu hafta gözaltına alındıktan sonra işkence edilerek katledilen, daha sonra ise bir binanın altıncı katından atılarak intihar süsü verilen Süleyman Cihan’ın failleri soruldu.
-
651. haftada Fahri Balyeci’nin akıbeti soruldu
İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, bugün 1996 yılında gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınmayan Fahri Balyeci için bir araya geldi.
-
Benim hikayem Çiyayê Şengal -1
Êzidîler yüzyıllar öncesinden, Ninova ovasından Şengal dağlarına kadar uzanan coğrafyaya yerleşti. Êzidîlerin yaşadıkları yerleşim alanlarında, ağırlıkta Şengal merkeze bağlı olmak üzere 20 kasaba, 2 ilçe ve yüzlerce köy bulunuyor. Şengal ve Tilafer arasında kalan yerleşim alanlarında Êzidîler, Araplar, Türkmenler ve Kürtler birlikte yaşıyorlar. Bu topraklarda sevdiklerini kaybedenler hiç bitmeyecek bir yasla yaşıyorlar. Onların hafızalarından bir an bile gitmeyen ferman, baş uçlarında duran toplu mezarlarla yüreklerini dağlıyor. Dile kolay resmi kayıtlara işlenmiş 81 toplu mezar sizi nereye gitseniz de kuşatıyor... Esir alınan, yıllarca türlü işkenceler edilen, satılan, tecavüze maruz kalan binlerce kadın, kız çocuğu anlattıklarıyla umutsuzluk değil asla güçlü bir direnişi dünyaya anlatıyor. Dosyamızda Êzidî kadınlar yaşadıklarını tüm çıplaklığıyla ajansımıza anlattılar. Biz mikrofonlarımızı onlara uzattık ve tek bir kelimesini kesmeden tarihe bir not düşmek istedik. Bu yazı dizimizde kadınların yaşadıkları karşısında aynı zamanda güçlü duruşlarını da okuyacaksınız…