Sudanlı kadınların güvenli yerlere yolculuğu zorlu geçiyor

Sudan’da çatışmalar nedeniyle milyonlarca insan yerinden edildi. Özellikle şehirlerini terk etmek zorunda kalan kadınları yollarda birçok tehlike beklerken bu büyük bilinmezlik karşısında kadınlar zorluklar ile mücadele ediyor.

AYA İBRAHİM

Sudan – Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri(HDK) arasında çıkan çatışmalar bir yıldan fazladır devam ederken, savaş nedeniyle göç edenlerin sayısı 8 milyonu aştı. Çatışmalar devam ettikçe insanlar güvenli olan şehirlere doğru sürekli yer değiştiriyor. Özellikle bir bölgeden diğerine güvenli ulaşım imkanı bulamayan, saatlerce yürümek zorunda kalan kadınlar yollarda birçok tehlike ile karşı karşıya kalıyor.

Hartum'dan Gadarif şehrine gelen çok sayıda yerinden edilmiş kadın zorlu yolculuklarını ve yaşamlarını ajansımıza anlattı.

‘Saatlerce yürüdük’

Hartum'un kuzeyindeki Doroşab bölgesinde yaşayan ve öğretmen olan Şadia Mohamed Ahmed, “Savaş başladığında, devam eden çatışmalara ve koşullara rağmen yaşadığım evden ayrılmayı düşünmüyordum. Oradayken büyük acılar çektim oradan ayrılıp, HDK’nin kontrolüne geçene kadar ülkenin merkezindeki El Cezire eyaletinin Vad Medeni şehrine gittim. Ancak burada HDK’nin kontrolü ele geçirmesinin ardından orayı da terk ederek Al- Hush eyaletine gittik. Yakınlığına rağmen ulaşım kolay olmadı, yürüyerek çıktık çünkü araçlar yoktu” şeklinde konuştu. 

Şadia Mohamed Ahmed yerlerinden edilme yolculuklarıyla ilgili şunları söylüyor: “Al-Hush eyaletinden Sennar şehrine gittik normal şartlarda yolculuk bir buçuk saat  olmasına rağmen yedi saatte ulaştık, oradan da Kassala iline vardık. Bir hafta dinlenmek içi burada kaldık.  Ardından son varış noktamız, ülkenin doğusundaki Kızıldeniz eyaletine bağlı Sudan Limanı’na ulaştık. İçinde yaşadığımız zorlu yaşam koşullarından dolayı çok zorluk çekiyoruz.”

‘İlk üç aydan sonra acılar daha da şiddetlendi’

Hartum'u çatışmaların başında terk edenler ile yaşadıkları zorlanmalarının farklı olduğunu belirten Şadia Mohamed Ahmed “Aylar sonra ayrılanların çektiği acılardan farklıydı; çünkü ilk dönemde yolların geçilebilir olması, yerinden edilenlerin istediği yere ulaşımını kolaylaştırdı. Araçlar vardı. İlk üç ayından sonra acılar daha da şiddetlendi. Özellikle köprüler kapatıldıktan sonra yerinden edilen insanlar dışarı çıkmak için başka yollar aramak zorunda kaldı” dedi.

‘Vardığımız yer de iyi değildi’

Hemşire Sohinda Ali ise Hartum'dan ülkenin doğusundaki Gadarif şehrine kadar olan yerinden edilme yolculuğunu çok zorlu olarak değerlendirdi. Sohinda Ali “Mağduriyetimizi arttıran şey, çocuklarımın yanımızda olması ve paramızın olmayışıydı” diyerek, vardıklarında ise pek iyi olmayan bir manzara ile karşılaştıklarını kaydetti.

‘7 kişilik ailemle başkentten ayrıldım’

Savaşın başlamasından önce yaşadıkları hayatın çok uzakta kaldığını dile geiren Hikma Abdul Rahman ise yerinden edilme deneyimini şöyle anlatıyor: “7 kişilik ailemle birlikte başkent Hartum'dan ayrıldım ve HDK kontrolü ele geçirmeden önce hepsi ülkenin merkezindeki Vad Medeni şehrine gittik. Vad Medeni'den ayrılıp Gadarif kentine giderek, yerinden edilmiş kişilerin yaşadığı okullardan birine yerleştik. Umarım ülkemiz düzelir ve herkes evlerine döner.”

‘Bir okulda yaşıyorum’

Başkent Hartum'un ortasındaki Buri bölgesinden Gadarif şehrine gelen Kevser Ahmed'in de böyle bir hikayesi var. Kevser Ahmed yardımlarla geldiğini ve okullardan birine ulaşana kadar bir arabadan diğerine geçtiğine dikkat çekerek, “Şu anda yerinden edilmiş insanların barındığı bir okulda yaşıyorum. Savaş devam ederken çok zor koşullar altında yaşıyoruz” diye belirtti.