Savaş aileleri parçalıyor: İdlibli kadınlar göçe zorlanıyor

Savaş ve işgal nedeniyle topraklarını terk etmek zorunda kalan İdlibli kadınlar, göç yollarında birçok tehlike ile karşı karşıya kalıyor. Göç sonrası da normal bir yaşam sürdüremeyen kadınlar, her türlü zorluğa göğüs germek zorunda bırakılıyor.

HEDİL EL-OMER

İdlib – Savaş, emperyalist hegemonların paylaşım, güç ve tahakkümlerini devam ettirmek için günümüzde çok farklı araçlarla sürdürdükleri bir olgu olarak karşımıza çıkıyor. Savaş süreçleri kan, gözyaşı, ölüm, sömürü ve işgali getirirken, zorunlu göç nedeniyle de insanlar yerlerinden-yurtlarından ediliyor. Savaşlarla birlikte coğrafyaların kimlikleri değişiyor, aileler parçalanıyor ve en çok ta kadın ve çocuklar etkileniyor. İdlib şehri de Türkiye ve bağlı paramiliter çete gruplarının işgali altında olan bir kent. İdlib’in kendisi dışarıya çok sayıda göç verirken, göç almış ya da demografik yapısı çetelerin buraya taşınması ile değiştirilmiş.

Aileler göç dalgaları ile karşı karşıya

Savaşın ardından İdlib sakini çok sayıda yurttaş komşu ülkelere göç ederken, parçalanan aileler yine farklı göç dalgaları ile karşı karşıya kalıyor. Suriye’nin farklı kentlerinden İdlib’e buranın ardından Türkiye ve sonrasında ise Avrupa’ya göçün dayatıldığını söylüyor kadınlar. Göç yolları güvenlikli mi peki? Aslında hayır, hiç bir güvencesi yok. Hatta İnsan Hakları İzleme Örgütü 2018 yılından bu yana değerlendirmede bulunan bir raporda, Türk jandarmasının İdlib ile sınır bölgelerindeki Suriyeli sığınmacılara ayrım gözetmeksizin ateş açtığını raporlaştırarak belgeliyor. Zorunlu göçe maruz kalan ve göç yollarında uğradıkları sıkıntıları ajansımıza anlatan kadınlarla konuştuk.

“Türkiye sınırında tacize maruz kaldım”

İdlib’in Han Şexûn kentinden 48 yaşındaki Fatima Abdel Aziz, “Ailemin her bir üyesi bir yerlere dağıldı. Onları bir araya getirme hayali ile Türkiye’ye gitmeye çalıştım. Bu girişimlerimin hepsi illegal yollarla gerçekleşti. Türkiye sınırında asker tacizine maruz kaldım ve psikolojik baskı gördüm. Üzerimize ateş açıldı hatta bir kadın ve çocuk yaralandı. Bu kez Türkiye’ye değil de Avrupa’ya göç etmenin yollarını aradım. Eşimi kaybettim ve 6 yıldır çocuklarım Avrupa’da yaşıyor. Bende çocuklarımın yanına gitmek istiyorum” sözleriyle yaşadığı zorlukları aktardı” sözleriyle yaşadığı zorluklara dikkat çekti.  

Gözaltına alınıp sınır dışı edildi

İdlib'den Türkiye’ye oradan da Avrupa’ya geçmeye çalışan kadınların sayısına ilişkin resmi bir veri bulunmazken, kadın aktivistler yeni göç dalgalarına işaret etti. Kadınlardan 28 yaşındaki Nasra Şeyh Ahmed, eşiyle birlikte Türkiye topraklarına ulaşmayı başardıktan sonra, eşinin yaşadığı Kıbrıs Rum Kesimi'ne geçmek üzere İskenderun'a giderken Türk makamları tarafından gözaltına alındığını ve İdlib’e yeniden gönderildiğini dile getirdi. İdlib’ten Türkiye’ye bin 500 ABD doları karşılığında geçiş yaptığını sözlerine ekleyen Nasra Şeyh Ahmed, eşinin 2019 yılından bu yana Kıbrıs’ta yaşadığını ve yanına gitmek için riskli yolları tercih etmek zorunda olduğunu ifade etti.

“Göç eden aileler normal bir yaşam sürdüremiyor”

Sosyal danışmanlık hizmeti veren Rawan Kaddour ise, yaşananlara dair şu değerlendirmelerde bulundu: “İnsanlar ailelerini kaybetmemek için tek seçenek olarak göçü seçiyor. Göç artık erkeklerle sınırla değil. Suriye savaşının yayılmasıyla ailelerin çoğu komşu ülkelere göç ediyor ancak sonrasında normal bir yaşam sürdüremiyor. Tehlikeli göç yollarını göze alan kadınlar her türlü zorluk ile karşı karşıya kalıyor. Bu işi insan tacirleri yapıyor, amaçları yalnızca para kazanmak.”