Rakka’da el sanatları alanında ustalaşarak kadınlara ilham oluyorlar

Rakka’da el sanatları alanında ustalaşarak hayata geçirdikleri projelerle bir çok kadına da ilham olan Julia Abu Zar ve Hatice Al-Mazal, kadınların her başarılı adımının toplumun refahına fayda sağladığı mesajını verdi.

YUSRA AL-EHMED

Rakka – Teknolojik gelişmelerin etkisiyle kaybolmaya yüz tutmuş el sanatları kadınlar tarafından nesilden nesle aktarılıyor. Kuzey ve Doğu Suriye’nin Rakka kentinde yaşayan Julia Abu Zar ve Hatice Al-Mazal da, el sanatları ürünlerini yaparak hem geçimlerini sağlıyorlar hem de bu sanatla kadınlara örnek oluyorlar.

‘Ürünlerimize talep her geçen gün artıyor’

Ermeni halkından olan 40 yaşındaki Julia Abu Zer de, büyükannesinin yardımıyla çocuk yaşta öğrendiği el dokuması halıları kızına öğretiyor. Sanayileşmenin etkisiyle zamanla yok olmaya başlayan el sanatlarını kadınlar olarak korumaya çalıştıklarını anlatan Julia Abu Zer, “İşimizin güzelliği ve ustalığı nedeniyle ürünlerimize talep her geçen gün artıyor” dedi.

Evde yaptığı çalışmaları projeye dönüştürdü

Boncuk işinde de ustalaştığını anlatan Julia Abu Zer, şunları aktardı: “Akraba, eş-dost ve mahallelinin talebi üzerine ürünlerimi evde yapıyordum. Yoğun talep üzerine Hilâla Zêrin Merkezi’ne giderek çalışmalarımı bir projeye dönüştürdüm. Birçok farklı sergiye ve etkinliklere katıldım. Boncuklarla yaptığım bileklikleri el ölçülerine göre dizayn ediyorum. Bileklik dışında ayrıca tespih, saç tokası, yün iplikten örgü şallar da yapıyorum. Birbiriyle uyumlu renkleri bir araya getirmek için sürekli çabalıyorum. Bilekliklere estetik çizimleriyle, sembol ve işaretler ekliyorum. İşimiz sabır, yaratıcılık, odaklanma gerektiriyor.”

‘Uzun saatler oturmak ve iğne kullanmak yorucu olabiliyor’

Ermeni toplumunda kız çocuklarının el sanatlarında ustalaşmaya başladığını söyleyen Julia Abu Zer, “İşimin zorlukları da var. Uzun saatler oturmak ve iğne kullanmak yorucu olabiliyor. Zamanla gözlere ve sırtıma zarar veriyor. Bunun için zaman zaman kısa molalar veriyorum. Yaptığım çizimlere göre günde birden fazla bilezik yapıyorum” dedi. Kötü ekonomik koşullar ve dolardaki yükselişin pazar fiyatlarına olumsuz yansıdığını dile getiren Julia Abu Zer, “Kullandığım malzemelerin çoğu ipek iplik makaraları, nimnam adı verilen kaba ve ince iki çeşit boncuk, miktarına göre değişen boy ve büyüklükte iğneler. Bu malzemelerin hepsi pahalandı” diye konuştu.

Bu tür el sanatlarının yok olmaması ve gelecek nesillere aktarılması için daha fazla desteklenmesi gerektiğini ifade eden Julia Abu Zer, “Kadınlar kültür ve sanatın korunmasında rol almalı. Anneannemden bana kalan bir sanatta ustalaşıp onu koruyabildiğim için gurur ve onur duyuyorum” dedi.

Talepler artınca kendi işyerini kurdu

Aksesuar tasarımcısı Hatice Al-Mazal da, el sanatlarına çocukluğundan bu yana ilgisinin olduğunu anlattı. Aksesuar tasarımını başlarda evde yaptığını belirten Hatice Al-Mazal, “Birçok kuyumcuya sipariş hazırlamanın yanı sıra internet üzerinden de ürünlerimi pazarladım. Bu yaklaşık üç yıl sürdü ama talebin her geçen gün artmasıyla kendi iş yerimi açtım. El yapımı aksesuarları modern ticari endüstrilerden ayıran şey, kaliteli, güzel, çekici ve farklı bir zarafetle üretilmesidir” diye kaydetti.

‘Çizimlerimle farklı anlam kazandırıyorum’

Çömlek ve seramik bardakların üzerine istenilen renge göre çizimler yaptığını dile getiren Hatice Al-Mazal, çizimlerine ilişkin şunları aktardı:

“Çizim yeteneğimi el sanatıyla birleştirerek ona farklı bir anlam kazandırıyorum. Yaptığım sanatsal ürünler boş zamanlarımı faydalı işler ile doldurmama yardımcı oluyor. Aynı zamanda topluma da fayda sağlıyor. Dükkanı açtıktan sonra işlerim daha da iyi oldu. Kadınlar olarak çalışma yaşamında yer almamız aynı zamanda özgüvenimizi kazanmamıza da neden oluyor. Kadınlar kendi kendine yeterliliğe ulaşana kadar evde ya da dışarıda herhangi bir meslek icra etmelidir.”

‘Kadının her başarılı adımı toplumun refahına fayda sağlar’

Açtığı kurslarla bir çok kadına da ilham verdiğini anlatan Hatice Al-Mazal, “Projemin başarısı birçok kadına ilham verdi. Kadınların kendi projelerini yapmaları beni daha fazla proje başlatmaya yöneltti. Bir kadının tek başına attığı her başarılı adım toplumun kalkınmasına ve refahına fayda sağlar” dedi. İşlerinin bazı zorluklarına işaret eden Hatice Al-Mazal, şunları ifade etti:

“Bölgede bulunmayan bazı malzemeler ve aletleri temin etmekte zorluk çekiyorum. Bu nedenle çevre bölgelerden almak zorunda kalıyorum. Bu da işin zamanında tamamlanmasını engelliyor. Uzun çalışma saatlerinin getirdiği fiziksel yorgunluk da oluyor. Ancak herhangi bir parçanın tasarımını tamamladıktan sonra bu yorgunluk keyfe dönüşüyor. Özellikle el sanatları sanatında belirgin bir iz bırakmış olmam beni devam etmeye motive ediyor.”

‘Kadınlar köhne geleneklerin kendilerini sınırlamasına izin vermemeli’

Rakka şehrinin IŞİD’in kontrolü sırasında karanlık bir dönem yaşadığını hatırlatan Hatice Al-Mazal,  kentin özgürleştirilmesiyle kadınların birçok alanda ve meslekte çalışmaya başladığını anlattı. Kadınların artık birçok projeyi yönettiğini vurgulayan Hatice Al-Mazal, kadınlara, kendilerini geliştirmeleri, her türlü fırsattan yararlanmaları, köhnemiş gelenek ve göreneklerin kendilerini sadece ev ve aile çerçevesiyle sınırlamasına izin vermemeleri mesajını verdi.