Piroz Kerim Salih Enfal’i anlatıyor: Kurtulmamız mucizeydi

Tarihte “Enfal” olarak da bilinen soykırım sırasında Germiyan’da üç çocuğunu kaybeden ve sağ kurtulan Piroz Kerim Salih, geçen 34 yıllık süreçte acılarının hala taze olduğunu anlatıyor.

TEWAR PÊNCAWÎNÎ

Germiyan – Saddam Hüseyin döneminde Federe Kürdistan’da yaşayan Kürt halkına yönelik ağır saldırılar yapıldı. Irak Baas rejiminin 1986-1989 arasında ‘Enfal Harekatı’ adıyla planlayarak uyguladığı bu saldırılarda Kürt halkına yönelik havadan bombalama, kimyasal silah kullanma, toplu katliam, yerleşim yerlerini yakıp yıkma, zorla göçertme ve benzeri yöntemlere başvurdu. Bu saldırılarda genç, yaşlı, kadın, erkek ve çocuk demeden 200 bine yakın insan katledildi, 4 bin 500 köy yakılıp yıkıldı, 1 milyondan fazla insan mülteci durumuna düştü; okul, camii ve hastaneler yakıldı. Kürtlere yönelik soykırım Enfal’de Cafayati ovasından başlayıp Qeredax, Germiyan, Zap Nehri çevresi, Shaqlawa ve Rewandiz dağlarına kadar devam edip,  Behdinan bölgesinde sona erdi. Şüphesiz en ağır geçen katliamlardan biri de Germiyan’da yaşandı. Bu katliamdan sağ kurtulan Piroz Kerim Salih, yaşadıklarını ajansımıza anlattı.

Germiyan Enfal’i en ağır Enfal olarak tarihe geçti

Enfal’in üçünçü aşaması olan Germayan Enfal’i en ağır geçeniydi. Bu Enfal ‘Kara Enfal’ olarak da bilinir. Peybaz, Tilako ve Lilan ele geçirildi, 50 köy ve 4 kasaba yıkıldı. On binlerce insan Irak'ın Arar çöllerine ve hapishanelerine nakledildi ve diri diri gömüldü. Enfal'de kaybolan binlerce kişinin cenazesi henüz bulunamadı ve birçok aile, hala çocuklarının dönüşünü bekliyor. Sadece 14 Nisan'da aralarında kadın, çocuk, yaşlı ve sakatların da bulunduğu yaklaşık 5 bin kişi Mela Sur köyünden Qurto polis karakoluna, oradan da Nogursalman, Dibiz ve Topuzawa'ya götürüldü.

“Çocuğuna ulaşmaya çalışan kadın katledildi”

Enfal'den sağ kurtulanlardan biri olan Piroz Kerim Salih. 1958 yılında Germiyan’ın Lafat Axa köyünde doğdu. Piroz Kerim Salih, Germiyan Enfal’inde yaşadıklarını duygulanarak şöyle anlatıyor:

“Akşama doğru altı genç erkek köye indi ve geri dönmedi. Daha sonra köylüler, bu üç gencin Baas rejimi tarafından kaçırıldıklarını anladılar. Yirmi beş gün sonra, Baas ordusu bir kara harekatı başlatıp, uçaklarla köyü bombaladı. Dört kadın nehir kenarında duruyordu, üçü saklanabiliyordu, biri küçük çocuğuna ulaşmaya çalışırken bombayla yakıldı.”

 “Çocuğumu kurtarmak için çamura buladım”

Piroz Kerim Salih, suya düşen ve kendilerini kurtaramayan üç çocuğundan bahsederken duygulu anlar yaşıyor ve o anları şöyle dillendiriyor:

“Bombardıman başlayınca çocuklarımı nehre götürdüm ve görünmemeleri için bedenlerini çamura buladım. Boğulan üç çocuğumun cesetleri de elimde kaldı. Kalan çocuklarımı kurtarmak için ve uçağın onları görmemeleri için cesetleri üzerlerine attım.”

 “Yiyecek bir şeyimiz yoktu”

Sert kış aylarında Piroz Kerim Salih ve 45 kişi daha güvenli bir yere gitmek için bir traktöre binip biraz ısınmak için ateş yaktı ancak uçaklar ateşi görünce bombardımana başladılar. Piroz Kerim o anları şöyle anlatıyor:

“Uçakları fark edince can havliyle ateşten uzaklaştık. Yiyecek bir şeyimiz yoktu, elimizde ekmek dahi yoktu. Çevre köylere gidip, biraz yiyecek temin ettik.”

“Kurtulmamız mucizeydi”

Baas Rejiminin vatandaşları, askeri araçlarla Duzxurmato Şebab okuluna naklettiğini belirten Piroz Kerim Salih “Orada bütün vatandaşlar katledildi. Cenazelerin altında sağ kalan vatandaşlar ise kurşunlanıyordu. Bir keresinde nehrin kenarına gittik. Uçaklar gelince saklandık. Kurtulmamız bir mucizeydi. Bir kez daha umutlarımız yeşerdi, dualarımızı okuduk ama nihayetinde kurtulmak denilirse kurtulduk” dedi.