Lübnanlı aktivistler: YPJ öncü bir güç

YPJ’nin kadınları ve topraklarını savunmak için yaşamın birçok alanında ön cephelerde yer aldığını ifade eden Lübnanlı aktivistler, YPJ’nin tanınması ve tanıtılması gerektiğine işaret ediyor.

CAROLİNE BAZZİ

Beyrut- Kuzey ve Doğu Suriye'deki Kadın Savunma Birlikleri (YPJ), kurulduğu 2013 yılından bu yana, Kuzey ve Doğu Suriye'deki Halk Savunma Birlikleri (YPG) ile birlikte kendilerini ve toplumlarını korumak için savaşıyor. YPJ, ayrıca kadınları terörden ve ataerkil zihniyetten kurtarmak için de çalışmalarını sürdürüyor. Lübnanlı aktivistler, YPJ’ye ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.

YPJ’li kadınların mücadeleci ve savaşçı olduklarını söyleyen Demokratik Kadın Meclisi üyesi Maha Nammour, “Kuzey ve Doğu Suriye’nin özgürleştirilmesi için ön cephede yer almaya karar verdiler. Bu birlik, kadının ülkeyi ve toplumu yürütebileceğini ispatlamak için ortaya çıktı. Bu, birliğin temel fikridir. Ayrıca bu kadınların silah alma ve toprakları için savaşma gücü var” dedi. Kadınların Kuzey ve Doğu Suriye’deki deneyiminin çok önemli olduğunu ifade eden Maha Nammour, “Arap Bölgesi’nde veya dünyada Kadın Savunma Birlikleri’nin yaygınlaştırılmasına gelince, bence baskı, zulme uğrayan her halkın direniş mekanizmaları kurması kadar normal bir şey yok. Bu mekanizmalar, askeri, sivil ve aydın direnişi anlamında ayrılıyor. Bu kadınlar bu rolü üstlenebilir. Çünkü topluma ve halklara en yakın olan kadınlardır” diye belirtti.

Hesekê ve Qamişlo’ya ziyaret

Siyasetçi ve parlamento adayı Nemat Badr El-Din, 2018-2019 yılları arasında Kuzey ve Doğu Suriye’ye yaptığı ziyaret sırasında YPJ’lileri tanıdığını söyledi. 2018-2019 yıllarında Kuzey ve Doğu Suriye’nin Hesekê ve Qamişlo kentlerini ziyaret ettiklerini ve Kürt kadınlarını burada tanıdıklarının dile getiren Nemat Badr El-Din, “Başka kadın savaşçılar anılarını ve topraklarını nasıl savunduklarını anlattılar. Askeri merkezlerdeki kadınları ziyaret ettik. Daha sonra ise Sivil Meclis, Belediye ve Mahalle Komitelerinde yer alan kadınlarla görüşmeler yaptık. Yaptığımız görüşmelerde kadınların genel anlamda öncü olduğunu gördük ve her anlamda mahalle ve kentlerini savunmak için çaba gösterdiklerini öğrendik” diye belirti.  Kadın köyü olan Jinwar’ı da ziyaret ettiklerini söyleyen Nemat Badr El-Din, her anlamda şiddet gören kadınların bu köyde yaşamlarını komünal sürdürdüklerini ifade etti.

Filistin ve Kürt kadınları da tanınsın

Nemat Bedr El-Din, “Lübnan'a döndüğümüzde BM kadınları ve diğer kuruluşlarla temasa geçtik. Onlarda bu birlikleri desteklemelerini ve yaygınlaşması için çalışma yapmalarını istedik. Tıpkı Ukraynalı ve diğer kadınlar tanındığı gibi Filistinli ve Kürt kadınlarının da tanınması gerekir” dedi ve kadınların mücadelesinin haklılığına değindi.

Nemat Bedr El-Din, son olarak şunları söyledi: “O kadınlar gençliğin baharında olmalarına rağmen, yaşadıkları ülkenin koşulları, gerek Türkiye olsun gerekse DAİŞ’e karşı kendilerini ve topraklarını savunmaya mecbur bırakmıştır.”