NAGHAM KARAJEH

Gazze – İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana devam eden saldırılar nedeniyle yaşanan insanlık dramı sürüyor. Yardımların girişinin engellendiği Gazze’de, temiz su, sağlık, gıda gibi temel ihtiyaçlara erişilemiyor. Yetersiz beslenme ve sıvı kaybı nedeniyle de ölümlerin yaşandığı Gazze’de, özellikle kadınlar sığındıkları barınma merkezlerinde insani olmayan koşullarda çalışırken çeşitli ayrımcılıklara da maruz kalıyor.

‘Yardımlarda erkeklere öncelik tanınıyor’

Gazze’nin kuzeyinde yaşayan Maha Al-Shami, eşinin yaralanması üzerine geçimlerini sağlamak için iş aramaya başladığını anlattı. Bir çocuğu olan Maha Al-Shami, “Eşim eve un getirmeye çalışırken yaralandı. Eşim yaralandığından beri gelir kaynağımız kalmadı. Bu da beni iş aramaya yöneltti. İnsani yardımları ben de diğerleri gibi talep ettim ancak sorumlu yönetim bu hakkımı reddetti. Geri dönüp hakkımı istediğimde ise benimle tartıştılar. Bu haksız muamele, kadınların yardım alma konusunda ne kadar ayrımcılığa maruz kaldıklarını ortaya koyuyor. Yardımlar dağıtılırken erkeklere daha çok öncelik tanınıyor” dedi.

‘Düşük ücretlerle çalışmak zorunda kalıyorum’

Yeterli yardım desteği alamadıkları için ailelerinin ihtiyaçlarını karşılamak için düşük ücretler karşılığında çalışmak zorunda kaldıklarını belirten Maha Al-Shami, kadınların bu şekilde sömürüldüğünü anlattı. Maha Al-Shami, “Kadınların bu şekilde psikolojik ve fiziksel yükleri artırıyor. 9 saat çalışmama düşük ücret verilerek sömürülüyorum. Yardımlar günlük yiyecek ihtiyacını karşılamaya bile yetmiyordu. Düşük ücrete karşı çıkarsak işimizden kovuluruz. Bu da her gün çektiğim acıyı daha da artırıyor” diye konuştu.

‘Yerinden edilme korkusuyla sessiz kalmayı tercih ediyorlar’

Hem kadın hem de yerinden edilmiş biri olarak küçük görüldüğünü dile getiren Maha Al-Shami, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cezalandırılma veya yerinden edilme korkusuyla sessiz kalmayı tercih eden binlerce mağdur kadın var. Adalet ve eşitliği sağlamak için yardım dağıtım mekanizmalarının yeniden değerlendirilmesi ve dağıtımda şeffaflığın sağlanması gerekiyor. Etkilenen tüm grupların ihtiyaçları ayrımcılığa uğramadan dikkate alınmalı. Bölgenin karşı karşıya olduğu insani krizi hafifletilmeli. Uluslararası ve yerel toplum, kadınları her türlü ayrımcılık ve şiddetten koruma çabalarını da yoğunlaştırmalıdır.”