Fatma Kara, torunuyla köyüne dönmenin umudunu taşıyor

Türk devletinin koruculuk dayatması nedeniyle Şirnex’e bağlı Hilal Köyü’nden göç etmek zorunda bırakılan Fatma Kara, köyün ismini verdiği torunu Hilal ile bir gün köylerine dönmenin umudunu taşıyor.

BERJİN KARA

Mexmûr – Botan’da 90'lı yıllarda yüzlerce köy Türk devleti tarafından yakılıp yıkıldı, çok sayıda insan katledildi. Doğası tahrip edilen Botan halkı zorla göçe zorlandı. Halkın bir kısmı Türkiye’nin batı kentlerine bir kısmı Kuzey Kürdistan ve bir kısmı da Federe Kürdistan’a göç etti. Göçe zorlanan köylerden biri de Şirnex’in Qilaban (Uludere) ilçesine bağlı Hilal Köyü.

Dört bir tarafı ırmaklarla çevrili olan Hilal Köyü, eşsiz doğasıyla görenleri adeta büyülüyordu. Herkesin huzur içinde yaşadığı köy, Türk devletinin saldırıları, koruculuk dayatması ve tehditleri üzerine göç etmeye zorlandı. Üç defa yakılan Hilal halkı, koruculuk dayatmasını kabul etmediği için yerinden edildi.

Türk devletinin zulmü nedeniyle eşsiz doğaya sahip topraklarını terk ederek Federe Kürdistan'daki Mexmûr çölüne taşınan Hilal köylüleri, burada kültürlerini yaşatmaya devam etti. Hilal Köyü’nden olan Fatma Kara, Mexmûr Mülteci Kampı’nda 2008’de dünyaya gelen torununa verdiği “Hilal” ismiyle köyün adını yaşatıyor.

‘Köyümüze ‘altın Hilal’ denirdi’

Fatma Kara, köyünü ve yaşadıkları baskıları anlattı. Hilal köyünde doğduğunu anlatan Fatma Kara, “Çok güzel bir köydü. Köyümüze ‘altın Hilal’ denirdi. İstanbul ve Amed'den gelenler tatillerini köyümüzde geçirirlerdi. Köyümüz hem ovaydı, hem tepeydi, hem dağdı, dereleri vardı. Hilal köyü o kadar güzeldi ki insan ne diyeceğini bilemiyor, çok güzel bir köydü ve havası da çok güzeldi. Çocuklarımız 24 saat bahçedeydi, bütün bahçeler çeşit çeşit meyvelerle doluydu. Derelerimiz vardı insanlar içine girer serinlerdi. Bizler sabahın erken saatlerinde zozanlardan köye gelirdik ve akşam saatlerinde yeni giderdik” dedi. 

‘Koruculuğu kabul etmediğimiz için köyden ayrıldık’

Türk devletinin kendilerine baskı yaparak “korucu olun ya da Hilal köyünü terk edin” tehdidinde bulunduğunu aktaran Fatma Kara, “Biz de köyden ayrıldık. Koruculuğu etmediğimiz için köyden göç ettirildik” dedi. Daha sonra geldikleri Federe Kürdistan’da KDP’nin ihanetine dikkat çekerek şunları ifade etti:

“Sonra Mesud Barzani'nin Kürdistan'ına (Federal Kürdistan) gittik. Vardığımızda Kürt düşmanlığını başlattı. Kanunlarımızı da elimizden aldı, çocuklarımızı, gençlerimizi öldürdü ve bizi Saddam'a teslim etti. Saddam da bizi Qereçox dağına çıkararak akrep ve yılanların olduğu yerde bizi ölüme terk etti. Pek çok çocuğumuz akrep yüzünden hayatını kaybetti ama biz hala hayattayız. Bizler Mexmûr’u bir yaşam alanı haline getirdik.”

‘Köye duyduğum özlem nedeniyle torunuma Hilal adını verdik’

Köyüne duyduğu özlem nedeniyle torununa “Hilal” adını verdiğini anlatan Fatma Kara, “Köydeyken bir komşumuz, bir tanıdığımız vardı, gelmeden önce birbirimize söz vermiştik; önce kimin çocuğu doğarsa ismini Hilal koyacaktı. Göçün ardından bir çocuğum oldu. İsmini Hilal koyduk ancak bir akrabamız çete olmaya zorlandı ve kabul etmeyince de çeteler tarafından öldürüldü. İsmi Ali’ydi. Biz de çocuğumun ismini değiştirip Ali yaptık. Mexmûr kampına geldiğimde bir kızım vardı ve evlendikten sonra bir çocuğu oldu ve amcası adını Hilal koyalım dedi. Köyümüzü çok sevdiğimiz için köye duyduğumuz özlemden dolayı adını Hilal koyduk. Hilal henüz 6 aylıktı, annesi hastalandı ve torunuma ben bakacağım dedim. O günden beridir benim yanımda ve ben onu çok seviyorum”

‘Yaktıkları köyümüzü şimdi turizm merkezine çevirdiler’

Göç ettikten sonra köylerinin Türk devleti tarafından yakılıp yıkıldığını söyleyen Fatma Kara, “Bahar aylarında köyümüzden ayrılır zozanlara giderdik. 6 ay zozanlarda kalır Eylül ayında ovaya dönerdik. Biz oradan geldikten sonra köyümüzü turizm yeri yapmışlar. İstanbul, Şırnak, Amed ve hatta Avrupa’dan gidenler oluyormuş. Türk hükümeti ve çeteleri evlerimizi yağmaladı, yıktı, şimdi de oraları turizm merkezine çevirdi” dedi.

Hilal köyü hikayeleriyle büyüdü

Fatma Kara’nın torunu Hilal Kara’nın de hayallerinden biri hiç görmediği ancak hikayeleriyle büyüdüğü Hilal köyünü görmek. Çocukluğundan bu yana köyün yaşamı ve doğasıyla ilgili hikayeler dinlediğini söyleyen Hilal Kara, duygularını şöyle paylaştı:

“Bana o kadar çok şey anlatıldı ki köyümü merak ediyorum. Ailemin yaşadığı o köyü görmek istiyorum. Köyün özleminden dolayı bana Hilal ismini amcam koymuş, ismimi çok seviyorum. Köyümüzün halkı Türk devletinin zulmü nedeniyle göç etmiş, o kadar baskı ve zulme maruz kalmışlar ki Güney Kürdistan'a göç etmek zorunda kalmışlar. Arkalarında böyle güzel bir köy bırakıp göç ettiler. Bu yüzden bana verilen köyün adını öğrenmek istiyorum. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile birlikte özgür bir Kürdistan'da birlikte yaşamak istiyoruz. Önderliğimizi cezaevinden çıkarıp özgür bir Kürdistan'da yaşamak temel arzu ve hedefimizdir.”