RAPARÎN BAKER

Şehba – Türk devletinin Mart 2018’de Efrin’i işgal etmesi nedeniyle göç etmek zorunda kalıp Şehba’ya yerleşen yurttaşlar burada da zorlu kış koşullarına rağmen büyük bir direniş sergiliyor.

5 yıldır Türk devletinin günlük olarak bombaladığı, bununla birlikte Şam yönetiminin dönem dönem yolları kapatarak temel gıda, akaryakıt ve ilaç geçişini engellediği Şehba’da Efrinli göçmenler büyük zorluklar yaşıyor. Özellikle son 3 aydır Şam yönetimi ambargosunun üst düzeye ulaştığı Şehba’da çetin kış koşullarında bombalar altında büyük bir direniş sergileniyor.

Halkların “demokratik ulus” anlayışı temelinde oluşturulan özerk yönetim bünyesinde halkların kardeşçe yaşadığı ve kendi kendini yönettiği Şehba’da, kadınlar bombardımanlar, kuşatma ve ambargoların iradelerinin kıramayacağını söylüyor.

‘Ekonomik savaş yürütülüyor’

Efrin’den göç ederek Şehba Kanton’una yerleşen yurttaşlardan biri olan Zeyneb Bilal, Şam yönetiminin Şahba’ya uyguladığı kuşatmadan bahsederek, "İşgalci Türk devleti ve onun gibi düşünen devletler Efrin'den göç etmemize neden oldular. Politikaları ve planları sadece bizim yer değiştirmemizle sınırlı değildi. Şehba’ya göç etmemiz ardından hemen kuşatma ve aç bırakma politikalarına maruz bırakıldık. Şam hükümetinden önce de gıda, ilaç ve yakıtın alana geçmesini engelliyordu. Ekonomik savaş bu halka karşı yürütülen en kötü savaş türlerinden biridir. Kışın gelmesiyle beraber Şam hükümeti bize karşı boğucu kuşatmasını sıkılaştırdı, bu yüzden şimdi bölgede yakıt kıtlığı nedeniyle insani bir felaketle karşı karşıyayız. Çocuklarımız soğuktan kötü etkileniyor ve onlar için bir şey yapamıyoruz. Buda bizi üzüyor” dedi.

‘Kuşatmaya meydan okuyacağız’

Zeyneb Bilal, Şehba’da tek hastane olduğunu ve bu hastanede ilaç sıkıntısı çektiklerini vurgulayarak, “Bölgede akaryakıt kaybı olduğu için ulaşım sağlanamadığı için çocuklar hastalanınca hastaneye götüremiyoruz. Beş yıl süren saldırı ve kuşatmalara katlandık ve Şehba'da kalmamız düşmanı zayıflatıyor. Ellerinden geldiğince irademizi kırmaya ve direnişimizi bitirmeye çalışıyorlar. Bizde soğuğa dayanacağız ve kuşatmaya meydan okuyacağız. Bu direnişle işgal altındaki tüm toprakları özgürleştireceğiz, davamıza ve varlığımıza yönelik tüm planlar başarısız olacak" şeklinde konuştu.

Kadınlar alternatif çözümler uyguluyor

Efrinli göçmenlerin yaşadığı Şehba’nın Serdem Kampı’nda kalan Hatice Halil, "Şam hükümeti insanlık dışı bir kuşatma uyguluyor. Bu kuşatmadan en çok kadınlar etkileniyor. Kadınlar büyük zarar görmesine rağmen yine de en çok direnenler oluyor. Onurlu yaşamak için çabalıyor  ve mücadele ediyoruz, asla aşağılanmayı kabul etmeyeceğiz.  Acı karşısında zayıf düşmeyeceğiz, bu nedenle krizden ve ablukadan kaçınmak için alternatif yollar ve araçlar kullanıyoruz. Gaz yerine gazyağı kullanıyoruz. Yemek pişirmek için sobalar, çanta ve plastik kullanarak ateş yakarak çocuklarımızı ısıtıyoruz" dedi.

İnsani yardım kuruluşlarına çağrı

Ayşa Rislan ise kuşatmaya nasıl direndiğini şöyle anlattı: "Her gün sabahın erken saatlerinde kalkıp tarlalara gidiyorum. Burada gördüğüm naylonlar, torba ve küçük odunları toplayarak, bu malzemeleri hem yemek pişirmede hem de ısınma da kullanıyorum. Çünkü gaz, mazot ve diğer yakacak malzemelerini bulamıyoruz.”

Şam yönetiminin Şehba’da yaşayan yurttaşları aç bırakma politikasına son vermesi gerektiğini vurgulayan Ayşa Rislan, bu politikaya göz yumulmasını ise kabul etmediklerini söyledi.

‘Direnişimizi ve irademizi yok edemeyecekler’

Efrin'e yönelik Türk saldırısına karşı direnişlerini devam edeceklerini belirten Zarife İbrahim, "Efrin'den göç ettik çünkü bölgeyi talan ve yok etmek isteyen işgalci Türkiye'nin siyaseti altında yaşamayı kabul etmiyoruz. Savaş uçaklarına direndik. Şam hükümetinin kuşatması direnişimizi ve irademizi ortadan kaldıramayacak. Çağın direniş ruhuyla kuşatmaya meydan okuyacağız. Tüm acıları yeneceğiz; kuşatma, ambargo ve işgal saldırılarına karşı galip geleceğiz” diye konuştu.