Direksiyon başına geçen İdlibli kadınlar toplumsal algılara meydan okuyor
Savaşın tahrip ettiği ve toplumsal dokusunu alt üst ettiği Suriye kentlerinin başında gelen İdlib’te görmeye alışık olmadığımız bir manzara çıkıyor karşımıza. Tüm toplumsal cinsiyetçi kodlara meydan okuyarak direksiyon başına geçen İdlibli kadınlar, birçok kadına da güven aşılıyor. Dünya için küçük ancak İdlib için büyük bir fotoğraf karesini işaret eden ve karenin içerisinde yer alan direksiyon başındaki kadınları dinledik.
İdlib - DAİŞ ve benzeri çetelerin kendilerini konumlandırdıkları İdlib’te kadınlar savaşın ve bu tür örgütlerin baskısı altında yaşamlarını sürdürmeye devam etmek zorunda. Eğitim, çalışma yaşamından tutalım günlük yaşama katılmakta dahi kaygı yaşayan kadınlar ayakta da durmak zorunda. Toplumsal tüm baskılara rağmen yaşam mücadelesi veren kadınlar ile hem İdlib trafiğinde bir yolculuk yaptık hem de yaşadıkları sorunları dinledik.
Varlığı ile kadınlara güven aşılıyor
İdlib’te trafikte direksiyon başında kadın görebilmek neredeyse imkansız denilebilecek kadar zor. Fakat bir kadın yüzü dikkat çekiyor o da 32 yaşındaki Sana El Ebûd. İdlib’te birçok kadının belki de kendilerini güvenli hissederek trafiğe çıkabilmeleri konusunda varlığı ile dahi güven aşılayan Sana El Ebûd, cinsiyet ayrımcılığına ve gericiliğe meydan okuyor. İnsan hakları örgütleri ile ortak çalışmalar yürüten Sana El Ebûd, toplu taşıma araçlarının her zaman bulunmaması, uygun olmaması nedeniyle özel ulaşımı tercih etmek durumunda kaldığını söylüyor.
"Topluma göre araba kullanmak erkek işi…"
İşinin kolay olmadığına da dikkat çekiyor Sana El Ebûd, çünkü araba kullanırken gerçekten büyük zorluklarla yüz yüze kalıyor, özellikle kadınların araba kullanmasının hoş karşılanmadığını söylerken, “Topluma göre araba kullanmak erkek işidir. Sadece erkekler için olduğuna dair sosyal algısının yüksek olması bile büyük bir zorluk” diyor.
Kontrol noktalarında dahi tacize uğruyor!
Güvenlik kontrol noktalarında geçerken tacize uğradığını belirten Sana El Ebûd, “Şoförün kadın olduğunu gördüklerinden kontrol ve araştırma yapmaya başlıyorlar. ‘Yanında bir erkek olmadan neden yalnız başına arabadasın? Nereye gidiyorsun?’ gibi basit sorularla başlayan uzun sorgulamalarla ve yargılamalarla her gün yüz yüze kalıyorum” diye belirtiyor.
Reham kötücül bakışlarının silinmesini istiyor
28 yaşındaki Reham Hamdan ise araba kullanırken karşılaştığı tuhaf bakışları ve tacizleri artık dinlemiyor ve kulak asmıyor. Direksiyon başında olduğu için “utanması gerekiyormuş” gibi kendisine bakan yüzleri umursamak istemediğini ve toplumun bu bakışlarının silinmesini istediğini de ekliyor sözlerine.
“Baskılara rağmen kendimi bağımsız hissediyorum”
Hem toplumun bakışı hem trafikte seyir halindeyken sık sık tacize maruz kaldığına dikkat çeken Reham Hamdan, “Küçük ya da büyük bir trafik kazasında direk suçlu ben olarak gösteriliyorum, çünkü kadınım” diyerek konunun hiç sorgulanmadan sorumluların kadın olduğu algısının kırılmasını istediği için ise direksiyonu elden bırakmadığının da altını çiziyor. 2 yıl önce eşini bir trafik kazasında kaybettiğini ve bu nedenle araç kullanmayı öğrenmek durumunda kaldığını, çünkü çocuklarının bakımını yapabilmek ve ihtiyaçlarını tek başına karşılaması gerektiğini söyleyen Reham Hamdan, tüm toplumsal baskılara rağmen kendisini daha bağımsız hissettiğini söylüyor.
Direksiyon başında kazanılan güven farklı alanlara da yansıyor
Maha El Hasûn 40 yaşında, toplumsal uyum sahasında aktif çalışmalar yürütüyor. Araç kullanmak ve direksiyon başına geçmenin kadınların birçok diğer farklı becerilerini de kullanabilmeleri konusunda özgüven verdiğini düşünüyor.
İdlib için farklı bir renk
İdlib'de kadınlar araç kullanmasına rağmen küçük ve sınırlı sayıda kaldığı ortada. Çünkü kadınların araba kullanmasından bahsetmek hala tartışılan bir konu ve erkeklerin alışkanlıkları, gelenekleri ve hakimiyeti nedeniyle kadınlar gerçekten ayrımcılığa ve kadın olmaktan ileri gelen ötelenmeye, itilmeye hala maruz kalıyor.