Cumartesi Anneleri: Nurettin Yedigöl’ü kaybedenler cezasızlıkla korundu

Nurettin Yedigöl’ün akıbetini soran Cumartesi Anneleri, “Faillerin ve tanıkların isimleri belli olmasına rağmen etkili soruşturma yapılmadı. Nurettin’in akıbeti karanlıkta bırakıldı, onu kaybedenler cezasızlıkla korundu” dedi.

İstanbul - Kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri, 889’uncu hafta eylemlerini de pandemi koşullarından kaynaklı online gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde 10 Nisan 1981 yılında evinden gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Nurettin Yedigöl’ün kaybedilme hikayesi anlatıldı.

“Abimin mezarını verin”

Abisinin 10 Nisan 1981’den bu yana kayıp olduğuna dikkat çeken Nurettin Yedigöl’ün kardeşi Muzaffer Yedigöl, “Nurettin Yedigöl’ün kemiklerini ve mezarını verin. Babam ve annem abimin kemiklerini bulamadan yaşamlarını yitirdiler. Anne ve babamdan mücadeleyi devraldım. Bende olmasam bunu çocuklarım sürdürecek. 41 yıldır mezar arıyoruz. 41 yıldır kemik arıyoruz. Abimin öldürüldüğünü kabul ettik. İşkencede yok edildiğini kabul ettik. Siz de kabul edin ve bize mezarını verin” diyerek yetkililere seslendi.

“41 yıldır kayıp”

Daha sonra ailenin avukatı İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin söz aldı. Nurettin Yedigöl’ün 41 yıldır kayıp olduğunu söyleyen Eren Keskin, Nurettin Yedigöl’ün arkadaşları ile birlikte siyasi şube tarafından gözaltına alındığını ifade etti. Nurettin Yedigöl’ün işkence gördüğüne dair çok sayıda tanığın olduğunu söyleyen Eren Keskin, arkadaşlarının mahkemeye çıkarıldığını fakat Nurettin Yedigöl’ün mahkemeye çıkarılmayarak o günden bu yana haber alamadıklarını belirtti.

Zaman aşımı kılıfı!

Eren Keskin, “İç hukukta hiç bir şey elde edemedik. Anayasa değişikliğinden sonra Kenan Evren ve diğer darbeciler ile ilgili dosya ayrıldı. O dosyada da zaman aşımından kaynaklı düşüm kararı verildi. Maalesef ki bugüne kadar hiçbir sonuç alınamadı. Nurettin Yedigöl davası da diğer gözaltında kaybedilen insanlarımız gibi zaman aşımı kılıfının içine sokularak kapatıldı. Hukuk her zaman olduğu gibi büyük bir hak ihlalinin kılıfı oldu” şeklinde konuştu.

“Adalet istiyoruz”

889’uncu hafta basın açıklamasını oda Nurettin Yedigöl’ün gözaltında kaybedildiğine şahitlik eden Cumartesi İnsanlarından Ümit Efe okudu. 889’uncu hafta eylemlerinde İsmail ve Zeycan Yedigöl’ün bıraktığı yerden Nurettin Yedigöl için adalet istediklerini ifade eden Ümit Efe, Nurettin Yedigöl’ün sosyalist kimliği ile tanındığını belirtti. Ümit Efe, İstanbul’da yaşayan Nurettin Yedigöl hakkında 12 Eylül Askeri Darbesi’nin ardından yakalama kararı çıkarıldığını kaydederek, 10 Nisan 1981 tarihinde İdealtepe’de bir ev baskınında gözaltına alındığını hatırlattı.

“Ağır işkencelere maruz kaldı”

Ümit Efe, Nurettin Yedgöl’ün gözaltına alındıktan sonra yaşananları şu sözlerle aktardı: “İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün Gayrettepe'deki ünlü işkence merkezi 1. Şube'ye götürüldü. Orada Honduras’ta işkence eğitimi alan K Gurubu tarafından sorgulandı. İfade vermeyi reddettiği için ağır işkenceye maruz kaldı. Çok sayıda kişi Nurettin ile aynı yerde tutulduklarını ve onun gözaltında işkence edilerek öldürüldüğüne tanık olduklarına dair savcılığa ifade verdi. Ailesi; Emniyet Müdürlüğüne, Askerî Savcılığa, Sıkıyönetim Komutanlığına, Millî Güvenlik Konseyi Genel Sekreterliğine, Cumhurbaşkanlığına ve Başbakanlığa başvurarak oğullarının akıbetinin açıklanmasını talep etti. Başvurdukları her yerde Nurettin’in gözaltına alındığı reddedildi.”

“İtirazlar reddedildi”

Nurettin Yedigöl’ün gözaltında kaybedilmesi ile ilgili farklı tarihlerde yapılan suç duyuruları sonucunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından üç ayrı soruşturma yürütüldüğünü dile getiren Ümit Efe, etkin soruşturma yürütülmediğinden kaynaklı “kovuşturmaya yer olmadığı”na dair karar verildiğini ve bu kararlara yapılan itirazların da reddedildiğini dile getirdi.

“AYM iç hukuk yollarını kapattı”

Anne Zeycan Yedigöl’ün Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurduğu bilgisini veren Ümit Efe, “AYM, 10 Aralık 2015 tarihli kararında; Devletin etkili soruşturma yükümlülüğünü, himayesi altındayken kaybolan kişinin nerede olduğunu ve akıbetini açıklamadığı sürece potansiyel olarak devam eder tespitinde bulundu. Ayrıca bu tür suçlamalarda yargılamanın zamanaşımına uğratılarak sonuçsuz bırakılmaması gerektiğine vurgu yaptı. AYM kendi tespitlerine, evrensel hukuka ve teamüllere sırtını dönerek ‘Başvurunun zaman bakımından yetkisizlik  nedeniyle kabul edilemez olduğuna’ karar verdi. Böylece, iç hukuk yollarını tamamen kapattı. Ülkesinde etkin başvuru yolu bulamayan Zeycan Yedigöl AİHM’e başvurdu” dedi.

“Akıbeti karanlıkta bırakıldı”

Ümit Efe, 41 yıllık süreçte ailenin tüm başvurularının sonuçsuz bırakıldığına dikkat çekerek, “Faillerin ve tanıkların isimleri belli olmasına rağmen etkili soruşturma yapılmadı. Nurettin’in akıbeti karanlıkta bırakıldı, onu kaybedenler cezasızlıkla korundu. Kaç yıl geçerse geçsin Nurettin Yedigöl ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 190 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” sözleri ile konuşmasını noktaladı.