Şengal’de güçlenen kadınlar var oluşlarını kutluyor
“Êzidî kadınların en güçlü mücadele sebebi olan ferman, onları demokratik özerk sisteme daha çok bağladı” diyen Şengal Demokratik Özerk Yönetimi Eş Başkanı Riham Hesen; 8 Mart’a giderken soykırım sonrası güçlenen ve baş kaldıran kadınları anlattı.
SİTÎ ROZ
Şengal- Êzidî kadınlar tarihten günümüze onlarca ferman yaşadı. Her ferman Êzidî kadınlardan bir parça özgürlüğünü kopardı. Uzun yıllar bu fermanlar sonucunda yaşadıkları travmaları atlatamayan toparlanamayan Êzidî kadınlar en güçsüz ve iradesiz oldukları dönemde bir başka ferman daha gördü. 74. Ferman’ın hedefi güçsüz ve iradesiz olan Êzidî kadınları soykırımdan geçirip bir toplumun köklerini kurutmaktı. Erkek- devlet aklının ürünü olan IŞİD barbarlığı hedefine ulaşamadı. Êzidî kadınlar fermandan sonra baş kaldırmayı ve mücadele etmeyi öğrendi. Bu açıdan Êzidî kadınlar ilk defa kendi varoluşlarını ferman öncesi ve sonrası olarak tanımlıyor.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Şengal Demokratik Özerk Yönetimi Eş Başkanı Riham Hesen, soykırım sonrası Êzidî kadınların mücadelesini ve Demokratik Özerk sistemin Êzidî kadının özüne olan yakınlığını değerlendirdi.
“Öfkemiz mücadeleye dönüştü”
Riham Hesen, kadınların gününü kutlayarak “Kadın düşmanı zihniyete karşı cephede savaşan savaşçı kadınların ve mücadele veren tüm kadınların 8 Mart’ını kutluyorum. Yine hala IŞİD’in elinde direnen binlerce Êzidî kadının verdiği mücadelenin yanında olduğumuzu 8 Mart vesilesiyle söylemek istiyorum” dedi.
Riham Hesen, kadınların hedef alınarak bir toplumun yok edilmek istendiğini dile getirdi.
“Êzidî kadına yaşatılan fermanlar onu özünden uzaklaştırmıştı. Kadın şahsında bir toplumu yok etmek istediler. Topluma bir gölge gibi düşen cinsiyetçilik kadını savunmasız bırakmıştı. Özünden uzaklaşan kadın toplumun her alanında öteki olmayı kabullenmiş ve her tür baskıya boyun eğmeyi kaderi olarak kabul etmişti. Êzidî toplumunda kadına kölelik benimsetilmişti. Kadın hiçbir şeyi kendisi için hak görmüyordu. Erkek karşısında, kadın sessiz, boyun eğen ve toplumda ötekileştirildi. Êzidî kadınlar ezilmişliğin en trajik seviyesini yaşarken yani her yanıyla savunmasız bırakılmışken bunun yanında bir ferman yaşadı. Toplumsal baskıların yaratmış olduğu ezilmişlik ve kimliksizliğin acısını yaşayan Êzidî kadınlar fermanın kollarında savunmasız kaldı. Bu açıdan ferman biz Êzidî kadınlarına çok acı geldi. Kafeslerde yakılan Êzidî kadınları her birimizin bağrına kor gibi düştü. Ancak biriken öfkemiz mücadeleye dönüştü. Acımız derinleşti kendimizi yalnız hissettiğimiz bir vakit Reber Apo’nun felsefesiyle tanıştık. Apocu cizgi bizde biriken öfkenin mücadeleye dönüşmesini sağladı. Biz Êzidi kadınları Reber Apo’yu kendimize yakın gördük. İlk defa bizi kölelik halkasından kurtarmak isteyen bir fikirle tanışmıştık. Biz Êzidi kadınlara Apocu felsefe cesaret ve güç verdi ve bu bizi irade yaptı ilk örgütlenmemiz böyle başladı.”
“Şengal’de kadınlar varoluşunu Özerk Sistem’de görüyor”
“Êzidî kadınlar bugün Şengal’de varlık bulan Demokratik Özerk Sistem içinde yer alıyor” diyen Riham Hesen kadınların bugün Şengal’in savunmasında erkekle aynı mevzide yan yana savaştıklarını belirtti.
“Şengal’in özgürleşmesinde yer aldık ve yine IŞİD’in eline geçen binlerce Êzidî kadının intikamını biz kadınlar aldık. Halk meclislerinde, özerk sisteme bağlı tüm kurumlarda eş başkanlık düzeyinde yer alıyoruz. Kadınlar toplumda gelişen her sorun karşısında kendini sorumlu görüyor. Demokratik Özerk Şengal Sistemi’nde Êzidî kadınlar çözüm üreten, toplumu yeniden inşa etmek için emek veren, kendini ve toplumu savuna bilen bir düzeye geldi. Kadınlar erkek-devlet aklına karşı mücadelesini büyüttü. Şengal’de en çok kadınlar özgürlüğünü, geleceğini özerk sistemde görüyor yani en umutlu olanlar kadınlardır.”
“Eş başkanlık sistemi Êzidî kadınlara cesaret verdi”
Şengal’de ferman öncesinde devletin kurum ve kuruluşlarının devlet aklıyla yürütüldüğünü ifade eden Riham Hesen, Şengal’de köleliğin dayatıldığını ancak ferman sonrası Şengal’de hayat bulan Demokratik Özerk Şengal Sistemi’nin her şeyi değiştirdiğini anlattı.
“Bu değişiklikler en çokta kadınları etkiledi. Var olan sistem kadını özüyle buluşturdu. Doğal toplumda kadınlar öncüydü. Kadınlar toplumu eğiten, örgütleyen, birliğini sağlayan bir arada tutan güçtü. İşte Demokratik Özerk Şengal sisteminin bel kemiği olan eş başkanlık biz Êzidî kadınları köklerimizle buluşturarak toplumun öncüsü olma sorumluluğunu yükledi.”
“Bu bizim için bir milattı”
Êzidî kadınların Şengal zemininde ve Irak’ın genelinde verdiği mücadelenin zorluklarına değinen Riham Hesen; şöyle konuştu:
“Kendimizi var etme mücadelesi kolay olmadı. Toplumda fermanlarla oluşan kalıplar, kadınlara örülen kölelik duvarları ve en son fermanla aldığımız yaranın hala kanıyor olmasına karşı verdiğimiz mücadele kolay olmadı zorlukları çoktu ve hala tamamıyla tüm zorlukları aştığımızı söyleyemeyiz. Ama biz Êzidî kadınlar mücadele etmeyi öğrendik. Kendimize sorduğumuz esas soru ‘benim yaşam sebebim nedir? Toplum bana nasıl bir rol veriyor? Bu yaşamda yapmadıklarım nedir ve ne yapmam gerek?’ Bu sorular biz kadınları daha fazla mücadeleye çekti. Geliştikçe ne kadar geride kaldığımızı anladık. Geriliklerimizi gördükçe aydınlığa çıkma kararı aldı. Bu karar biz Êzidî kadınlar için önemliydi. Bu kararı işgalci düşmanın baskılarını arttırdığı bir dönemde aldık. Biz Êzidî kadınları düşmana, toplumun yargılarına, ailemize, tüm erkeklere karşı baş kaldırdık, direndik bu bizim için bir milattı. Bunun için biz Êzidi kadınları kendi durumumuzu fermandan önce ve sonra olarak tanımlıyoruz.”
“Êzidî kadınlar Arap kadınlarla yoldaş oldu”
Êzidî kadınların Arap kadınlarıyla ortak mücadele ruhunu yakalamasını önemine vurgu yapan Riham Hesen, bu ortaklığı şöyle ifade etti: “Şengal’de sadece Êzidî kadınlar örgütlenmiyor aynı zamanda Demokratik Özerk Şengal çatısı altında Arap kadınları da kendini örgütlüyor. Arap kadınlar erkek aklına, işgale karşı baş kaldırdı ve Êzidî kadınlarla omuz omuza her alanda mücadelesini veriyor. Êzidî kadınlar ve Arap kadınları aynı yolun yoldaşı oldu.”
Dünya kadınlarına çağrı
Konuşmasının sonunda dünya kadınlarına çağrıda bulunan Riham Hesen; “Biz kadınların düşmanları ortak. Devletlerin, despotların ismi değişebilir fakat zihniyet olarak aynı. Erkek-devlet zihniyeti bu açıdan biz dünya kadınlarının düşmanı. Biz Êzidî kadınlar dünyada kadınların ortak mücadelesinin her şeyi değiştireceğine inanıyoruz ve bunun içinde tüm kadınlara ortaklaşma çağrısı yapıyoruz. Bu 8 Mart biz dünya kadınlarının özgürlük mücadelesinin sebebini güçlendireceği bir yıl olmasını diliyor ve tüm kadınların 8 Mart’ını kutluyorum.”