“Çocuklarımı yangından korumak için topraktan bir oda yaptım”
Waşokanî Kamp’ına yerleştirilen savaş mağduru göçmen kadınlar, kış mevsiminin gelmesiyle beraber olası yangınlardan tedirgin yaşıyor. Kadınlar, insani yardım kuruluşlarının yaşam koşullarının iyileştirilmesi için adım atmasını istiyor.
RONÎDA-HACÎ
Hesekê- Türkiye, 9 Ekim 2019 tarihinde Kuzey ve Doğu Suriye'nin farklı bölgelerine kapsamlı bir saldırı gerçekleştirdi. Türkiye’nin bu saldırılarda yasaklı olan kimyasal silahları kullandığı belirtiliyor. Bu saldırılarda Serêkaniyê ve Girê Spî işgal edildi. Binlerce yurttaş çocuklarının ve kendilerinin güvenliğini sağlamak için göç etmek zorunda kaldı. Özerk Yönetim ise yurttaşların mağdur olmaması için Waşokanî ve Serêkaniyê kamplarını kurdu.
Göçmenler zor şartlar altında kışı karşılayacak
Waşokanî Kampı göçmenleri zor şartlar altında hayat mücadelesi vererek, insani yardım kuruluşlarının bu kampa karşı duyarsızlığını eleştirdi. Kampta adeta hayatı yoktan var eden kadınlar, kış mevsiminin gelmesiyle beraber bir tedirginlik yaşıyor çünkü kışın çadırlarda birçok yangın olayı gerçekleşiyor.
“İnsani yardım kuruluşları bize yardım etmiyor”
Türkiye’nin Serêkaniyê’yi işgal etmesini kınayan 67 yaşındaki Fitêm El- Ehmed, “Türkiye, şehrimize saldırdığında çocuklarımızı zar zor kurtardık, her şeyi geride bıraktık ve ayrılmak zorunda kaldık. Özerk Yönetim bu kampı bizim için kurdu. Bu kamp olmasaydı nereye giderdik? Burada herkese bir çadır verildi ve bizde bir çadıra yerleştik. Ama buraya geldiğimiz andan itibaren insani yardım kuruluşları bize yardım etmiyor, görevlerini iyi yapmıyorlar. İnsan hakları yok mu, bizim ve çocuklarımızın durumunu gören yok mu?" şeklinde tepkisini dile getirdi.
“Topraktan küçük bir oda yaptım”
Kış ayının gelmesiyle beraber kamplarda yangın tehlikesinin artacağına dikkati çeken Fitêm El-Ehmed, kampa geldiklerinden beri çadırların sürekli yandığını söyledi ve yangınlardan insan hakları kuruluşlarını sorumlu tuttu.
“Kampa geldiğimizden beri çadırlarda yangın çıkıyor, bir süre önce bir çocuk yangında hayatını kaybetti. Şuan kış mevsimi yaklaşıyor ve bundan dolayı çok korkuyoruz çünkü soba ve çadır çok tehlikeli. Çocuklarımı yangından korumak için topraktan küçük bir oda yaptım. Bu yaşımda buna mecburdum çünkü çocuklarımı korumak zorundayım. Kampta gerçekleşen bu yanma olaylarından insani yardım kuruluşları sorumludur. Şimdiye kadar neden çadırlarımızı değiştirmiyorlar, neden göçmenlere yardım etmiyorlar? Şuan çamurdan kil yapıyorum, samanla yapmalıydım ama saman alacak imkanım yok. Bu yaşta bu işi yapmak benim için zor ama kendimi ve çocuklarımı tehlikeden kurtarmak için önlem almam gerekiyor."
“Kadınlar hayatı yoktan var ediyor”
Kadınların hayatı yoktan var ettiklerini ve çok yaratıcı olduklarını sözlerine ekleyen Fitêm El-Ehmed, "Kadınlar nerede yaşarsa yaşasın, yoktan varlığı yaratıyor. Bugün çadırlarda yaşayan her kadın, hayatı var etmek adına çocuklarına bakıyor. Burada insanlar eğer insani yardım kuruluşlarından yardım beklerse açlıktan ve soğuktan ölecek. Şuan kampta bulunan kadınlar, kışın aç kalmamak için ihtiyaçlarına göre kış sebzeleri ekiyor. Daha az da olsa geçimlerini sağlıyorlar. Herkes göçün acısını çok iyi biliyor, ekonomik bir kriz yaşıyoruz, krizden kendimizi kurtarmak için çaba sarf etmemiz gerekiyor" dedi.