“Tercih ettiğiniz şey, vazgeçtiğiniz şeye değsin!”
İzmir’de kadın body sporcusu Buse Çakmakoğlu, karşısına çıkan bütün ekonomik imkânsızlıklara ve “kaslı kadın mı olur” gibi cinsiyetçi tutumlara karşı yolundan vazgeçmedi. Sporcu ve kadın olmanın zorluklarına rağmen Türkiye’de başarılara imza attı Buse.
PERİ BAYAV
İzmir- Kadın olmak her alanda zorlukları beraberinde getirse de, aynı zamanda kadının içindeki o müthiş gücün karşısında da aslında hiçbir şeyin duramadığına her seferinde tanıklık ediyoruz. Buse Çakmakoğlu, o gücün adeta somut bir göstergesi. Gerek yaptığı spor gerekse kadın kimliği zorlu yaşamında engellere takılsa da her seferinde daha güçlü devam etmiş, Buse. “Kaslı kadın mı olur” ve “Kaslı kadın çirkindir” gibi algılarla çok karşılaşan Buse, bunu her seferinde yıkıp geçmeyi başarmış.
Celal Bayar Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi antrenörlük eğitimi alan Buse Çakmakoğlu ile bir araya geldik. Fıtness antrenörlüğü yapan Buse, bundan önce profesyonel olarak voleybolcuydu. 4 senedir müsabık vücut geliştirme bikini fıtness sıkletinde yarışan Buse ile bir kadın olarak, Türkiye’de elde ettiği başarıları ve spor camiasında kadın olarak karşılaştığı problemlere dair konuştuk.
Kadınlığa, dişiliğe bakılan bir sıklet
10 seneyi aşkın profesyonel olarak voleybol oynayan Buse’nin çeşitli dereceleri var. Vücut geliştirme salonlarında çalışmaya başlayan Buse, oradan bir hocasının ısrarı üzerine bir anda bu alanda büyülenmiş ve daha sonra ilk podyumuna çıkmış. Gelin hikâyeyi Buse’nin kendisinden dinleyelim:
“Dedim ki burası ben. Ben burada olmalıyım. Derken bir baktım 9 tane yarışma yapmışım. Yarışmalardan bahsedecek olursam, bikini fıtness sıkleti adı altında konuşuyorum. Daha çok kadınlığa, dişiliğe bakılan bir sıklet. Tabii ki de sporcu kişilik, sporcu anatomi ve genetik hepsi çok önemli. Ama bunların hepsinin yanı sıra hem bir dişilik hem bir spor, hepsini bir arada kullanarak podyumda bu kişiliğinizi yansıtmanız gereken bir spor. Bikini fıtness sıkleti, son 5 senedir rövanşta olan bir sıklet. Daha çok vücut geliştirmeyi izlenebilir hale getirebilen ve bunun için çıkan bir sıklet. Bikini fıtness olarak, görsellik bizim için daha önemli. Antrenmanımızı 6 aylık bir sürecimiz varsa, normal bildiğiniz erkek gibi hazırlanıyoruz. Podyum sırasında, özel üzerimize dikilen bir bikini oluyor. Saçımız ve makyajımız yapılıyor. Manken gibi çıkıyoruz ve çıktığımız zaman da normal yürüyüşlerimiz oluyor. Topuklu ayakkabı giyiyoruz. T yürüyüşü ve normal yürüyüşlerimiz oluyor. Manken gibi yürüyoruz ve spor düşüncesi kapsamıyla bizim sıkletimize ait pozlar oluyor. Yarım ve çeyrek dönüşler, sağdan normal duruşlar gibi. Soldan normal duruşlar şeklinde pozlar veriyoruz ve o pozlara göre değerlendiriliyoruz.”
Vücudu farklılaşmaya başlamış
Toplum olarak bu konuda geri planda kaldığımıza değinen Buse, dışarda insanların kendisini gördüğü zaman tepki verdiğini söylüyor. ‘Bir erkeğe göre çok kaslı olduğunu’ veya ‘bu kadarı fazla yapma artık’ diye yorumları çok fazla aldığını belirten Buse, özellikle anatomisi gereği bikini fıtness sıkletinde Türkiye standartlarında biraz aykırılaşmaya başladığını vurguluyor. Şöyle devam ediyor:
“Tabii git gide üzerine bir adele kütlesi koyarak, farklılaşmaya başladım. Bu da toplum tarafından farklı değerlendirilmeye başlandı. Daha çok erkek gibi falan görmeye başladılar. Ama ben Türkiye standartlarını düşünmediğim için, o yüzden çok da önemsemiyorum.”
Yurtdışını hedefliyor
Yaşadığı zorluklara değinen Buse, yaptığı sporun özel yaşantısına bir katkı sağlamadığını hatta çok zorladığını belirtiyor. Normal bir sporla uğraşmadığı için diyet ve ek gıda takviyesi gibi farklı kullandığı ilaçlar zorlamış, Buse’yi. Kendini daha çok baskılayarak, kontrol ederek yapmak zorunda olduğunu vurguluyor Buse ve şöyle özetliyor:
“O yüzden biraz da kişiliğimiz önemli. Onu baskılayarak yaptığınız zaman, daha iyi sonuçlar alıyorsunuz. Ama özel hayatımda öyle ahım şahım bir sonucu olmadı. Çünkü bedel ödüyoruz. Bir yarışma yaptığınız zaman, son 3 ay sosyal hayattan birazcık kopuyorsunuz. Birazcık değil, epey bir kopma yaşıyorsunuz. Yaptığınız beslenme ve katı diyetlerden dolayı, dışarı çıkıp bir kafede bile oturacak hem gücünüz olmuyor hem de konuşacak cümleler bile gelmiyor aklınıza. Türkiye’de evet bir takım başarılara imza attım, zorlu şartlarda. Bunu her zaman söylerim, Türkiye spor konusunda geri kaldığı için daha çok yurtdışını hedefliyorum. Türkiye standartlarının tamamen dışına çıkıp, direkt yurtdışında yarışabileceğim bir seviyeye gelirim diye düşünüyorum.”
‘En zayıf kadından bile daha kuru olabiliyorum’
Kendisini Türkiye’deki diğer kadınlardan ayıran en önemli özelliğinin ise fiziksel görünüşü olduğunu söyleyen Buse, normal bikini fıtness sıkletinde yarışan kadınların maksimum 3 kilo veya 5 kilo olduğunu vurguluyor. Onların o şekilde kilolar aldıklarını fakat kendisinin ise hiçbir zaman öyle olmadığının altını çizen Buse, sözlerine şunları ekliyor:
“Genelde 20 veya 25 kilo fazlasıyla alıp, sıkletimin tamamen dışında bir prosedüre bürünüyorum. Tekrardan o formlara düştüğüm için, bu konuda ben diğerlerinden biraz daha farklıyım. Normal of sezonumuzda gördüğünüz zaman aa bu nasıl bir kız? dersiniz. Kilolu, obez gibi gözüküyorum. Ama bir yarışma periyoduna girdiğim zaman, en zayıf kadından bile daha kuru olabiliyorum. İşte beni de diğerlerinden ayıran en büyük özelliğim bu.”
‘Hem erkeksi bir hatta sahipsiniz hem de varolan dişiliğinizi korumak zorundasınız’
Bir spor dalı içinde “moda” ve “güzellik” nasıl oluyor? diye sorduğumda Buse, sıkletleri gereği görsellik önemli olsa da, spor dalı olduğu için bu yaptıkları antrenmanın beslenmesinin daha farklı olduğunu söylüyor. Podyum gereği modaya pek uyum sağlamadıklarını ve kendileri için asıl önemli olanın vücut estetiği, vücut proporsiyonu, bakım, saç, makyaj ve tırnak olduğuna değiniyor, Buse. Kaslı kadın mı olur? Kaslı kadın çirkindir gibi bir algı söz konusu ve bu algıyla sıkça karşılaşan Buse, buna dair ise şöyle açıklama yapıyor:
“Bu algıyla çok fazla karşılaşıyorum. Bu biraz da sporcunun, hem dişiliğini koruyarak hem de dişiliğini ön plana çıkararak yaptığı sporla bağdaştırmasıyla alakalı. Tabii ki çok büyük kas kütleli sporcularımız var. Çok ünlü isimler var. Çalıştığım o şekilde kadın hocalarım da vardı. Dişiliğini, çok güzel koruyabilen bir kadın zaten kendisi. Bu sporda önemli olan şey, hem erkeksi bir hatta sahipsiniz hem de var olan dişiliğinizi korumak zorundasınız. Çünkü bizim sporumuz estetik, görsellik, güzellik ve yanında feminenlik isteyen bir spor aynı zamanda. Bunları bir arada yapabiliyorsanız, bu sporda başarılı olursunuz.”
‘Yaptığınız işten asla vazgeçmeyin’
Kendi serüveninde çok büyük zorluklar yaşadığını söyleyen Buse, elde ettiği başarıları çok büyük maddi imkânsızlıklarla başardığını ifade ediyor. Otobüse binecek kent kart parası bile yokken, salonlara yürüyerek gittiğini, yeri geldiğinde sokakta bile yattığını dile getiriyor, Buse ve sözlerine şöyle son veriyor:
“Duraklarda yattığımı bilirim. Üç kuruşları, 5 kuruşları biriktirip yarışma yaptığımı bilirim. Çok zordu. Eğer gerçekten bir şeyi yapmak istiyorsanız ve bir hedefiniz varsa bundan vazgeçmeyin. Her ne olursa olsun sonuna kadar gidin. Bir kadın olarak da bunu her zaman söylerim, tercih ettiğiniz şey vazgeçtiğiniz şeye değsin. Dünyada bir sonumuz var. O yüzden de herkesin bir amacının olmasını ve bir kadın olarak bu amacının sonuna kadar gidilmesini öneriyorum. Sporcu olmanın, bu sporla uğraşmanın ve kadın olmanın Türkiye genelinde tabii ki zorlukları var. İyice zorlaşmaya başladı. Benim tek söyleyebileceğim şey bir sporcu olarak vazgeçilmemesi. Yaptığınız işten asla vazgeçmeyin.”
Buse Çakmakoğlu kimdir?
Celal Bayar Üniversitesi Beden Eğitimi Fakültesi’nde eğitim gördü, fıtness antrenörlüğü yapıyor. Öncesinde profesyonel voleybolcu olan Buse, müsabık vücut geliştirme bikini fıtness sıkletinde yarıştı. Türkiye 3.’lüğü, 2017’de Türkiye 2.’liği - 2017 Türkiye 2.’liği, 2018’de Türkiye 4.’lüğü yine 2018’de WBBF Dünya Şampiyonası 3.’lüğü, 2019’da Büyük Bayanlar Bikini Türkiye 6.’lığı, 2019 Wellness Açık Siklet Türkiye 4.’lüğü ve 2019 NPC Bigman Regional 1.’liği kazandı.