EVÎN ZENDA

Şengal – Şengal Kadın Birlikleri (Yekîniyên Jinên Şengal- YJŞ) komutanlarından Viyan Hebabî, ajansımıza konuşarak, fermanın ardından bıraktığı sonuçlara değindi. Viyan Hebabî, ayrıca YJŞ’nin kuruluşundan da söz ederek, YJŞ’nin Êzidî kadınlarının intikamını almak için kurulduğunu ve sonuna kadar Êzidî kadınları ile toplumunu korumak için mücadele edeceğini belirtti.

“Êzidîler teslimiyeti hiçbir zaman kabul etmedi”

Êzidî toplumunun tarihinin bir yanıyla fermanlarla diğer yanıyla da direnişlerle dolu olduğunu ifade eden Viyan Hebabî, “Her fermanda büyük kahramanlar ortaya çıkmıştır. Êzidî toplumu teslimiyeti hiçbir zaman kabul etmedi. Her zaman Êzidî inancını yok etmek istediler. En son ferman da bu amaçla yapıldı. Özellikle bin yıllardır sığındığımız dağlarımızı ellerimizden almak istediler. Eğer fermandan önce öz savunma için bir hazırlık olmuş olsaydı, ferman bu düzeyde yaşanmayacaktı. Ancak buna rağmen bir direniş yaşandı ve fermanın önü kapatıldı” dedi. 

“2014 fermanından ders çıkardık”

“Bu Êzidîlere ‘sizi koruyacağız’ diyerek kandırdıkları ilk ferman değildir” diyerek sözlerine devam eden Viyan Hebabî, “Tarihten ders almamız gerekirdi. Ancak bizler 2014 fermanında bu dersi çıkardık. Artık ne olursa olsun Êzidîlerin kendi kendilerini savunmaları gerekir. Êzidî toplumu 74 ferman yaşadı, ancak bu toplum varlığını hala korumayı sürdürüyor. Bugün Êzidîlere yönelik gerçekleştirilen siyasetin inançlarını zayıflatmak içindir. Bu siyaset özellikle Başûrê Kurdistan kamplarında kalan gençlere yönelik yürütülmektedir. Ancak Êzidîler için kendi inanç ve topraklar için ölmek kendi inançlarından uzaklaşmaktan daha kolaydır” diye belirtti.

Halk Şengal dağlarını bırakmadı

Êzidî toplumunun örgütleme çalışmaları hakkında konuşan Viyan Hebabî, “Fermandan önce TEVDA vardı. Az da olsa toplum etrafında toplanıyordu. TEVDA’nın öncülüğünü Şehîd Saîd yapıyordu. Birçok genç TEVDA etrafında kendini eğitti. Bu gençler HPG ve YJA-Star gerillalarının gelişiyle onlarla birlikte direndi. Çünkü o süreçte TEVDA KDP’nin baskısı altındaydı. KDP Heval Saîd’in çalışma yaptığını ve gençleri TEVDA etrafında örgütlediğini biliyordu. Bu yüzden Heval Saîd’i tutukladılar. Çalışmaların yürütülmesine izin verilmiyordu. Ferman sürecinde çok sayıda kişi HPG/YJA-Star’ın yanında kendi gücü kadar savaştı. Şehîd Xeyrî bunlardan biriydi. Girzerik’de büyük bir direniş gösterildi. Halkın Şengal dağlarından çıkmaması için Heval Saîd önemli bir rol üstlendi. Çünkü eğer Êzidîler Şengal dağlarını bıraksaydı Êzidîlik adına bir şey kalmayacaktı. Şengal dağlarında kalma kararına heval Saîd öncülük etti” ifadelerini kullandı.

“Gerilla yeniden can verdi”

Gerilla güçlerinin bölgeye gelmesinin Êzidî toplumunun yeniden nefes almasını sağladığını vurgulayan Viyan Hebabî, “Gerillanın gelişiyle birlikte Şengal’de yeni bir yaşam çizildi. Fermanın önünü kapatanlar Önder Apo’nun öğrencileri olan HPG/YJA-Star gerillalarıydı. Önder Apo ve PKK’yi yakından tanımıyorduk. Gerillanın gelişiyle Önder Apo ve gerillayı tanıdık. Çok ağır bir fermandı. Katledilme, cenazeler, DAİŞ’in eline düşme vardı. Yaşlı anneler yürüyemiyordu. Çocuklar susuzluktan ölüyordu. Êzidîlerin adını bile ortadan kaldırmak istiyorlardı. Ancak HPG/YJA-Star’ın gelişi Êzidî toplumuna yeniden can verdi. Umut bitmişi, dağların etrafı sarılmıştı. 12 atlının öncülüğünde bu kuşatma kırıldı. KDP’nin Şengal’i bırakması ve Irak ordusunun savunma yapmaması bir güvensizlik oluşturdu. Halk kendi gözleriyle kendileri için DAİŞ’e karşı savaşan bir gücün olduğunu görünce umutları yeniden yeşerdi. Êzidî toplumu PKK’nin adını bile söylemeyi bilmiyordu ama biliyordu ki; onları kurtarmaya gelmişler. Bizim için çok şehit verdiler. Onlara borçluyuz. PKK’nin yaptığını tarihte hiçbir güç, kişi Êzidîler için yapmamıştır. Şehîd Berxwedan ve Şehîd Dilgeş şehitliği HPG/YJA-Star’ın burada büyük emekler verdiğinin ve fermanın önene geçtiklerinin kanıtıdır” şeklinde konuştu.

“Kadınların iradesini açığa çıkardı”

Rojava ve Şengal arasında açılan insani koridorda YPJ komutanı Jiyan Tolhildan’ın büyük rol oynadığını aktaran Viyan Hebabî, “Bir komutan olarak koridorun açılmasına öncülük etti. QSD savaşçıları da Êzidî kadınlarının DAİŞ’in elinden kurtarılması için önemli rol üstlendiler. Şehit Jiyan DAİŞ’in elinden kurtarılan onlarca kadını karşıladı. Şehit Jiyan onların yaşadığı sevinci onlarla yaşıyordu. Şehit Jiyan Êzidî kadınlarının acılarını gördü ve hissetti. Şehit Jiyan kadın iradesini ortaya çıkardı.  Bu yüzden YJŞ olarak Şehit Jiyan’a borçluyuz. Onların emeği sayesinde bugün YJŞ var. Jiyan’ın şahadeti bize ağır geldi. Türk devletinin öncülerimizi hedef alması korkusunu gösteriyor” diye belirtti.

YJŞ’nin kuruluşu

YJŞ’nin kuruluşuna dair önemli bilgiler paylaşan Viyan Hebabî, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “TJŞ Êzidî kadınlarının DAİŞ’e olan öfkesi ve binlerce Êzidî kadının intikamını almak için kuruldu. Fermanda kadınlar ve kutsal yerler hedef alındı. Çünkü biliyorlar ki; eğer kutsal yerler yok olursa inançta yok olacaktı, kadın olmasa yaşam da olmayacaktır. Tüm fermanlarda kadınlar hedef alındı. Toplumda kadın cahil ve iradesiz olarak görülüyor. Yok sayılıyor ve kendisine belirleyen kaderi yaşamak zorundaymış gibi yaklaşılıyor. Ancak YJA-Star’ın gelişi ile birlikte onlarında kadın olduğunu ve vahşi düşmana karşı savaştığını gördük. Gücümüzü ve irademizi onlardan aldık. Kaderimizi değiştirmemiz gerektiğine karar verdik. YJŞ’nin kuruluşu Êzidî kadınlarının intikamını alma sözüdür. YJŞ’nin mücadelesi Şengal ile sınırlı kalmadı. Reqa ve Minbic’te DAİŞ’e karşı savaştılar. İlk kez bir kadın ordulaşması Êzidî toplumu içinde kuruldu. YJŞ yeni kurulduğunda kadınların savaşamayacağı inancı vardı. YJŞ ve kadınların iradesini yok etmek için kimi çabalar oldu. YJŞ’nin Şengal’i kurtarma hamlesine katılmasının ardından bu bakış açısı değişti, inanç ve umut oluştu. Aryık Êzidî kadınları, yönünü verecekleri bir yerin olduğunu biliyorlar. YJŞ’nin kurulmasıyla birlikte önemli ve büyük adımlar atıldı.”

“Soykırım tanınsın”

Soykırımı tanımama Êzidî toplumunu tanımamak olduğuna işaret eden Viyan Hebabî, “Irak’ın soykırımı tanımaması Êzidî toplumunu tanımaması anlamına geliyor. Eğer Irak Êzidî toplumunu kendi vatandaşı olarak görseydi tüm devletlerden önce soykırımı tanırdı. Irak tarihinde Irak toprakları için canını feda eden yüzlerce Êzidî şehidi var. Şimdiye kadar Irak devleti Êzidî toplumu için herhangi bir şey yapmadı. Irak devlet ve hükümet değildi. Sadece Êzidî toplumu değil Irak halkının kendisi de hükümeti kabul etmiyor. 2014 fermanı en ağır fermandır. Ancak Irak şimdiye kadar buna ilişkin soruşturma başlatmamıştır. Irak’ın elinde olan ve Êzidî kanı ellerinde olan DAİŞ’lilerden hesap sorulmadı. Hükümet yok olmaya doğru gidiyor. Bizler Êzidîler olarak soykırımın tanınması için mücadele etmeliyiz. Birlik ve mücadeleye ihtiyaç var. Irak devletinden çok fazla bir şey istemiyoruz. Sadece haklarımızı istiyoruz. Bizleri, inancımızı, soykırımı tanısın ve bizi vatandaşı olarak görsün” diyerek konuşmasını sonlandırdı.