“Türkiye DAİŞ’in biteceği korkusuyla Suriye topraklarına saldırdı”

Suriye Gelecek Partisi Idlib Meclis Sözcüsü Hala Hemîco, Türkiye’nin Minbic’in özgürleştirilmesinin ardından IŞİD’in biteceği korkusuyla Suriye topraklarına saldırdığına dikkat çekti ve Türkiye’ye verilen desteğin çekilmesini istedi.

SÎLVA EL-ÎBRAHÎM

Minbic- Demokratik Suriye Güçleri ve Minbic Askeri Meslisi, 15 Ağustos 2016’da Minbic’i IŞİD’den temizledi ve Minbic özgürleştirildi. Bu gelişmenin ardından Türkiye, El-Bab, Idlib, Ezaz ve Cerablûs’u kendi kontrolüne aldı. 24 Ağustos Türkiye’nin Suriye topraklarını işgal etmesinin yıldönümü. Konuya ilişkin Suriye Gelecek Partisi Idlib Meclis Sözcüsü Hala Hemîco, ajansımızın sorularını yanıtladı.

“Teröre kucak açıyor”

Türkiye neden Minbic’in özgürleştirilmesinin ardından hızlı bir şekilde Suriye’ye operasyonlar düzenledi? Bu saldırılarla aslında neyi hedefledi?

Suriye Devrimi’nin başladığı 2011 yılından bu yana Türk devleti, Suriye halkını özgürleştirme ve Suriye Devrimi’nin destekçisi olduğunu iddia ederek müdahale etti. Ancak müdahale etme amacı işgaldi. Bu Suriye Devrimi için uzun süreli bir krize neden oldu. Türkiye, Suriye topraklarındaki varlığı için çeteleri kullandı. Minbic’in özgürleştirilmesinin ardından Türk devleti, QSD’nin çetelerin ellinde kalan bölgeleri özgürleştireceği korkusuyla ve Minbic’in özgürleştirme hamlesinin başarılı olmasının ardından yeni bir hamle başlattı. Ezaz, Idlib ve El-Bab’a çete gruplarını yerleştirdi. Türkiye ve Özgür Ordu adındaki çeteler, savaş ve çatışma öncesi DAİŞ’in kontrolünde olan El-Bab, Idlib, Ezaz ve Cerablus gibi ilçelere girdiler. Bu durum her iki taraf arasından bir anlaşmanın olduğunu gösteriyor. Ayrıca DAİŞ’i var eden ve Suriye’de ona lojistik anlamda destek verenin Türkiye olduğunu doğruluyor. Bu yüzden DAİŞ’in sonunun getirilmesiyle birlikte Türk devleti, doğrudan müdahale etti. Uluslararası ittifak, Türkiye'nin işgal ettiği bölgelerde Ebu Bekir El-Baxdadi gibi DAİŞ liderlerini öldürdü. Bu Türkiye'nin teröre kucak açmasının en somut örneğidir.

“Türkiye çeteleri kullanıyor”

Türkiye, Suriye’ye doğrudan müdahalesini saklamak için çeteleri nasıl kullanıyor?

Türkiye, bölgeyi Türkleştirme amacına ulaşmak için çeteleri kullanıyor. Bugün Türkçe dil ve parası dayatılıyor. Suriye parası ortadan kalkıyor. Türkiye, kirli çeteleri kullanıyor, kendi askerini savaşa katmıyor. Türk devletinin Libya ve Ermenistan-Azerbaycan savaşı gibi müdahale ettiği çeşitli durumlarda yürüttüğü siyaset budur.

“Kadınlar en temel haklarından mahrum”

El-Bab, Ezaz ve Idlib gibi yerlerdeki kadınların durumunu anlatır mısınız? Nasıl değerlendiriyorsunuz?

El-Bab, Idlib ve Ezaz’da kadınların durumu çok kötü. Kadınlar en temel haklarından mahrum bırakılıyor. Türkiye ile çetelerinin işgali ve DAİŞ işgali arasından hiçbir fark yok. Çünkü aynı felaket kadınlara yaşatılmaktadır. Aynı katletme, kaçırma, tecavüz ve çocuk yaşta zorla evlendirme yöntemleri kullanılıyor. Tecavüz, katletme ve kaçırma hala işgal bölgelerinde yaşanıyor.

“Nesillerin geleceği etkilenecek”

Ezaz, El-Bab ve Idlib’in işgali uzun süreli nasıl bir tehlikeyi içerisinde barındırıyor?

Toplumun tamamı çetelerin talan, kaçırma ve tecavüz olaylarından olumsuz anlamda etkilendi. Halka dayattıkları düşünce halkların ve nesillerin geleceğine etki edecektir. Çocuk ve gençlerin çetelerin uygulamalarından etkilenmesi korkusu var. Eğer bu şekilde devam ederce durum daha da ağırlaşacaktır.

“Destek vermeyi bırakın”

Türkiye’nin Suriye toprakları üzerindeki siyasetinin sonlandırılması için uluslararası kamuoyundan ne bekleniyor?

Kuzey ve Doğu Suriye siyasi partileri, İdlibli genç kadın ve erkekleri olarak Türkiye’nin uygulamaları karşısında durmamız gerekiyor. Toprağımız şehit toprağıdır. Türkiye’nin topraklarımıza girmesine izin vermeyeceğiz. Çünkü onlar işgalci ve teröristtir. Aynı zamanda göç ettirme ve tecavüz siyaseti yürütüyorlar. Hala Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik ihlallerine devam ediyorlar. Uluslararası kamuoyunun Türk işgalinin ihlallerini sonlandırmalıdır. Türkiye’ye destek veren ülkeler, ona destek vermeyi bırakmalı. Çünkü Türkiye özellikle kadın ve çocuklar olmak üzere sivilleri hedef alarak savaş suçu işliyor.