Tunuslu Monia El Mecri: Feminist hareketin kazanımları tehdit altında

Tunuslu Siyasi Aktivist Monia El Mecri, son yıllarda kadınların karar alma pozisyonlarında ve siyasete katılımında ciddi düşüş yaşandığını belirterek, feminist hareketin elde ettiği kazanımların kaybedilmesinden endişe duyduklarını söyledi.

ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus – Tunus, kadınların son yıllarda karar alma pozisyonlarına ulaşmada ve seçim süreçleri de dahil siyasete katılımında önemli bir düşüşe tanık oluyor.  Konuya ilişkin ajansımızın sorularını yanıtlayan siyasi aktivist Monia El Mecri, Tunus'taki feminist hareketin elde ettiği kazanımların kaybedilmesinden endişe duyduklarına işaret ederek, kadın kazanımlarını tehdit eden unsurların ortadan kalkması gerektiğini vurguladı.

25 Temmuz 2021'den bu yana kadınların durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz, bir değişiklik gördünüz mü?

Tunus’ta 2011 devriminden sonra kadınlar siyasi arenada yerlerini almaya başladı. Fakat bugün devlet başkanı, tamamen kadınları dışlamaya yönelik bir seçim kararnamesi sundu. Cumhurbaşkanı Kays Said  erkek adayları destekleyerek, kadın adaylara yönelmedi. 54 Sayılı kararname kadınları dışlayarak, kadınların siyasi arenada yer almasına engel oldu. Bu yasayla kadınlar haklarından mahrum kalarak geri planda kaldılar. Başkan Said konuşmalarında seçmenlere yönelik müdahalelerde bulundu ve kadın adayları görmezden geldi.

'Ciddi riskler var'

54 Sayılı kararnameyle yurt dışından gelen kadınların hakları verilmedi, siyasi alanda lider olmalarına izin verilmedi. Buda kadınların geri plana itilmesine sebep oldu. Son yasama seçimlerinde birinci ve ikinci turda ve hatta önceki anayasa referandumunda bile yoktu. Tunus'ta ve bölge ülkelerinde kadınların karşılaştığı birçok sorunu gördük, bugün kadınların bu zorlukları aşmak için mücadele etmesinin önünde büyük engeller var.

Siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları kadınların siyasi haklarını elde etmek için nasıl mücadele yürüttüler?

25 Temmuz öncesinde, çoğunlukla sol eğilimli insan hakları dernekleri, İslami harekete yönelik korkularını vurguluyor, İslami hareketi, kadınları gömmekle, kadınları alıp satmakla ve imajlarını etkisiz bir şekilde sömürmekle suçluyorlardı. Bu seçim kararına karşı protestoları var. Bu da muhafazakarlık konusunda bile insan hakları gerilemesi ile karşı karşıya olduğumuz anlamına geliyor.

‘Birlik çok önemli’

Kadın haklarının elde edilmesi için kadın örgüt ve sendikalarının birlikte hareket etmesi çok önemlidir. Ancak kadın haklarının her türlü inkarına karşı mücadele için birlik olmak önemlidir. Kolektif feminist farkındalık kadınların haklarını elde etmesine yardımcı olabilir. Seçimler boykot edildi. Kadınlar diktatörlüğü red ediyor. Ekonomik ve sosyal kriz de insanların çekimser davranmasına neden oluyor. Zamanında insanların maaşlarının ödenmemesi, her şeyin fiyatının yüksek olması, Tunus dinarının değerinin düşmesi çekimser oranını etkileyen ve arttıran faktörlerdir. Daha iyi bir yaşam uğruna göç yolunda yaşanan ölümler de Tunuslu kadınları çekimser kalmaya iten sebepler arasındadır.

Ayrıca sosyal medyada ve medyada yayılan görüntüler ciddi bir saldırıdır, çünkü yaşlı kadınların oy kullanmaya götürülmesi ayıp olarak görülmekte ve bazı engelli mahpusların oy kullanmaya götürülmesi kabul edilemez ve insanlık dışı bir eylemdir. Bilgi almak amacıyla haber yapmaya çalışan bazı kadın gazetecilerin şiddete, sınır dışı edilmeye ve aşağılanmaya maruz kalması da kabul edilir bir şey değil.

Kadınların bir sonraki parlamentoda temsil edilmemesinin, kadın sorunlarının görünür olmasını nasıl etkileyecek?

Seçim kararnamesinde kadınların destek rolü sınırlandırılmıştır. Kadın aday olmaya cesaret ederse tekliflere açık olacak yada yani 400 oya ihtiyacı olacak. Adaysınız, soru erkek egemen bir toplumda başvuru yapmanın mümkün olup olmadığıdır. Bölgenizdeki bir kadın aday için öneriniz? Sadece yakınlarından destek aldığı ama bir kadın olarak bu önerileri kabul etmeyeceği için mahrum kalacak.

Yasa kadın haklarını ne kadar koruyacak?

Şimdi onu geri getiren yeni bir senaryoyla karşı karşıyayız ve Başkan Said tarafından seçilen parlamentoda artık söz hakkı yok. Aralarında kadınların da olması halinde bu yeni temsilciler büyük bir başarı olarak görülecektir. Özellikle yukarıda da belirttiğimiz gibi mecliste bu bağlamda görülseler de aday değillerdi. Kadınlara yönelik şiddet olgusu devam ediyor. Kanun kadın haklarını teminat altına alsa bile kadınların acılarını kim dillendirecek? Boşanmış kadınları, özellikle de desteğe ihtiyacı olan yaşlı kadınları kim savunacak? Parlamento kapatılmasının ardından birçok yasa askıya alındı.