Rûken Ehmed: Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için öncülük edeceğiz

Ortadoğu’ kriz ve kaosun çözüm anahtarının Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın düşünceleri olduğunu belirten TEV-DEM Eşbaşkanı Rûken Ehmed, gençlere ve kadınlara direniş çağrısında bulundu.

RONAHÎ NÛDA

Qamişlo- Birçok parti ve örgütün öncülüğünde 10 Ekim 2023 tarihinde dünyanın 74 ülkesinde "Önder Öcalan'a Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm" kampanyası başlatıldı. Kampanya giderek yayılırken, Türk devleti de aynı zamanda Kürt halkının varlığına yönelik saldırılar geliştirdi. Öte yandan İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları da bir aydır sürüyor. Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) Eşbaşkanı Rûken Ehmed, konuyla ilgili ajansımızın sorularını yanıtladı.

*10 Ekim'de 74 ülkede Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğüne yönelik bir kampanya başlatıldı, başlatılan bu kampanyayı nasıl yorumluyorsunuz?

Kürt halkı yaşadıkları bölgelerde Önder Apo için pek çok farklı faaliyet başlattı. Bu yıl Önder Apo'nun özgürlüğüne yönelik atılacak adımlara ilişkin birçok açıklama yapıldı. 10 Ekim'de kampanya küresel düzeyde 74 merkezde duyuruldu. Rêber Apo'nun düşünce ve fikirlerinin giderek evrenselleştiği söylenebilir. Devletlerin yaşattığı katliamlar, çıkar uğruna yapılan savaşlar… Bu güncel sorunların yıllar önce Rêber Apo dile getirdi. Tecridin birçok biçimi var, Önder Apo'nun avukatı ve ailesiyle görüşme, düşüncelerini ifade etme hakkı defalarca engellendi. Bundan dolayı Kürt halkı da tecride karşı birçok eylem yaptı. Bu eylemler değerliydi ve Kürt halkının tecride karşı 25 yıllık mücadelesinin dünya çapında 74 merkezde gerçekleşmesini sağladı. Bu adımda Kürt halkının, kadınların ve Ortadoğu halklarının haklara sahip olduğu kanıtlandı.

Ortadoğu'da bahsettiğimiz çözümün, savaşların, çözülmesi gereken krizlerin, batmakta olan ekonominin sona ermesinin anahtarını ancak Önder Apo çözebilir. Bu krizlerin arkasında devletler var, özellikle Türk devleti mevcut krizi ve tecridi derinleştiriyor. Tüm bu haksızlıklara karşı en değerli direniş İmralı’da yapıldı. Dünyayı bu adımı atmaya zorlayan da Önder Apo'ydu. Kampanyanın yürütüldüğü 74 merkezde, ilerici insanlar, aydınlar, filozoflar ve güncel hareketler yer alıyor. Kadın ve gençler Önder Apo'nun fikirleri etrafında toplanarak bir adım attılar. Bu çok değerli bir adımdır ve bunu tamamlayacak olanlar da Kürt halkı, kadınları ve gençleridir.

*Ortadoğu'daki gelişmeleri ve bölgede yaşanan krizi nasıl yorumluyorsunuz?

Aslında Önder Apo savunmalarında Ortadoğu özelinde neler yapılıyor, Ortadoğu'da çıkarları olan devletlerin hedefi neydi? Ortadoğu neden birçok ulus-devlete bölünmüş durumda? Neden düşman oldular? detaylı anlatıyor. Ortadoğu'da kadim bir birlikte yaşama kültürü var. Ortadoğu’da neden bu kadar savaş politikaları devreye girdi ve neden bu kadar çok kan döküldü? ‘Göç, ölümün kardeşidir’ deyiminden de anlaşıldığı üzere göçlerde insanlar yerinden ediliyor, ölümle karşı karşıya kalıyor, evsiz, yurtsuz, korunmasız bırakılıyor. İnsanlar göç sırasında kendilerini koruyamıyorlar. Aslında Ortadoğu’da böyle bir seviye yaşandı. Ortadoğu halklarına yönelik katliam ve göç politikaları uygulandı. Önder Apo'nun Ortadoğu'ya mesajı şuydu: Ortadoğu halklarının kendi hakikatlerine dönmesi, birbiriyle kucaklaşması ve bu savaşlara son vermesi gerekiyor. Çünkü savaşlar sorunu çözmüyor. Bugün Ortadoğu böyle bir krize girmiştir. Ne kadar savaşın, krizin, altyapı yıkımının, ekonomik yıkımın ve göçün ortasındalarsa, ulus devletin çıkarları da o kadar fazla yaşıyor.

*İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik şiddetli saldırıları bir aydır devam ediyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şimdi Filistin ile İsrail arasında bir savaş var, bir yanda İsrail'i destekleyen ve İsrail'e silah veren ülkeler var, diğer yanda bu ülkeler Filistin halkına yardım ediyor. Şimdi ne oluyor, toplumu dilenciye çeviriyor, ben sana yardım edebilirim diyor, İsrail'e de silah veriyor. O zaman bu savaşın kızışmasına yardım ediyorsunuz. Hamas'ın İsrail'e saldırısıyla birlikte İsrail bir aydır insanları katlediyor. Şu ana kadar 10 bini aşkın kişi öldürüldü. Öldürülen bu insanlar kim? Şehirleri yıkılan kadınlar, çocuklar, siviller. İsrail ve Filistin sorunu bu şekilde çözülemez. Görünen o ki İsrail, Filistin halkını yok etmekte ısrar ediyor, Filistin halkı da saldırılara direniyor. Ortadoğu'da ve özellikle Filistin ile İsrail arasında yaşanan son savaşın çözümü, halkın tanınmasından geçecektir. Ancak yapılan birçok açıklamada Hamas'ın İsrail'e tek başına saldırmadığının, İsrail'in de bunu tek başına yapmadığının açık olduğu söylenebilir. Halklar arasında nifak yaratan bu olay, biri Türk devleti olmak üzere pek çok devletin parmağı var. Devletler ve halk arasında büyük krizler yaratıyor.

*Türk devleti Kürdistan'ın her yerinde Kürt halkına saldırıyor, bu saldırıların amacını değerlendirebilir misiniz?

Türk devletinin saldırıları soykırım saldırılarıdır. 2011 yılında Rojava Kürdistan devrimi başladı ama sadece Rojava Kürdistan'da değil, 2016'da Kobanê'nin özgürleştirilmesinden sonra özellikle Kuzey Kürdistan'da özerklik sürecini başlatmak adına kültürel, siyasi ve yıkıcı bir soykırım yaşandı. Kürt halkının ortadan kaldırılması amaçlandı. Doğu Kürdistan'da da Güney Kürdistan'da da durum aynı. Türk devleti, Kürt Özgürlük Savaşçıları’nın tüm Ortadoğu'ya ilham ve umut olduğu Medya Savunma Alanları’na saldırıyor. Ayrıca Irak hükümeti aracılığıyla kadim Şengal kültürümüze de saldırılıyor. Rojava Kürdistan'daki devrimimiz tüm Ortadoğu'ya ve dünyaya ilham kaynağı oldu. IŞİD'i yendik ve mücadelemiz hala devam ediyor.

Türk devleti Kürt halkını yok etmeyi hedefliyor. Temelde Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu, kültürün ve toplumun yok edilmesine dayanmaktadır. Bu sadece Kürtlerin değil, Ermenilerin, Suriyelilerin ve Mezopotamya'nın kadim halklarının da başına geliyor. Bunların hepsi soykırımdır. Bugün gözümüzün önündeki örnek Efrin'dir, gerçek Efrin halkının gözü önünde demografik değişim yaşanıyor. Aynı zamanda Türk devleti yerinden edilmiş insanlara yeniden yerlerinden edilmek için saldırıyor. Son olarak bölgenin altyapısına saldırdılar, ülkelerinin güvenliğini koruyan savaşçıların iç güvenliğine saldırdılar. Bu saldırıların amacı sıradan bir amaç değil. Kuzey Kürdistan'da Kobanê davası nedeniyle onlarca önde gelen isim ve siyasetçi hapse atılıyor. Dünya, 1 Kasım'ı Dünya Kobanê Günü ilan ediyor, faşist Türk devleti Kobanê'ye destek veren yüzlerce siyasetçi ve milletvekiline dava açıyor. Bu halkın dilini, kültürünü yok etmek istiyor.

*Halkın sürece yaklaşımı nasıl olmalı?

Kürt halkında bir uyanış var ve halk bu uyanışı siyasette de görüyor. Hele Lozan'ın 100. Yılına dair Kürt siyasetçilerin pek çok kongre ve toplantıları oldu, yaptıkları analizler kıymetli ama bu tek başına yeterli değil diyebiliriz. Kürt halkına yönelik birçok tehdit var. Faşist Türk devleti öncelikle Kürt halkını yok etme kararı aldı. Özellikle bugün Medya Savunma alanlarına yapılan saldırılar, Önder Apo'ya yönelik saldırılar, Önder Apo'nun şahsında uygulanan ağır tecrit Kürt halkına yönelik yapılıyor. Geçen yüzyılımızı kaybedersek, bütün dünya kaybeder. Ortadoğu'nun ve dünyanın kaderi, bizim liderliğimizde mevcut krizi çözecek olan Kürt halkının elindedir.

*Ortadoğu'daki kriz ve kaostan çıkışta kadınların rolü nedir?

Dünyanın her yerinde bu krize ve toplumun, özellikle de kadınların gördüğü zararlara karşı kadınlarda bir uyanış var. Doğu Kürdistan isyanında kadın şahsında toplumu ezen, köleleştiren egemen zihniyete karşı başkaldırı yaşandı. Afgan kadınları, öldürme ve yağmayı getiren iktidar politikasına karşı doğmuşlardır. Önder Apo kadınları karar alma konusunda güçlendirdi, bağımsızlaştırdı. Önder Apo, 40 yıllık kadın hareketi içinde özellikle kadınların öncülüğünde herkesin birliğini kanıtladı. Eş başkanlık sistemi ise önemli bir kazanımdır. Bu başarı Afganistan'dan Latin Amerika'ya, dünya kadınlarından Ortadoğu'ya, İran'dan Doğu Kürdistan'a kadar dünyanın her yerine yayıldı. ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganı Ortadoğu'nun bugün yaşadığı sorunun çözümüdür. Bugün kadınlar hareketin içindeler ve bana göre ulus devlete yönelik büyük bir rol üstlenmeleri gerekiyor. Kadınlar aktif ama yine de kadınların bundan daha güçlü bir örgütlenmeye ihtiyacı var. Kürt kadınlarının öncülüğünde birliğe büyük öncelik verilmesi gerekiyor. Ortadoğu kadim bir topluma sahip, Ortadoğu'nun kadim tarihinde rol oynayanlar zaten kadınlardı.

*Gençlere, kadınlara ve topluma yönelik son çağrınız nedir?

Öncelikle kadınları ve gençleri Önder Apo'nun fiziki özgürlüğüne destek olmaya çağırıyoruz. Attığımız adımın Önder Apo'yu özgürleştireceğini bilmeliyiz. Faaliyetlerin düzeyi çok yüksek ama bu yeterli değil; daha da artması gerekiyor, bu mücadeleye kadınlar ve gençler öncülük edecek.