Pervin Buldan: Pınar Gültekin’in katiline verilen indirimi kabul etmeyeceğiz

Pınar Gültekin davasına dikkat çeken HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Bu kadın düşmanı kararı, tüm kadınlar adına en güçlü sesle lanetliyorum. Pınar Gültekin’in katiline böyle bir indirim yapmayı asla kabul etmiyoruz ve etmeyeceğiz” dedi.

Ankara – Meclis Grup Toplantısı’na katılan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. 3 Temmuz’da gerçekleştirilecek 5’nci Olağan Kongresi öncesinde önemli bir grup toplantısını gerçekleştirdiklerini ifade eden Pervin Buldan, “Kriz siyasetiyle restore siyaseti arasına sıkıştırılmak istenen ülkeyi bu dar alandan çıkartıp, çözüm için toplumun hakikatleriyle buluşturan ve bunu umuda dönüştüren bir yerdeyiz” diyerek sözlerine başladı.

Pervin Buldan’ın konuşmasından bazı başlıklar şöyle: 

“HDP düşmediği ve düşürülemediği için umut da düşmüyor, düşürülemiyor. O yüzden tüm dertleri HDP’dir. HDP’yi denklem dışına tutma zihniyetidir. Çok uğraştılar uğraşmaya devam ediyorlar! Dünya diktatörlük tarihine geçecek eşi benzeri görülmemiş baskı ve hukuksuzlukları yaptılar, yapmaya devam ediyorlar. Neler yaptılar, darbe yaptılar, tutukladılar, yasakladılar, öldürdüler, işkence yaptılar gözaltına aldılar, kumpas davaları açtılar tehditlerle kesmeye, bizleri susturmaya çalıştılar. Şimdi son olarak Saliha Aydeniz başta olmak üzere, jet hızıyla fezlekesini Meclis’e gönderdiler. Bu da bir kumpas dava olarak önümüzde durmaya devam ediyor. HDP, demokratik geleceğin kurucu öznesi olma gücünü daha da büyüttü, büyütmeye de devam edecek. Dünden daha güçlüyüz! Yarın bugünden çok daha güçlü olacağız.

“İmralı tecridi neden var?”

Buradan bir kez daha sormak isterim. İmralı tecridi neden var? Bu soruya kimin cevap vereceğini kestirmek elbette ki zor. Buna ne iktidar ne bizim dışımızdaki muhalefet cevap veremiyor cevap verme basiretini gösteremiyor. İktidarın bekası tecrit uygulandığının herkes farkında olmalıdır. Çatışmalı süreci ve hukuksuzluk rejimini ayakta tutmak için İmralı tecridini hayata geçirdiklerini ve devam ettirdiklerini biliyoruz. 2015’te bitirdikleri çözüm sürecinin üzerine korkunç bir yolsuzluk ve hukuksuzluk düzeni kurduklarını her aşamada 2015’ten sonra bize gösterdiler, yaşattılar. İktidar bu düzenin bitmemesi için savaş politikalarında, çatışma ve güvenlikçi politikalarda ısrar ediyor.

“Başkale’deki görüntüleri tüm dünya ibretle izledi”

Dün yine Van’ın Başkale ilçesine bağlı Xaşkan mahallesinde bir insanın gözaltına alınması sırasındaki görüntüleri tüm dünya ibretle izledi. Biz de büyük bir hayretle izledik. Peki şaşırdık mı şaşırmadık. İktidar bu yöntemle seçim kampanyasını başlattı. Halka silah doğrultan, dakikalarca havaya silah sıkan, kadınları darp eden bu vahşeti şiddetle kınıyoruz.  Amaçlarının halkı korkutmak ve sindirmek olduğunu gayet iyi biliyoruz. Ama asıl bildiğimiz ve gördüğümüz şudur ki; bu iktidar ve onun şürekâsı tir tir titriyor ve korkuyor. Karşısına çıkamadığı halkın üzerine silahlı kolluk güçlerini salanlar bilmelidir ki, bu halka diz çöktüremedi, boyun eğmedi, hele Van halkı asla diz çökmedi çöktüremeyeceksiniz! Siz onları teslim alamayacaksınız! Siz onlara diz çöktüremeyeceksiniz boyun eğdiremeyeceksiniz. Silahlarla yürüttüğünüz seçim kampanyanız iktidarınızın da, siyasetinizin de sonu olacaktır. Bunu da böyle bilin!

“Yolun sonuna gelindi”

Bugünlerde ‘Yeni bir çözüm süreci mi var’ diye ortaya laf attı ortaya bu lafı ortaya atanların ellerinde belge yok. Sadece seçim öncesi ortaya atılan bu lafların içinin boş olduğunu biliyoruz. Valla bizim görebildiğimiz kadarıyla iktidarda bir çözülme var. Fiyaskoya dönüşen inkâr ve imha siyasetinin çözülmesi süreci var bu iktidarda. Sadece iktidar değil, bu meseleye ciddiyetle yaklaşmayan diğer siyasetler de çözülme aşamasına gelmiştir ve çözülecektir. Çünkü artık yolun sonuna gelindiğinin herkes farkında. Bu siyasetleri halk kesinlikle aşacak ve denklem dışı bırakacak, çözmeyen, çözülecektir! Bu çok açık ve nettir. Büyük barış özlemi ve kalıcı çözüm iradesi bu topraklarda mutlaka kazanacaktır. Barış isteyen milyonların mücadelesiyle, demokrasiden ve ortak yaşamdan yana olanların iradesiyle. Binlerle başlayan yürüyüş bugün milyonlara, yarın on milyonlara ulaşacak ve savaşı, kötülüğü, zulmü durduracak olan da biz ve barış mücadelemiz olacak. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Savaşın yakıcı sonuçlarının değil, barışın yarattığı baharın konuşulacağı günlerle bu ülkenin insanlarını mutlaka bir araya getireceğiz, mutlaka buluşturacağız. İşte HDP bunun en büyük teminatı ve sözüdür.

“Bütçeleri 6 ayda çöktü”

Dün Meclise ek bir bütçe getirdiler ve bu bütçe aynı zamanda iflas bütçesidir. Bu ilkenin iflas ettiğinin kanıtıdır. Bütçeleri 6 ayda çöktü 6 ayda çöken bütçeyi ek bütçe ile gündeme getirdiler, bu da iflas ettiklerinin göstergesidir. Çünkü savaşa, talana, saraya ve yandaşlara para yetiremedikleri için talanı sürdürmek için ek bütçe getirdiklerinin farkındayız. Yoksa emekçiye, işçiye ve halka ek bütçe getirdiklerine dair bir şey yok. Şimdi bu gidişata hep birlikte ‘Êdî Bese’ deme zamanı değil midir? Bu gidişata ‘artık yeter’ diyoruz. Emekçiler, üreticiler, işçiler, işsizler, emekliler ve ezilenler olarak hep birlikte, yan yana durursak, mücadelelerimizi birleştirirsek bu harami düzeni değiştirebiliriz.

“Emeğimizin hakkı için bir olalım”

Sefaleti refaha, açlığı insanca yaşama dönüştürmenin yolu birlikte mücadeledir. Yozlaşmış, çürümüş sistemin çarklarını hep birlikte kırma gücüne sahibiz. Vergilerimizle ülke bütçesini oluşturuyorsak itirazlarımızla ülke yönetimini de değiştirebiliriz. Güç bizdedir, yani halkın bizzat kendisindedir. İşte HDP’nin emek ve alınteri mücadelesi birlikte yürümek için önemli bir seçenektir. Emeğimizin hakkı için bir olalım, soframızdaki ekmeğimiz için, çocuklarımızın geleceği için gelin bir olalım, birlik olalım. 15-16 Haziranların 7 Haziranlarla birleşen ruhunu yeni başlangıçların ve onurlu yaşamın mücadele gücüne hep birlikte dönüştürelim.

Pınar Gültekin davası: Kararı kabul etmeyeceğiz

Dün kadın düşmanı erkek yargı, Pınar Gültekin’i işkenceyle katleden erkeğe verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını ‘haksız tahrik’le 23 yıla indirdi. Babanın isyanını, çığlığını gördünüz. Kadınların ortak çığlığını da isyanını da gördünüz görmeye devam edeceksiniz. Şaşırdık mı? Hayır! Elbette şaşırmadık Kadını katledenle, hukuku ve adaleti katledenin işbirliği yaptığı bir ülkede yaşıyoruz. Bu kadın düşmanı kararı, tüm kadınlar adına en güçlü sesle lanetliyorum ve kınıyorum. Pınar Gültekin’in katiline böyle bir indirim yapmayı asla kabul etmiyoruz ve etmeyeceğiz.

“Ortak başarı hikâyemizi bir kez daha yazalım”

3 Temmuz’a sayılı günler kaldı. Kongremiz büyük hakikat yürüyüşünün, demokrasi yürüyüşünün kongresi olacaktır. Kongremiz, umudun ve cesaretin, ortak geleceğin kongresi olacaktır. Her dilden, her inançtan, her kimlikten renklerin buluşacağı halkların kongresi olacaktır. Gelin, 8 Mart’ın, Newroz’un, 1 Mayıs’ın coşkusunu ve iradesini kongremizde buluşturalım. Kongremizi, demokrasi ittifakının, kadın ve gençlik ittifakının en güçlü çıkışına dönüştürelim! Kongremizi, hep birlikte kazanacağımız o güzel ve aydınlık günlerin kapısını açan bir milada dönüştürelim. HDP’siz bir Türkiye’nin, HDP’siz bir yaşamın, HDP’siz bir siyasetin olmayacağı hakikatini herkese hep birlikte gösterelim. Demokrasiyle, barışla, adaletle, özgürlükle örülü bir geleceğin HDP’yle mümkün olduğunu herkese gösterelim. Ortak başarı hikâyemizi ve tarihi hep birlikte bu kongrede bir kez daha yazalım! Yolunuz ve yolumuz açık olsun! Hızır hepimizin yardımcısı olsun!”