Pervin Buldan: Çok güçlü bir hukuk komisyonu oluşturuyoruz

Gündemdeki konuları değerlendiren HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP’nin kapatılma davasına ilişkin, “İddianamenin geri gönderilmesi bizi haklı çıkardı. HDP olarak tüm hazırlıklarımıza, kapatmayı gündemde tutarak değil ama bunun A, B, C planlarımızı yaparak devam ediyoruz. Bunun da bilgisini paylaşmak isterim. Çok güçlü bir Hukuk Komisyonu oluşturuyoruz” dedi.

Ankara - Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, partinin belediye eşbaşkanlarıyla online toplantıda bir araya geldi. Partilerine yönelik saldırılara ilişkin düzenlenen toplantıda konuşan Eş Genel Başkan Pervin Buldan, AKP’nin salgınla mücadele edemediğini ve işlerin çığırından çıktığına dikkat çekti. Pervin Buldan, hem ölüm sayılarının hem de vaka sayılarının oldukça yüksek olduğuna işaret ederek, açıklanan verilerin gerçeği yansıtmadığını söyledi.

“Halkın sağlığı geri planda tutuldu”

“Artık bir sürü bağışıklığı anlayışını ortaya koymaya başladılar ki bunu başından beri yapıyorlardı” diyen Pervin Buldan, “Bazı işverenlerin ve çıkar sahiplerinin çıkarlarını öncelediler. Halkın sağlığını geri planda tutan bir anlayışı ortaya koydukları için bugünkü ağır koşulların yaşanması sürpriz olmadı. HDP olarak halkın sağlığını önceliyor, halkın sağlığının her şeyin üzerinde olduğunu ifade ediyoruz. Buna göre tedbirlerimizi alıyoruz. Sizler halkın içerisindesiniz ve halkımıza pandemiden korunmanın, hastalıktan korunmanın yol ve yöntemlerini sizlerin birebir anlatması, bu iletişimi halkımızla kurmanız önemli. Çünkü önümüzde gerçekten mücadelesini verdiğimiz, uğraştığımız, sıkıntısını yaşadığımız birçok konu var” diye belirtti.

Pervin Buldan konuşmasının devamında şunları belirtti:

Bir ay öncesi bize birçok şeyi ispat etti. Hem 8 Mart hem Newroz etkinlikleri halkımızın dimdik ayakta olduğunu, her şart ve koşulda partisi ile beraber olduğunu, hükümete mesaj verdiğini gördük. Bu önemliydi bizim için. Özellikle Newroz'da genç ve kadın katılımının yoğun olması, bu mücadele sürecinde bizlere umut verdi. Dolayısıyla Newroz etkinlikleri elbette sizlerin emeğiyle, belediye eşbaşkanlarımızın yoğun emekleriyle gerçekleşti. Tabii ki Kadın Meclisimizin, milletvekili arkadaşlarımızın, il ve ilçe örgütlerimizin bunda büyük payı var ancak sizlerin emeğini ve katkısını ifade etmek isterim. Hepinize teşekkür etmek isterim. Newroz'da genç katılımı oldukça yoğundu. Şimdi bu genç arkadaşlarımızın örgütlü bir duruş sergilemesi, partiyle iletişiminin yoğunlaşması konusunda, sizlere, hepimize büyük bir görev düşüyor. Gençlerin bu katılımı ve mücadeleyi sahiplenmesi, örgütlü bir duruşa dönüştürülmeli, parti ile örgütlü bir ilişkiye evrilmelidir. 

“Açlık grevine girenlerin talepleri çok net”

Bir diğer konu cezaevleri… Uzun süredir yakıcılığını koruyan, başta hak ihlalleri olmak üzere, tecridi de içine alan uzun süredir mücadele ettiğimiz alanlardan bir tanesi. Ancak AKP’nin artık cezaevleri başta olmak üzere hak ihlallerini daha da derinleştiren duruma sürüklediğini görüyoruz. Belki cezaevlerinden çıkan arkadaşlarımız konuşurken, bu konularda bilgilendirme yapabilirler. Parti olarak bize çokça hak ihlali yansıyor zaten ve durumun farkındayız. Açlık grevleri önemli bir konu. Açlık grevine giren arkadaşlarımızın talepleri çok net. Hayata geçirilmeyecek talepler değil. Eğer istenirse, hukuka uyulursa, bu talepler karşılanmış olur. Sorunlar, Türkiye'nin kendi yasalarına uymamasından kaynaklanan sorunlardır. İmralı'daki tecrit meselesidir, Kürtler üzerinde uygulanan haksız ve hukuksuzluklardır, yine cezaevlerindeki ihlallerdir. Bütün bu meselelerde adım atılması gerekiyor. Ki bu konuda çok güçlü kararlar var. Örneğin Demirtaş kararı var. AİHM'in Demirtaş kararı önemli, bu kararın uygulanması bile hak ihlallerinin son bulması açısından önemli bir belgedir. Türkiye’nin bu kararı uygulamama ve dikkate almama gibi bir anlayışı var. Oysa biz Demirtaş kararının acilen uygulanması gerektiğini ve bu kararla birlikte Demirtaş’ın ve tüm arkadaşlarımızın özgürlüklerine kavuşmasını her platformda ifade etmeli ve bunun mücadelesini vermeliyiz.

“HDP’nin haklılığı bir kez daha ortaya çıktı”

Bu hükümetin MHP ile birlikte HDP ve Kürtlere karşı saldırısı, kriminalize etme çabaları uzun süredir var. Bu çabanın, bu dönem daha da yoğunlaştığını görüyoruz. Özellikle MHP’nin HDP’yi hedef alması, Cumhur İttifakı içerisindeki kırılmanın ve yaşadıkları sorunları HDP’ye saldırarak çözmeye çalışmaları ya da örtme çabaları olduğunu söylemek isterim. Talimatla hazırlanan bir iddianamenin bile ne kadar boş bir iddianame olduğunu hepimiz gördük, buna tanıklık ettik. Anayasa Mahkemesi’nin HDP’nin kapatılması ile ilgili iddianameyi geri göndermesi önemli bir gelişmedir. Bu iddianamenin oy birliği ile geri gönderilmesi de HDP’nin haklılığını bir kez daha ortaya koydu. Gerekçeli kararı da gördük. Bu karar da bile ne kadar haksız ve hukuksuz bir şekilde hazırlanan bir iddianame olduğunu bizlere gösterdi. Böyle bir iddianame, Türkiye’nin gündemine asla bir daha girmemelidir. Başından beri yaptığımız tüm toplantılarda Kadın Meclisi, Parti Meclisi ve MYK toplantılarımızda, iddianamenin AYM’ye verildiği günden bugüne partimizi korumak, asla pes etmemek gibi bir hedefi önümüze koyduk ve haklı çıktık. Çünkü kafalar çok karışıktı. Her kafadan bir ses çıkıyordu.

“Hukuk komisyonu oluşturuyoruz”

Televizyonlarda ahkam kesenler, bize öğüt verenler, HDP kendisini feshederse davanın düşeceğine dair yorum yapanlar, bize asla geri adım attırmadı. İddianamenin geri gönderilmesi bizi haklı çıkardı. İddianame tekrar gelmeyecek diye kendimizi rehavete sürüklemenin bir anlamı yok. HDP olarak tüm hazırlıklarımıza, kapatmayı gündemde tutarak değil ama bunun A, B, C planlarımızı yaparak devam ediyoruz. Bunun da bilgisini paylaşmak isterim. Çok güçlü bir Hukuk Komisyonu oluşturuyoruz. Bu Hukuk Komisyonu sadece kapatma davası ile ilgili değil. 26 Nisan’da hepimizi yakından ilgilendiren Kobanê Davası ile karşılaşacağız. Kobanê Davası da bizi uzun bir süre, aylar sürecek bir süreçte, yoğun bir şekilde meşgul edecek ve bunun üzerinden mücadelemizi, haklılığımızı ifade edebileceğimiz bir zemin sunuyor. Hükümetin bu konuda da yaklaşımı çok iç açıcı değil. Bunu üzerinden pek çok şey yapmaya çalışacaklar. Bunun önüne geçmek için hukukçu arkadaşlarımız çok yoğun çalışıyorlar. Bunu bilmenizi isterim. 

“Kayyımlar yakıcı bir mesele haline geldi”

Kayyımlar Türkiye’nin en yakıcı meselelerinden biri haline geldi. Hepiniz büyük emekler ve bedeller vererek halkımızın emeği ile belediye eş başkanları seçildiniz. Hükümetin kayyım saldırısı sizleri fiilen bu görevden almış olabilir. Ama sizler hem halkımızın hem de bizlerin belediye eşbaşkanlarısınız. Bir sonraki seçime kadar halkın içerisinde belediye eşbaşkanları olarak durmak, emek vermek bizler ve halkımız açısından önemli. Tabii ki şu anda görevde olan ve atanan kayyımları teşhir etmek konusunda sizlere büyük bir görev ve sorumluluk düştüğünü görüyoruz. AKP’nin kayyımlarını teşhir etmek bizler açısından önemli. Halkımızın bu konudaki beklentileri doğrultusunda bunu yapmanın önemli olduğunu düşünüyorum.

“Bu mücadele hukuk ve demokrasi mücadelesidir”

‘Belediyemize kayyım atandı, benim yapacağım bir şey yok, görevden alındım’ anlayışını hiçbir şekilde kabul etmemeniz gerekiyor. Dönem sonuna kadar sizlerin halkın yanında mücadelenin içinde olma sorumluluğunuz var. Bu halkın haklı mücadelesi karşısında hepimizin büyük sorumluluğu olduğunu ifade etmek isterim. Bu mücadele hukuk, demokrasi mücadelesidir. Bunun içerisinde her birimizin sorumluluğu var. Ben bu dönemde bu sorumluluğu taşıyan bireyler olarak tekrar başarı damgası vuracağımıza yürekten inanıyorum.”

Pervin Buldan’ın ardından Eş Genel Başkan Mithat Sancar da gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.