Oya Ersoy’dan Meclis’te açıklama: İran uzağımızda değil!
Milletvekili Oya Ersoy, Tahran’da katledilen Jina Mahsa Amini’nin ardından başlayan kadın direnişlerine ve kadın gündemindeki gelişmelere dair yaptığı açıklamasında saçlarını, Nagihan Akarsel, Mahsa Amini, Nika ve katledilen tüm kadınlar için kesti.
Ankara - İstanbul HDP Milletvekili Oya Ersoy, İran’da katledilen Mahsa Amini’nin ardından tüm dünyada kadınların sokağa çıkması hakkında Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Toplantıya İran’da başörtüsünü uygun takmadığı için ahlak polisi tarafından gözaltında darp edilerek katledilen Mahsa Amini için İran’da Türkiye’de, tüm dünyada kadınların sokaklarda olduğunu söyleyerek başladı. Direnişin başladığından bu yana yüzlerce insanın katledildiğini hatırlatan Oya Ersoy, 5 bin İranlının tutuklandğını, 16’sının basın mensubu olduğunu hatırlattı. Oya Ersoy, dün (4 Ekim) Mahsa Amini için devam eden eylemlerde katledilen ve cenazesi dün bulunan 17 yaşındaki Nika Shakarami’nin de molla rejimi tarafından katledildiğini hatırlattı.
Oya Ersoy, İran’da yaşanan süreçle ilgili sözlerine şu şekilde devam etti: “İran’da kadınlar zorunlu örtünme yasalarına uymadıkları için “ahlak polisi” tarafından sürekli keyfi gözaltılara, tutuklamalara, işkencelere maruz kalıyor. Mahsa Amini’nin katledilmesinden sonra İranlı kadınların dinci-faşist İran rejimine karşı “azadi” sloganları ile başlattıkları isyan tüm topluma yayıldı. İranlı kadınlar molla rejiminin baskılarına karşı başörtülerini yakıyor, ölmek pahasına bile olsa özgürlükleri için sokaklardan geri adım atmıyor. İranlı kadınlar molla rejiminin dayattığı siyah örtüleri yakarak “Geceyi aydınlatıyoruz” diyorlar. Şeriat kurallarına göre dizayn edilen bir hayatı, iradelerinin yok sayılmasını kabul etmeyen İranlı kadınların ve İran halkının molla rejimize karşı verdiği mücadelenin yanındayız.”
“Nagihan Akarsel’e saldırı kadın özgürlük mücadelesine saldırıdır”
Federe Kürdistan Bölgesi’ne bağlı Süleymaniye kentinde Jineoloji Araştırma Merkezi Üyesi Nagihan Akarsel’in evinin önünde katledildiğini hatırlatan Oya Ersoy, Nagihan Akarsel’e yapılan silahlı saldırının, kadın özgürlük mücadelesine yapılan bir saldırı olduğunu dile getirdi.
“İranlı kızkardeşlerimizin öfkesinin ortağıyız!
Türkiye’den ve dünyanın çeşitli ülkelerinden kadın düşmanlığına, eşitsizliğe ve baskılara karşı kadın dayanışmasının sesinin yükseldiğini dile getiren Oya Ersoy; “Türkiyeli kadınlar olarak, İranlı kızkardeşlerimizin, acısının da öfkesinin de isyanının da ortağıyız” diyerek açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Erkek egemenliğini, erkek-devlet şiddetini, cinsiyet eşitsizliğini kendi hayatlarımızdan tanıyoruz. Kadın düşmanlığının, kadınların hayatının ve bedeninin kontrol edilmeye çalışılmasının, hayatın her alanında kadınların şiddete maruz bırakılmasının bizzat erkek devlet tarafından örgütleniyor.”
“İran uzağımızda değil!”
“İran uzağımızda değil! Türkiye’de İstanbul Sözleşmesi bir gecede tek adamın kararı ile fesh ediliyor, kadın kurumları kapatılıyor ya da kapatılmakla tehdit ediliyor, LGBTİ+’lar her gün bizzat devletin kurumları, bakanlar, dinci tarikatlar tarafından hedef gösteriliyor ve saldırıya uğruyor, nafaka hakkı başta olmak üzere kadınların medeni haklarına göz dikiliyor, konserler festivaller yasaklanıyor, sanatçılar tutuklanıyor, bunlara karşı protesto hakkını kullanan kadınlar ve LGBTİ+’lar insan haklarına aykırı şekilde gözaltına alınıyor, işkence ve kötü muameleye maruz bırakılıyor. Tekrar belirtiyorum, İran hiç de uzağımızda değil! İran’da direniş görünür olmasın diye internet kesiliyor. Türkiye’de de meclisin ilk gündemi Sansür Yasası’nı çıkarmak oluyor. Baskı, sansür, gerçeklerin saklanması, kadın düşmanlığı, erkek egemenliği ortak... Mahsa Amini’nin katledilmesini protesto eden kadınlar gözaltına alınıyor, siyah örtü yakanlara soruşturma açılıyor!”
“İktidarın kadın düşmanlığını, Eskişehir’de Mahsa Amini için sokağa çıkan kadınlara yönelik siyah örtü yaktıkları için “halkı, kin ve düşmanlığa sevk ettikleri” ve “kamu düzenini bozdukları” gerekçesi ile Eskişehir Emniyeti tarafından jet hızı ile soruşturma başlatılmasından biliyoruz. Şiddet mağduru kadının değil, katilin korunmasından; evli olduğu kadını öldüren bir erkeğin arkasından HSK’nın taziye mesajı yayınlamasından biliyoruz. Biz kadın düşmanlığını, eşitsizliği derinleştiren, kadınları şiddete açık hale getiren, şiddet faili erkeklere güç veren rejimin resminde görüyoruz.”
“Kadınların özgürlüklerinin kısıtlanmaya çalışılması tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kurumsallaştırılmaya çalışılıyor. 2 Ekim, Pazar günü birçok ilde Mahsa Amini için düzenlenen eylemlerde Ankara’da 7 kadın, Samsun’da 13 kadın gözaltına alındı. Ankara Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü’nden “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” ve “görevli memura mukavemet” suçlaması karşısında verdikleri ifade sonrası akşam saatlerinde serbest bırakılan 9 kişiden 4 İran vatandaşı haklarında idari işlem yapılarak Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü’ne teslim edildi ve ardından serbest bırakıldı. Diyarbakır’da yapılacak yürüyüş “Kamu düzeni ve güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak” gerekçesi ile yasaklandı.”
“Tek adam iktidarları kadın düşmanlığında ortak”
Tek adam iktidarlarının yalnızca kadın düşmanlığında ortaklaşmadığını aynı zamanda kadınlardan ve kadınların isyanından duydukları korkuda da ortak olduklarını biliyoruz. Ancak beyhude! Tek adam rejimlerinin, erkek egemenliğinin ve erkek devlet şiddetinin karşısında haklarının, hayatlarının, özgürlüklerinin zerresinden vazgeçmeyen kadınlar dimdik duruyor. Biz kadınlar bedenlerimiz üzerinden söz söyleyenlere, haklarımızı tırpanlamaya çalışanlara, bizi öldürmeye çalışanlara, ailenin ve evin içine hapsetmeye çalışanlara itaat etmiyoruz.”
“Uyarıyoruz: Kadınların kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesi durdurulamaz!”
Kadınların hakları ve bedenleri üzerinde yalnızca kendilerinin karar verebileceğini söyleyen Ersoy, dinci gerici, erkek egemen, faşist tek adam iktidarlarına karşı özerklik ve özgürlük mücadelesinin en önemli ayaklarından birinin laiklik olduğunu dile getirerek sözlerine devam etti:
“Eşit, özgür ve laik bir yaşam için mücadele etmek kadınlar açısından nefes alabilmenin garantisidir. İranlı kadınların direnişinin cesaretiyle ve yıllardır bu topraklarda süren kadın mücadelesinin gücüyle iktidarı uyarıyoruz. Hiçbir gerici, dinci, faşist güç, hiçbir tek adam biz kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesini durduramayacak. Çünkü bugüne kadar hiçbir hak bize bahşedilmedi, yıllarca süren mücadelemiz sayesinde tırnaklarımızla kazandık. Kadınları tahakküm altına almaya çalışan erkek egemenliğine karşı yükselttiğimiz kadın dayanışması ile özgürlüğü ve eşitliği kazanacağız! Erkek egemen baskılara karşı, nasıl yaşayacağımızı dikte eden rejimlere karşı kendi yaşamlarımızı da kızkardeşlerimizin yaşamlarını da savunacağız!”
“Saçlarımızı yarın özgür günlerde savuracağız”
Mahsa Amini, Nagihan Akarsel, Nika ve katledilen tüm kadınlar için saçlarını kestiğinin altını çizen Oya Ersoy sözlerini, “Bugün Mahsa Amini için kestiğimiz saçlarımızı yarın özgür günlerimizde savuracağız. İran’da, Türkiye’de her yerde özgürlük istiyoruz” diyerek “Jin, Jiyan, Azadi” ve “Zen, Zedengi, Azadi” sloganlarıyla sonlandırdı.