Kobanêli siyasetçiler: Kazanımlarımızın korunması birlik ile olur

Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarını değerlendiren Kobanê’deki kadın siyasetçiler, Türk devletinin Kürt halkının varlığını ve statüsünü hedef aldığını belirterek kazanımların korunmasının yolunun birlikten geçtiğini ifade etti.

BERÇEM CÛDÎ

Kobanê – Türk devletinin 19 Kasım'da Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik başlattığı saldırılar aralıksız sürüyor. Bu saldırılara karşı Kuzey ve Doğu Suriye halkı ortak mücadelelerini büyütüyor.

Kobanê’deki kadın siyasetçiler, Türk devletinin bu saldırılarına tepki göstererek, saldırıların amacını değerlendirdi.

Garantör güçler sessiz

Garantör güçlerin saldırılara karşı tutumunu değerlendirerek konuşmasına başlayan Demokratik Birlik Partisi (PYD) Kadın Meclisi Üyesi Sara Xelil, “Türk devleti yıllardır aynı şekilde Kuzey ve Doğu Suriye halkına saldırmaktadır. Ancak bu seferki saldırı diğerlerinden farklıdır. Türk devleti bu sefer geçimimizi sağladığımız gaz ve petrol yerleri gibi daha önce hedef almadığı yerleri hedef aldı ve bombaladı. Bu saldırılara sözde sınırı ortak koruduğumuz Rusya ve Suriye rejiminin garantör güçleri, sessiz kaldı. Suriye rejim askerleri onlarca kez hedef alınmasına rağmen sessiz kaldılar. Benzer şekilde uluslararası koalisyonun ve bizim güçlerimizle ortak hareket eden Rusya güçlerinin bazı yerleri de bombalandı. Bu durumu bir çocuğa bile anlatırsanız o çocuk bu güçler arasında bir mutabakatın olduğunu anlar. Bu yüzden hiçbir güç ciddi bir tavır göstermedi ve Türk devletinin saldırıları da sürüyor” dedi.

‘Sessiz kalmayın’

Federe Kürdistan hükümetinin saldırılara yönelik sessizliğinden de bahseden Sara Xelîl, Federe Kürdistan hükümetinin bu saldırılara bir an önce tavır göstermesi gerektiğini söyledi. Sara Xelîl, “Bu saldırılar sadece Kuzey ve Doğu Suriye ile sınırlı kalmadı, aynı zamanda Başûrê Kurdistan’a da aynı saldırılar yapıldı. Türk devleti hamlelerinin Kuzey ve Doğu Suriye ile Başûrê Kurdistan’a yönelik olduğunu açıkladı. Ne yazık ki tehlikeli bir sessizlik ortaya çıktı. Başûrê Kurdistan halkından ve hükümetinden herhangi bir tepki görmedik. Türk devleti ilk kez Başûrê Kurdistan’da benzer ihlalleri yapmıyor.  Başûrê Kurdistan’daki referandumun başarısız olduğu, oradaki hükümetin Kürtlerin dostu olmadığını söylediği zamanları herkes hatırlıyor. Ancak hükümet söylediklerinin arkasında durmadı ve tekrar Türk devleti ile kimi güçlerin etkisi altına girdi. Türk devletinin perspektiflerini yerine getiriyor. Bu yüzden Başûrê Kurdistan halkına sesleniyoruz. Bu saldırılar karşısında sessiz kalmayın” diye konuştu.

Halk topraklarını terk etmiyor

Kobanê'ye yönelik çok sayıda saldırı ve top atışlarının yapıldığını ifade eden Sara Xelîl, “Halkın bu saldırılar karşısındaki tutumu, direnişi ve kararlılığına dikkat çekmek istiyoruz. Biz PYD olarak her zaman halkın içindeyiz. Halkımız topraklarından vazgeçmeyeceklerini ve bu saldırılara karşı direneceklerini söylüyor. Gençler, kadınlar ve büyükler topraklarını bırakmayacaklarını söylüyor. Türk hükümeti bu kez kentleri ve köyleri savaş uçakları, tank ve toplarla bombalasa da halkımız evlerinden çıkmadı. O yüzden halkın ısrarı ve direnişinin bu saldırıyı boşa çıkardığını söyleyebiliriz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Saldırıların amacı

Türk devletinin saldırılardaki amacından bahseden Suriye Kürt Demokratik Partisi (PDKS) Merkez Komite Üyesi Gulistan Atî, “Bir süredir Türk devletinin bombardımanı ile karşı karşıyayız. Bölgeyi boşaltmayı ve işgal hareketine başlamayı amaçlıyorlar. Ayrıca Türk devleti bir seçime hazırlanıyor ve içerde birçok zafiyet yaşıyor. AKP bu zaafları gidermek ve halka gücünü göstermek için genel olarak bölgelerimizi işgal etmek istiyor. Diğer bir yandan da Türkiye güvenli bölgeden bahsediyor. İşgal ettikleri bölgelerde nasıl bir güvenliğin olduğunu tüm dünya görüyor ve biliyor. Ayrıca tüm dünya Türk devletinin DAİŞ çetelerinin bulunduğu birçok yeri hedef aldığını da gördü. Bununla DAİŞ’i kurtarmak ve yeniden canlandırmak istiyor. Halkımız Türkiye siyasetinden haberdar. Bu yüzden Türk devletinin amacının gerçekleşmeyeceğine sonuna kadar inanıyor. Bu nedenle bu saldırılara karşı güçlü bir direniş gösteriyor” dedi.

‘Birlik ve beraberliğimizi inşa etmeliyiz’

Türk devletinin Kürtleri katletmek istediğini sözlerine ekleyen Gulistan Atî, “Türk devleti 'terör' ile savaş bahanesiyle bize saldırıyor ama Erdoğan'ın kendisi terör örgütlerini destekliyor, kontrol ediyor ve Kürtlere karşı kullanıyor. Erdoğan, Kürtlerin statü sahibi olmasını istemiyor. Bugün Kürtler statüye doğru ilerliyor. Bu da Türk devletinin korkularını artırıyor. Bu nedenle Türk devletinin sözleri boştur. Kürtler nerede varsa veya nerede varlıkları oluşursa Türk devletinin hedefi olacaktır. Bunun için ve özellikle bu süreçte biz Kürt siyasi partileri olarak birlik ve beraberliğimizi inşa etmeliyiz” ifadelerini kullandı.

‘Kazanımlara sahip çıkalım’

Kürt halkının kaderinin Rojava’daki kazanımlara bağlı olduğunu belirten Suriye Kürtleri Sol Partisi Merkez Komite Üyesi Gulê Hesen ise şçyle değerlendirdi: “Yaklaşık 10 gündür Türk devleti Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırmaktadır. Bu saldırılarda halk büyük zarar görmüş, güçlerimizin mevzilerini bombalamanın yanı sıra Türk devleti okul, hastane ve sağlık merkezlerini de bombalamıştır. Özellikle okulların hedef alınması, çocukların psikolojisini olumsuz anlamda çok etkiledi. Bunlar savaş suçudur. Bu nedenle insan hakları ve çocuk hakları örgütlerinin bu durum karşısında tutum belirlemesi gerekiyor. Rus güçlerinin konumu hakkında da şunu söyleyebiliriz; onlar Özerk Yönetim bölgelerini Suriye rejimine teslim etmek istiyorlar. Ama bu asla olmayacak. Bu sistem ve yaşamı kurmak için 12 binden fazla şehit verdik. Siyasi partiler, şehit aileleri, halkımız bunu kabul etmeyecektir. Bu durumda bu kazanımlara sahip çıkmalıyız. Bu sistem ve yaşam tüm Kürtlerin kaderini belirlemek içindir.”