“Kapatma davası değil, iktidarın saldırı hamleleri”
HDP hakkındaki kapatma davası ile ilgili tartışmalar devam ediyor. Süreç nasıl ve ne şekilde işletilecek merak konusu. Kapatma kararı da verilebilir tedbir de uygulanabilir. Ama bunun da ötesinde HDP’liler ve demokrasi güçleri siyasi bir sürecin işletildiği görüşünde ortak. HDP Hukuk Komisyonu Sözcüsü Züleyha Gülüm, “Gergerlioğlu hakkında bir yargılama yapılması ve cezaya karar verilmesi yargıyı istediği gibi kullanan AKP’nin kimi isterse ona yönelik yaptığı saldırı hamleleridir. Aslında ortada bir yargılama yok, hukuki bir süreç yok, sadece iktidarın talimatlarını uygulama aşamaları var” dedi.
Ankara- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde (AYM) dava açtı. Bundan sonra süreç nasıl işleyecek? Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddianamesi AYM’ye gittikten sonra iddianame önce usul yönünden incelenecek. Usul eksikliği olması durumunda tamamlanması için dosya tekrar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilecek. Eksiklerin giderilmesi üzerine iddianamenin kabulü aşamasında tensip tutanağı hazırlanacak.
İddianamenin AYM’ye gönderilmesiyle birlikte hukuki süreç başlamış oldu. Bundan sonraki süreçte AYM, Yüce Divan sıfatıyla yargılama yapacak. AYM, kendisine gönderilen iddianame ve eklerini inceleyecek ve çeşitli oturumlarında incelemelerini yaptıktan sonra belirleyeceği bir tarihte yargılamaya başlayarak kararını verecek. 15 üyeden oluşan AYM, 3’te 2 çoğunlukla karar verebiliyor.
Tedbir kararı uygulanabilir
AYM, yargılama kapsamında kararını açıklamadan önce, HDP'den savunma isteyecek. Ardından Yüksek Mahkeme, HDP’nin kapatılmasının yanı sıra tedbir kararı da alabilir. Mahkeme, HDP üyeleri ve kurucuları da dahil olmak üzere kimi HDP’liler hakkında siyaset yasağı koyabilir ya da Hazine yardımının kesilmesine karar verebilir. Siyaset yasağı getirecek kişilerin 5 yıl herhangi bir partiye üye olması ya da faaliyet göstermesi de engellenmiş olacak.
“Hukuki değil siyasi bir karar”
HDP Hukuk Komisyonu Sözcüsü Züleyha Gülüm, ajansımıza HDP’ye açılan kapatma davasını değerlendirdi.
Gergerlioğlu kararını hukuki olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu karar ne hukuki açıdan ne demokratik açıdan ne de vicdani açıdan kabul edilebilir karar değildir. Nitekim herkesin çok iyi bildiği gibi bu karar hukuki değil, siyasi bir karardır. Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun sadece bir cümlesini paylaştığı yazıyı yayınlayan internet sitesinin halen ulaşılabilir vaziyette bulunan haberi hakkında hiçbir işlem yapılmamışken -ki yapılmamalı da, ortada bir suç yok- Gergerlioğlu hakkında bir yargılama yapılması ve cezaya karar verilmesi yargıyı istediği gibi kullanan AKP’nin kimi isterse ona yönelik yaptığı saldırı hamleleridir. Aslında ortada bir yargılama yok, hukuki bir süreç yok, sadece iktidarın talimatlarını uygulama aşamaları var.
Dokunulmazlıklar açısından değerlendirecek olursak; usülen Anayasa’nın 83. Maddesi’ne göre dokunulmazlık gereği Gergerlioğlu hakkında milletvekili olmadan önce başlanan bu yargılamanın vekil olduktan sonra durdurulması gerekiyordu. Ancak durdurulmadı ve gerekçesiz, zoraki çarpıtmalarla verilen bir karar nihayetinde Yargıtayca onanmış ve kesinleşmiş oldu. Şu an ise Gergerlioğlu Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapmış durumda. Ama Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvurunun sonucu dahi beklenmedi. Kararın kendisi zaten hukuki değil siyasi olduğu için buna uyulmuyor.
Gergerlioğlu’na yapılan tüm HDP’ye yapılıyor
Bir yandan İnsan Hakları Eylem Planları yayımlayıp göz boyamaya çalışırlarken bir yandan da insan hakları savunucusu olduğu her kesimce bilinen bir milletvekilimiz hakkında hukuksuz kararlar alınıyor.
HDP’ye yapılan çok yönlü saldırılar halkın iradesine yapılmaktadır. Hukuk tanımayan, tek adam rejimiyle ülkeyi yöneten bu iktidar düştüğü siyasi çıkmazdan kurtulmak için hem toplumsal muhalefete hem de partimize yönelik saldırı hamlelerine devam edecek. Ancak biz tüm haklılığımız ve direncimizle demokratik siyaset alanındaki varlığımızı sürdüreceğiz.
Meclis’te CHP vekili Enis Berberoğlu örneği var bu konuda neler söylersiniz?
Evet, CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun da Yargıtay kararından sonra aynı şekilde milletvekilliğinin düşürülmüştü. Ama Anayasa Mahkemesi, daha dokunulmazlığının kaldırılmadan yargılamasının devam ettirilmesini hak ihlali olduğu kararını verdi. Enis Berberoğlu’nun yeniden yargılanmasına ve dokunulmazlığı bitene kadar işlemlerin durdurulmasına karar verdi. Ve ardından herkesin bildiği gibi Enis Berberoğlu yeniden vekilliğe dönmüş oldu. Şu an aynı süreç Ömer Faruk Gergerlioğlu için de geçerli. Ortada sonuçları pratik edilmiş bir örnek duruyorken ısrarla Gergerlioğlu’nun kararının Meclis’te okunması ve vekilliğinin düşürülmesi iktidarın demokrasiyi, halkın iradesini hiçe saymasının bir başka örneğidir.
HDP’nin hem kapanma hem de vekilliği düşürülmesi ile ilgili hukuki adımı olabilir mi? Süreç nasıl işleyecek?
Parti kapatmaları halkın iradesine, örgütlenme özgürlüğüne ve seçme seçilme hakkına doğrudan yapılan ciddi darbelerdir ve maalesef Türkiye hala bu konuyu aşabilmiş değil. Türkiye’de iktidarlar siyaseten başarısız kılamadığı partileri yargı eliyle kapatma yoluna gitti. AKP ise ‘parti kapatmayı ortadan kaldıracağız’ söylemleri ile gelip bugün demokratik siyaset alanında baş edemediği partimizi kapatma yoluyla tasfiye etmeye çalışıyor. Partimize yönelik kapatma konusu da AKP-MHP bloğu tarafından sık sık gündeme getiriliyordu. Ama kapatma gündeminden önce partimize yönelik zaten çok boyutlu bir saldırı dalgası da mevcuttu. HDP’yi demokratik siyaset alanından tasfiye etmek, faaliyetleri engellemek, belediyelerine el koyarak halkla temasını kesmeye çalışmak, tüm seçilmişleri, yöneticileri ve seçmenlerine yönelik hukuksuz kararlar vermek, siyasi rehineler haline getirmek gibi sistematik bir saldırı var. Yargıyı siyasi amaçlarına ve düşman siyasetlerinin alet ederek, vekilliklerimizi düşürerek, partimizi kapatma tehditlerinde bulunarak bir sonuç elde edebileceğini sanan bir iktidar var. Bir yandan da HDP’nin kapatılması girişimi aslında tüm toplumsal muhalefete, tüm özgürlük, demokrasi ve adalet talep edenlere yönelik bir darbedir. Bu süreç planlı programlı yürütülen bir süreçtir.
Ancak biz gücümüzü, direncimizi Türkiye halklarından milyonlarca seçmenin iradesinden haklılığımızdan alıyoruz. Kapatma ya da fezlekelerle, umudun yeni yaşamın özgürlüğün mücadelesini engelleyebileceklerini sanıyorlarsa büyük yanılıyorlar. Bizler halkımızla birlikte özgürlük eşitlik adalet talep eden herkesle demokratik siyaset alanında birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Halka ötekileştirilen ezilen yok sayılanlara yönelik yapılan tüm antidemokratik uygulamaları, halka dayattıkları yoksulluğu, izledikleri düşman siyasetini yarattıkları adaletsiz ortamı ifşa etmeye, AKP iktidarını rahatsız etmeye her yerde devam edeceğiz. Hem Meclis’te hem de sokaklarda olacağız.