HDP Eş Genel Başkanları görevlerini devrediyor
HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, seçim sonuçlarına ilişkin eleştiri ve özeleştiri sürecinin devam ettiğini belirterek, kongrede eş genel başkanlık için aday olmayacaklarını açıkladılar.
Haber Merkezi- Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, Medya Haber TV’nin canlı yayın konuğu oldu. Önemli bir seçim sürecinin yaşandığına vurgu yapan Pervin Buldan, “Hep tarihi bir seçim olarak değerlendirdik. Türkiye’nin kaderini değiştirecek bir seçim dönemiydi” dedi.
‘HDP açısından bir yenilgi söz konusu değil
Seçimin sonuçlarına ilişkin parti olarak değerlendirmeler yaptıklarını ifade eden Pervin Buldan, şunları kaydetti:
“Aldığımız oy oranını, ittifakımızın aldığı oy oranını, seçim sonrası yöneltilen eleştirileri ve analizleri de seçimin hemen ertesinde bir toplantı serisiyle masaya yatırmaya başladık. HDP açısından bir yenilgi söz konusu değil ama hedefimize ulaşamadık. Bunda birçok faktörün ve etkenin olduğunu söylemek gerekiyor. Cumhur İttifakının HDP’yi kıskaca alması, kapatma davası başta olmak üzere yöneltilen bütün hukuksuzlukları ifade etmek gerekiyor. Bir buçuk ayda Yeşil Sol Partiyi seçmenimize tanıtmak önemli bir faktördü. Hedefimizi tutturamadık, bunu ifade etmek isteriz. Kampanya sürecini iyi yönetemedik. Bizim dışımızdaki çevrelere gidemedik. Genişleyemedik, büyümedik. HDP fikriyatını bütün kesimlere ulaştıramadık. Ermeni, Ezidi ve engelli temsiliyetinin olmaması bizim için büyük bir eksikliktir.”
‘İl ve ilçe örgütlerinin önerileri dikkate alınmadı’
Partilerinin il ve ilçe örgütlerinin aday belirleme sürecine dahil olmasını engellediklerini, il ve ilçe örgütlerinin önerilerinin Aday Belirleme Komisyonu tarafından dikkate alınmadığına işaret eden Pervin Buldan, “Aday çıkarma meselesinin bizim tabanımızda ne kadar moral ve motivasyona sebep olduğunu gördük. Biz o zaman cezaevindeki arkadaşlarımızla görüş alışverişinde bulunmaya başladık. Son aşamasına geldiğimizde deprem meydana geldi. 6 Şubat ile beraber tamamen deprem sürecini yaşadık. O zaman Erdoğan’ın gitmesi gerektiğini söyledik. Üç gün boyunca deprem bölgesine devlet gitmedi. AKP gitmedi. Biz tam o süreçte ‘tek adam üzerinde uzlaşma mı yoksa aday çıkarmak mı’ diye tartışmaya başladık. Demokratik güç birliği ve stratejik bir yaklaşımın bu değişim ve dönüşümü gerçekleştirebileceği kararını aldık. Bu kararın alınmasında deprem sürecinde yaşananlar etkili oldu” diye kaydetti.
‘Şu an hesap verme dönemidir’
Seçimin hemen ertesi günü partilerini kongreye götüreceklerini ilan ettiklerini hatırlatan Pervin Buldan, şunları dile getirdi:
“Elbette her partide seçim sonuçları o partide yol haritasını belirler. Biz de çok büyük umutlarla seçim çalışması yaptık. Bunlar gerçekleşmeyince de kendi içimizde yaptığımız tartışmalar ve kurullarımızla yapacağımız toplantılardan sonra kongre sürecini başlatacağız. Ben kendi adıma söyleyeyim kongrede görev almayacağım. Ben kendi adıma bu mücadelenin her aşamasında üzerime düşeni yapmaya hazır olduğumu ifade eden insanım. Bunu da uzun süre kadın ve kayıplar mücadelesinde, çözüm sürecinde yer alan ve bedel ödemeye hazır olan bir insan olarak söylemek istiyorum. Bir partinin Eş Genel Başkanı olmak da bedel ödemektir. Eleştirileri göz önünde bulunduruyorum. Bu eleştirilerin bir kısmı kötü niyetli ama yapıcı ve bana güç katan eleştiriler de var. Kongrede eş genel başkanlık görevini başka bir arkadaşa devretmekten mutluluk duyacağım. Karar alma sürecinde de yer almayacağımı söylemek isterim. Halkımıza hesap vereceğiz, kadınlara hesap vereceğiz, oy verenlere hesap vereceğiz. Kongreye gideceğiz ama şu an hesap verme dönemidir.”
‘İttifak sürecini yürütemedik’
Emek ve Özgürlük İttifakına seçim ittifakı olarak yaklaşmadıklarını, mücadele ittifakı olarak baktıklarını vurgulayan Pervin Buldan, “Ama bu süreci yönetemedik. İttifakın lansmanı Türkiye halkına büyük bir moral vermişti. Bu ittifakın doğru bir ittifak olduğunu ve mücadele ittifakı olarak devam etmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Seçim ittifakı meselesinde en büyük eksikliğimiz ise halkımızın sesini yeteri kadar duymamamızdır” dedi.
‘Demokratik siyasetin tasfiyesi için her şey yapıldı ama bir yenilgi yok’
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar da, toplumun değişim isteği olduğuna dikkati çekti. Mithat Sancar, şunları kaydetti:
“Bütün bu şartlara rağmen toplumun yarısı değişim isteğini ortaya koymuştur. Hem manipülasyonlar, yalan propagandalar işledi hem de sandığa gitmeyen seçmen durumu söz konusu. Çaresizlik duygusu sandığa gitmelerini engellemiş olabilir. Ancak toplumun yarısından fazlası bu rejimin değişmesini istiyor. İkincisi; bizler Yeşil Sol Parti çatısı altında seçime girdik. Hedeflediğimiz oy oranına ulaşamadık. Bunun sebepleri var ama bütün sorumluluğu bu sebeplere yüklemek doğru olmaz. Kendi sorumluluğumuz da var. Bir bütün olarak sorumluluğumuz var. Hedeflerimize ulaşmak açısından başarısız sayıyoruz kendimizi. Demokratik siyasetin tasfiye edilmesi için her şey yapıldı. Bizi seçime sokmamak üzerine bir senaryo vardı. Aldığımız oy oranı istediğimiz oranda değil ama bir yenilgi yok.”
‘Eleştiri ve özeleştiri süreci devam ediyor’
Eleştiri ve özeleştiri sürecinin devam ettiğini dile getiren Mithat Sancar, “Çok uzun zamandır toplumsal alanda çalışanlarımızın zayıf olduğunu gördük. Genel Merkez dahil teşkilatlarımızın toplumla doğrudan ve sürekli ilişki kurmakta yetersiz kaldığını gördük. Merkezi mekanizmalarımızın işleyişinde eksiklikler olduğunu gördük. Toplumsal mücadele ile parlamento ilişkisini fikriyata uygun bir dengeye oturtmakta zorluklar yaşıyoruz” dedi.
‘Selahattin Demirtaş’ın niyetini sorgulamak doğru değil’
Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın birkaç gün önce yayımlanan bir röportajında anlattıklarına değinen Mithat Sancar, “Demirtaş çok değerli bir arkadaşımız, yoldaşımızdır. Niyetini sorgulamak doğru bulduğumuz bir şey değil. Bütün arkadaşlarımızla uyum içinde partimizi nasıl güçlendirebiliriz kaygısı dışında herhangi bir faktörü esas almadık. Demirtaş’ı ziyaret ettik, hukuki engeli olduğunu söyledi. Sonra basına da açıkladı. Ardından Kandıra’ya gidip Figen Yüksekdağ ve Gültan Kışanak’ın da önerilerini aldık. ‘Aday çıkarılacaksa kadın aday olmalıdır’ önerisinde bulundular. Bu önerileri kurullarımızda tartıştık. Son noktada eğilim kadın aday yönünde oluştu. Bu, Demirtaş'a da iletildi ve kendisi de bu fikri desteklediğini söyledi” diye konuştu.
‘Ben de eş genel başkanlık görevimi bırakacağım’
Seçimin hemen ertesi günü kongre ve konferans sürecini başlatacaklarını söylediklerini hatırlatan Mithat Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Seçim süreci başarısız kabul ediliyorsa benim de kişisel sorumluluğum bunu yerine getirmektir. Görevlerimiz var. Bu partiyi bu tartışma sürecinden geçirmek ve kongreye taşımak gibi bir sorumluluğumuz var. Ben de kongrede eş genel başkanlık görevini bırakacağım. Kongre süreci başlamıştır. Eleştiri-özeleştiri muhasebe sürecinin yürümesi için bütün kurulların önünü açmak istiyoruz. Partiyi eş genel başkanlar kilitlesin istemiyoruz. Bunu hemen yaparsak, kurullar işlemez ve yasal olarak 45 gün içinde kongreye gitmek gerekir. Biz isteriz ki il ve ilçelerimizle süreci konuşabilelim. HDP başkanlar partisi değildir; kolektif irade ile yönetilen bir partidir. Yaptıklarım da yapamadıklarım da sorumluluğum. Partiyi daha güçlü bir noktaya getirmek için kongrede görevi bırakacağımı net olarak ifade ediyorum. Amaç partiyi daha ileri bir noktaya götürmektir.”