DBP ve HEDEP'ten tezkere çağrısı: İktidarın savaş politikalarına onay vermeyin
DBP ve HEDEP milletvekilleri, Meclis’e sunulan savaş tezkeresine "Hayır" diyeceklerini açıklayarak, muhalefete de "Tek adam rejimini yenilemek isteyen iktidarın savaş politikalarına onay vermeyin" çağrısında bulundu.
Haber Merkezi- Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyon için Cumhurbaşkanı’na verilen yetkinin 2 yıl daha uzatılmasını öngören tezkere, bu hafta Meclis Genel Kurulu’nda oylanacak. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) milletvekilleri, Meclis’e sunulan tezkereye dair açıklama yaptı. Milletvekilleri, Kuzey ve Doğu Suriye’de katledilen sivillerin fotoğraflarıyla açıklamaya katıldı.
‘Tezkere Rojava’da ve Irak’ta ortak yaşama müdahaledir’
DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, tezkereyi, "Kürde düşmanlığı" olarak nitelendirdi. Saliha Aydeniz, “Tezkerenin yıllardır Meclis’te onaylanmasının ve Cumhurbaşkanlığına bu yetkinin verilmesinin tek sebebi Kürt sorunun derinleştirilmesi ve çözümsüz bırakılmasıdır" dedi. Tezkerenin "güvenlik ya da beka tezkeresi" olmadığına dikkati çeken Saliha Aydeniz, tezkerenin "Kürde karşı savaş tezkeresi" olduğunu kaydetti. Saliha Aydeniz, "Kürtlerin Rojava'da ve Irak'ta oluşturmak istedikleri ortak yaşama müdahaledir. Bundan dolayı bu tezkere güvenlik tezkeresi değil, Kürt halkının varlığına, diline, kültürüne, kendi topraklarındaki yaşamına karşı bir tezkeredir" diye kaydetti.
‘Abdullah Öcalan’ın çözüm iradesi tezkerelerle engellenmeye çalışılıyor’
Türkiye'nin Kürt kazanımlarını yok etmek istediğini söyleyen Saliha Aydeniz, şunları ifade etti: "Kuzey ve Doğu Suriye'ye dönük savaşta su depolarının, elektrik tesislerinin, petrol tesislerinin, buğday ambarlarının, hastanelerin, camilerin, yaşam alanlarının bombalanması güvenlikle nasıl tarif edilebilir? 4 Ekim-11 Ekim tarihleri arasında ikisi çocuk 47 sivil hayatını kaybetti. Bu mudur güvenliği tehdit eden? Dolayısıyla güvenlik ismi altında bir halkın varlığı terörize edilmek isteniyor. Tezkerelerin tek amacı bir taraftan savaşı körüklemek, diğer taraftan Kürde savaştır. Kürt sorunu demokratik yol ve yöntemlerle, demokratik bir zeminde, Meclis’te çözülmesi gerekir. Ancak iktidar, tezkerelerle sınır ötesinde savaş, sınır içinde de daha çok gözyaşı, baskı, yok sayma üzerinden kendini konsilide etmeye çalışıyor."
Tezkerelerle Kürt sorununun çözümsüzlüğünün dayatıldığını belirten Saliha Aydeniz, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın çözüm iradesinin de tezkerelerle engellenmeye çalışıldığını dile getirdi. AKP'nin "Osmanlıcılık hayalleri" peşinde olduğunu söyleyen Saliha Aydeniz, "Bu hayaller bu yüzyılda da tutmayacak. Ortadoğu’da bir barışın tesis edilmesi gerekiyor" diye kaydetti.
'Amaç tezkereyle seçime gitmek’
İktidarın bir başka amacının tezkereyle yerel seçimlere gitmek olduğunu belirten Saliha Aydeniz, "Bu iktidar, Rojava ve Suriye’ye savaş açmak için seçim sürecinde çok uğraştı. Ama yapamadı. Yerel seçimlere giderken, topluma hiçbir şey vaat edemeyen iktidar, kendisini konsolide etmeye çalışmaktadır. 2018 genel seçimlerine giderken Efrîn'in işgal edilmesi aynı amaçtı. O işgal üzerinden 2018 genel seçimi gerçekleştirildi. Tezkereye ‘evet’ diyenler buradaki hak ihlallerinin sorumlusudur” dedi.
‘Muhalefete de sorumluluk düşmektedir’
Bu tezkerenin bir başka boyutunun da ekonomik kriz olduğuna işaret eden Saliha Aydeniz, “Ne kadar savaş o kadar ekonomik kriz. Ne kadar sınır ötesi operasyon o kadar ekonomik kriz. ‘Geçinemiyoruz’ diyenlere Erdoğan’ın 'bir kurşunun fiyatını biliyor musunuz' cevabı, ekonomik krizin sebebinin bu savaş olduğunu gözler önüne sermektedir. Savaşla, tezkereyle, ötekileştirmeyle sorunlar çözülmez. Demokratik yol ve yöntemlerle çözülmelidir” diye konuştu. Kürt sorununun çözümsüz bırakılması değil, müzakere yolunun açılması gerektiğini vurgulayan Saliha Aydeniz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kayyım ve tecrit politikalarla bu sorunlar bitmez. Savaşla, tecritle, siyasi operasyonlarla bu sorun çözülmez. Bu sorunun çözüm yolu barış ve diyalogdur. İsrail-Filistin de arabulucu olmak isteyenler, Kürtlerle ortak yaşam zemini oluşturmadan Ortadoğu’da arabuluculuk rolü oynayamaz. Meclis’e getirilecek tezkere için muhalefete de sorumluluk düşmektedir. Gelin hep beraber Meclis’te çözümleri konuşacağımız, Ortadoğu’nun demokrasisinin geliştirilmesinde rol oynayacağımız gündemi konuşalım. Her fırsatta kendi tek adam rejimini yenilemek isteyen iktidarın savaş politikalarına asla onay vermeyeceğiz. Halkların birbirine kutuplaşmasına izin vermeyeceğiz. Bu tezkereye 'hayır' diyeceğiz. Muhalefetin de bu hak ihlallerinde rol oynamaması gerektiğini söylüyoruz.”