DBP'li Saliha Aydeniz: Kürtler düşmanca politikalara karşı birlik olmalı

Paris katliamının ve partilerine dönük siyasi operasyonun birbiriyle bağlantılı olduğunu söyleyen DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Kürt halkının düşmanca politikalara karşı birlik olması gerektiğini vurgulayarak, geri adım atmayacaklarını belirtti.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed – Fransa'nın başkenti Paris'te Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi’ne dönük önceki gün yapılan saldırıda Kürt Kadın Hareketi’nin öncülerinden Evîn (Emine Kara), Kültür Hareketi’nden Mîr Perwer (M. Şirin Aydın) ve Abdurrahman Kızıl katledildi. Katliamın ardından birçok kesimden tepkiler gelirken, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, hem Paris katliamını hem de partilerine dönük baskıları değerlendirdi.

‘Kürtler nefessiz bırakılmak isteniyor’

Konuşmasına Paris Katliamını kınayarak başlayan Saliha Aydeniz,  yaşanan katliamın aydınlatılması için Fransa Hükümetine çağrıda bulundu. Her alanda Kürt halkına topyekun bir katliam ve düşmanlık yürütüldüğüne dikkat çeken Saliha Aydeniz, “Bu düşmanlığın yürütülmesinin bir nedeni Kürtlerin demokratik yaşam mücadelesini inşa etmelerinin perspektifini Rojava’da ete kemiğe büründürerek bütün dünyaya örnek olması. Bugün dünyanın içinde bulunduğu krizlerden çıkış olarak bütün ezilmişlerin, kendi kendini yönetmek isteyen halklara umut olma gerçekliği var. Ve bu umut olma gerçekliğinin karşılığında bu modelin bastırılması ve nefessiz bırakılması hedefiyle Kürtlere saldırılar yapılıyor” diye belirtti.   

‘Saldırı ve siyasi operasyonlar birbiriyle bağlantılı’

Bu baskı ve saldırıların öncülüğünü de AKP-MHP ittifakının yaptığına dikkat çeken Saliha Aydeniz,  AKP-MHP’nin kendi geleceğini ve varlığını Kürt düşmanlığı üzerinden kurguladığına yer verdi. Saliha Aydeniz, “Biz biliyoruz ki Paris’te yaşanan bu katliamla Bakurê Kürdistan’da önceki gün DBP’ye yönelik yürütülen bu siyasi operasyon birbiri ile bağlantılı. Bunu organize edenler ayrı da olsa sonuç açısından bir Kürt düşmanlığı meselesi var. Kürt halkının aslında terörize edilmesi meselesi sürekli gündemde, bu nedenle bunlara bir bütünlük içerisinde bakmak gerekiyor. Paris’te 2013 yılında Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan’ın katledilmesi meselesi aydınlanmayıp üzeri kapatıldı. Bu katliamın da üstünün kapatılmaması ve aydınlanması gerekiyor” şeklinde konuştu. 

‘Saldırılar tecritten bağımsız değil’

Yürütülen bu politikaların tecritten bağımsız olmadığına ve halkın yaşananlara birlikte mücadele ederek cevap olması gerektiğini dile getiren Saliha Aydeniz, sözlerine şöyle devam etti: “Kürt halkının bu düşmanlık politikasına karşı birlik olarak cevap olması gerektiğini belirtmek gerekiyor. DBP’nin eş genel başkanı ve il eş başkanlarının gözaltına alınması, Başur’da devam eden savaş gerçekliği, Rojava’ya yapılan saldırı gerçekliği, kayyım meselesi ve yine cezaevlerinde yaşanan ihlallerin bir bütünü aslında İmralı’da derinleşen tecritle birebir bağlantılıdır. Çünkü oradan başlayan ve bugüne gelen bir mesele var. 2015’ten bugüne Türkiye’nin içinde bulunduğu krizler ve çıkmaz tam da tecrit politikalarının bir rejime dönüştüğünün gerçekliğidir. Bütün bu yönelimlerin sebebinin Kürt sorununun demokratik yol ve yöntemlerle çözülmek istenmeyişinden kaynaklıdır.”

‘Kararlılıkla mücadelemize devam edeceğiz’

Baskılara karşı geri adım atmayacaklarının mesajını veren Saliha Aydeniz, “Bütün siyasi operasyonlara ve katliamlara rağmen asla boyun eğmeyeceğimizi her seferinde dile getiriyoruz. Bundan geri adım atmayıp bu kararlılıkla mücadelemize devam edeceğiz” ifadeleriyle sözlerini noktaladı.