“Bir milyon mülteciyi işgal bölgelerine yerleştirmek tehlikeli bir projedir”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz haftalarda açıkladığı bir milyon mülteciyi Kuzey ve Doğu Suriye’deki işgal bölgelerine yerleştirme açıklamasına tepki gösteren Fırat Bölgesi’ndeki kadınlar, Türkiye’nin sınır tanımazlığına dikkat çekti.

BERÇEM CÛDÎ

Kobanê- Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz haftalarda Türkiye’deki bir milyon mülteciyi Kuzey ve Doğu Suriye'nin işgal altındaki bölgelerine yerleştireceğini açıkladı. Bu açıklama üzerine bölgede Türkiye yüzlerce kamp kurdu ve şimdiye kadar yaklaşık 500 ailenin buraya belirtiliyor. Fırat Bölgesi’ndeki kadın siyasetçiler, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

“İhlallerinde sınır tanımıyorlar” Türkiye’nin hegemonyasını genişletmek istediğine işaret eden Suriye Gelecek Partisi Kobanê Meclisi Başkanı Şevîn Qûl Egasî, “12 yıldır Suriye’de çatışma, savaş ve krizler yaşanıyor. Bu çatışmalar daha da sürebilir. Türk devleti savaşı kendi çıkarları için yapıyor. Bu yüzdende aralıksız bir şekilde Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırıyor. Bunun yanı sıra birçok alanı işgal etti ve sanki meşruymuş gibi egemenliğini buralarda sürdürüyor. Türk devleti işgal altındaki topraklarda yapılan tüm eylemlere, ihlallere ve demografik değişimlerin yanı sıra şimdi de o bölgelere bir milyon Suriyeli mülteciyi yerleştirmek istiyor. Türk devleti, Arap Kemeri döneminde olduğu gibi Kuzey ve Doğu Suriye'de demografik değişiklikler yaratmak ve Osmanlı hegemonyasını genişletmek istiyor. Suriye Gelecek Partisi olarak bu ihlalleri kınıyoruz” diye konuştu.

“Türkiye Suriye toprağına tecavüz ediyor” Türkiye’nin Suriye’nin topraklarını ve sınırlarını ihlal ettiğine değinen Sol Parti'nin Fırat Bölgesi Merkez Komite Üyesi Gulê Hesen de, şöyle konuştu:

“Türk devleti demografik değişim yapma amacıyla Suriye içinde yeni bir proje başlattı. Herkes Türk devletinin Suriyeli mültecileri Avrupa'ya karşı yıllardır kullandığını ve Avrupa’yı bu anlamda tehdit ettiği biliniyor. Ancak Türk devleti mültecileri Girê Spî, Serêkanî, Efrîn, Bab, Ezaz ve Cerablus'a yerleştireceğini açıkladı. Bilindiği gibi bu bölgeler Türk devletinin ve çetelerinin işgali altında. Bizler Suriyeli mültecilerin geri dönmesine karşı değiliz. Bizler demografik yapının değiştirilmesine karşıyız. Bu mültecilerin hepsinin yeri yurdu var. Bu yüzden onlar kendi kent ve evlerine dönebilirler. Ancak Türk devleti açık bir şekilde Suriye coğrafyasına tecavüz ediyor. Kendi çıkarlarına göre toprağı bölüyor. Uluslararası kamuoyunun bu eylemlere karşı sorumlu yaklaşmalı ve yetkililerinde görevi kapsamında hareket etmesi gerekir.”

  “Mesele tüm Suriye halklarını ilgilendiriyor” Demokratik Birlik Partisi (PYD) Kadın Meclisi Üyesi Almaz Romî ise şu değerlendirmeyi yaptı:

“Türk devleti Suriyeli mülteciler konusunu bir kez daha gündeme getirdi ama Erdoğan bu kez mültecileri daha güvenli bölgelere yerleştireceğini açıkladı. Bu bahsettiği bölgeler de onların ve onlara bağlı çetelerin işgali altında olan yerlerdir. Türk devleti buraları işgal etmek için birçok çete grubunu örgütledi ve kentlerimize gönderdi. Ancak devlet olarak ordusuyla birlikte savaşmak zorunda kaldı. Erdoğan'ın bu projedeki amacı, Suriye'de Osmanlı hakimiyetini yeniden canlandırmak ve işgal altındaki toprakları Türkiye'ye katmaya çalışmaktır. Türk devleti, Lozan Antlaşması’nın yüzyılı bitmeden işgalini hızla genişletmek istiyor. Bu yüzden aralıksız bir şekilde saldırıyor. Tüm Suriye halkları bu açıklama ve projeyi kabul etmemelidir. Bu konu artık sadece Kürt halkının değil tüm Suriye halklarının meselesidir. Bu yüzden tüm Suriye’nin gündemine girmelidir.”