FEREH DAWÛD

Qamişlo – KDP işbirliği ile Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik saldırıları sürerken, birçok çevreden de tepkiler gelmeye devam ediyor. Konuya ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulunan Cizre Bölgesi Aydın Kadınlar Birliği yöneticileri, Türk devletinin tehdit ve saldırılarını kınadı.

“Türk devletinin tarihi katliamlarla doludur”

Cizre Bölgesi Aydınlar Birliği Eş Başkanı Enehîta Sîno, “Türk devletinin tarihi kanlıdır ve katliamlarla doludur.  Ermeni soykırımdan tutalım günümüze kadar Kürtlere yönelik bu katliam, soykırımlar yapılıyor. Eğer Kürtler mücadeleci bir ruha sahip olmasaydılar, zengin bir kültüre sahip olmasaydılar katliamlarla soykırıma uğrarlardı. Başûrê Kürdistan’daki saldırıların amacı Türk devleti Osmanlı hayalini Kürdistan topraklarında gerçekleştirmek ve Kürt davasını bitirmek istiyor” dedi.

“Tüm aydınlar saldırılara karşı çıkmalı”

“Bizler Kürtlerin birbirine karşı silah doğrultmalarını istemiyoruz” diyerek sözlerine devam eden Enehîta Sîno, “Bu bizim ahlak, kültür ve tarihimizde yok. Bunu yaparlarsa Başûrê Kürdistan ve Rojava kazanımlarımız elimden gider. Yurtseveriz, barışseveriz, ahlakımız kan dökmeye ortak olmamızı kabul etmiyor ama düşmanın elinden tutan taraflar şunu bilmeli ki bu uygulamalar onurlarını onlara kaybettireceklerdir. Umarım tüm aydınlar bu saldırılara karşı çıkarlar. Çünkü ülke sevgi ve yurtseverlikle kurulur ihanet ile değil” şeklinde konuştu.

“Halkın birliği önemli”

Aydın Kadınlar Birliği Yönetim Kurulu üyesi Hesina Ahmed ise Türkiye’nin saldırılarıyla tüm Kürtleri hedef aldığını dile getirerek şunları söyledi: “Türk devleti sürekli Kürdistan’da vahşi uygulamalar yapmaktadır. Türk devleti dünyadaki kargaşalardan faydalanmak istiyor ve Kürt iradesine bir darbe vurmak istiyor. Yapılan saldırılar uluslararası hukuk ve sözleşmelere aykırıdır. Çünkü Türk devleti sınırları geçerek sivilleri katlediyor. Önemli olan şey bu saldırılar karşısında halkın birliğidir. Eğer birlikte güç olursak Türk devleti Kürdistan’a saldıramayacaktır. Halkımızın mücadeleci ruh ile hareket etmesini toprak ve onurlarının sorumluluğunu almalarını umuyoruz.”