Afgan kadınlar Taliban’a karşı direnişte ısrarlı: Yerimiz dört duvar değil!

Taliban rejimine karşı baskılar olsa da direnişlerini sürdüren Afgan kadınlar, “Yerimiz dört duvar arası” değil diyerek, mücadeleyi yükselteceklerinin mesajını veriyor. Afgan kadınlar ayrıca tüm dünya kadınlarına da birlik çağrısında bulunuyor.

BAHARİN LEHİB

Kabil - Afganistan'da 20 yılın ardından Taliban’ın tekrar ülke yönetimine el koymasının üzerinden bir yıl geçti. Taliban, bu süre zarfında başta kadınlar olmak üzere Afganistan halkına karşı birçok suç işlendi, ancak tüm bunların karşısında kadınlar büyük bir kararlılıkla tüm baskılara rağmen seslerini yükseltmeye ve direnişlerini sürdürmeye devam etti. Afgan kadınlar, bir yılı geride bırakan ve bir yıl gibi kısa bir sürede kadınların ellerindeki tüm haklarını ellerinden alan Taliban’a karşı yürüttükleri mücadele ve direnişi ajansımıza anlattı.

“Tüm haklarımızı geri almak istiyoruz”

Afgan Kadın Hareketi üyesi Zarğuneh Ahmadi, ülkedeki insan hakları izleme örgütlerinde çalışmalar yürüten aynı zamanda hukukçu kimliği ile de tanınan simalardan yalnızca biri. Tüm aktif çalışma ve faaliyetleri kadın sahasında veren Zarğuneh Ahmadi, Afgan Kadın Hareketi olarak ülkedeki başta kadın aktivistler olmak üzere tüm kadınlar için bir araya geldiklerini aktardı. Yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgi veren Zarğuneh Ahmadi, “Afgan Kadın Hareketi olarak kadın haklarını tekrar canlandırmak için bir dizi barışçıl eylem ve kampanya yaptık. Tüm kadınlar ve insan hakları aktivistleri, Taliban tarafından bir yılda işlenen suçları ortaya çıkarmak için güçlerini ve direnişlerini birleştirdi. Bu kara günü tarilizden söküp atmak istiyoruz, ifade özgürlüğü, eğitim hakkı başta olmak üzere kaybettiğimiz tüm haklarımızı tekrar almak istiyoruz” ifadelerinde bulundu.

Kadın haklarını savunan bir mahkeme yok!

Zarğuneh Ahmadi, Taliban öncesi yaşamlarından bahsederek, "Taliban gelmeden önce Herat eyaletinde savunma avukatıydım. Uzun yıllar toplumun, özellikle de aile içi şiddete ve evlilik anlaşmazlıklarına maruz kalan kadınların haklarını savundum. Büroda çalışan kadınların haklarını savundum, şiddete de maruz kaldım. Uzun yıllar Kadın Vakfı ve Afganistan için yürütülen kampanyalarda yer aldım” dedi. Taliban rejimi ile birlikte şiddete maruz kalan kadınlara yönelik yürütülen çalışmaların da durdurduğunu sözlerine ekleyen Zarğuneh Ahmadi, ayrıca kadın haklarını savunan bir mahkemenin olmadığını, bu alanda faaliyet gösteren tüm kurumlarında kapatıldığına dikkat çekerek, kadına yönelik şiddet verilerinin da tutulamadığının altını çizdi. 

“Tüm dünya kadınları direnişe destek olmalı”

Uzun yıllardır hak savunuculuğu yaptığını ve bu nedenle kadınların kendilerine güvendiğini kaydeden Zarğuneh Ahmadi, sözlerine şöyle devam etti: “Haklarımızı barışçıl yollarla ve direnerek alabiliriz. Ancak ülke içinde ya da dışında birlik olmamız kaydıyla şiddeti durdurabilir, haklarımıza tekrar kavuşabiliriz. Yürüyüşlerimiz, kampanyalarımız devam edecek ve durmayacak. Olumlu bir sonuca ulaşana kadar da birlikte mücadelemizi sürdürelim. Hak verilmez, alınır. Afgan kadınların hakları için direniyoruz. Tüm dünya Afgan kadınlarını sesini duymalı ve direnişlerine destek olmalı.”

Sheren: Suçları teşhir etmek için çalışıyoruz

Kadın hakları aktivisti ve gazeteci Sheren ise Taliban rejiminin bir yılda kadınlara yönelik ihlallerine dikkat çekti. Taliban’ın uygulamalarını teşhir etmek ve yaşanan baskıları kınamak için tüm kampanya çalışmalarına ve eylemlere katıldığının altını çizen Sheren,  “Kadınlara karşı işlenen suçları teşhir etmek ve artan baskıları ortaya koymaya çalışıyoruz. Çalışmalarımızın temelinde kız çocuklarının okula tekrar başlaması ve kadın haklarının tekrar elde etmesi var” diye belirtti.

Kampanyalar çok yönlü yürütülüyor

Yürütülen kampanyalar hakkında konuşan Sheren, “Başlattığımız kampanyaya ülke içinde ve dışında kadınlar öncülük ediyor. Kampanyayı sivil aktivist, gazeteci ve insan hakları aktivisti olmak üzere çok yönlü, hiç bir grubun ya da kuruluşun desteğini almadan kadın iradesi ile yürütüyoruz” şeklinde konuştu. Taliban’dan önce toplumsal yönü güçlü ve aktif bir kadın olduğuna dikkat çeken Sheren, “Şu anda eskisi kadar aktif değilim. Taliban ülke kontrolünü ele geçirmeye başladıktan bir ay sonra iş yerime gittiğimde yerime bir erkeğin atandığını gördüm ve işten çıkarıldım. Eğitimliyim ama işimden oldum. Taliban’ın yeniden ülke yönetimine gelmesiyle en büyük bedeli kadınlar ödedi ve ödemeye de devam ediyor. Taliban güya kadınların her yerde görev alabileceğini söyledi ama bugün öyle olmadığını görüyoruz” hatırlatmasında bulundu.

Tüm kadınlara birlik çağrısı

Afgan kadınların yaşadıkları tüm zorluklara, baskılara rağmen cesaretlerinin kırılmadığını belirten Sheren, “Savaşmak, direnmek, mücadele etmek zorundayız. Kadınlar olarak haklarımızı ancak mücadele ederek kazanabiliriz. Taliban kadınları evlerine hapsetmek istiyor fakat böyle olmadığını, kadınların yerlerinin evlerinin dört duvarı olmadığını göstermeliyiz. Tüm kadınlara mesajım; birlik olalım ve haklarımızı elde edene kadar direnelim” çağrısında bulundu.

“Tüm kadınların çığlığı olalım”

Umutsuzluğun Afgan kadınlarına yakışmadığına vurgu yapan Sheren, “Umutsuzluğa kapılmayalım, mücadelemize devam edelim. Evlerinde hapsedilen, katledilen tüm kadınların çığlığı olalım. Ben Taliban’ın gasp ettiği haklarımızı tekrar elde edeceğimize inanıyorum” diyerek, tüm kadınların da bu ortak inanca sahip olmasını istedi.