Şîlan Ehmed: Türk devleti saldırılarla IŞİD tehdidini derinleştiriyor

Kuzey ve Doğu Suriye topraklarına saldıran Türk devletinin IŞİD tehdidini derinleştirdiğini belirten Suriye Gelecek Partisi Genel Meclis Üyesi Şîlan Ehmed, "Halkımız bu saldırıların farkında ve topraklarına sahip çıkıyor" dedi.

ROJ HOZAN

Qamişlo - Kadın devrimi olan Rojava Devrimi ile birlikte hayata geçirilen Demokratik Ulus Projesi tüm halkları kucaklarken, Türkiye ve birçok egemen devleti de rahatsız ediyor. Türk devleti, Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî başta olmak üzere 19 Kasım’dan bu yana Kuzey ve Doğu Suriye topraklarına saldırıyor. Türk devletinin asıl amacı halkı göç ettirmek ve kendisine yeni işgal alanları açmak. Aynı zamanda IŞİD tehdidini ve tehlikesinin de yayılmasını istiyor. Suriye Gelecek Partisi Genel Meclis Üyesi Şîlan Ehmed, konuyu ajansımıza değerlendirdi.

‘Halk topraklarına sahip çıkıyor’

Türk devleti ile uluslararası güçler arasında ortak bir savaş planının varlığından söz eden Şîlan Ehmed, “Bugün bu saldırıları ele aldığımızda sadece bugün ile sınırlı tutmuyoruz. Çünkü Türk devletinin halkımızın iradesi ve devrimine yönelik saldırıları hiç bitmedi. Türk devleti bugün yaşadığı yenilgilerin intikamını bu saldırılarla almak istiyor. Halkımız vahşi saldırılar karşısındaki duruşu ve direnişi onur vericidir. Halkımız kendi sorumluluğuyla hareket ediyor. Savunma sorumluluğuyla hareket etti ve işgalcilere ‘burası bizim toprağımız’ mesajını veriyor. Halkımız bu saldırıların farkında ve topraklarına sahip çıkıyor” ifadelerinde bulundu.

‘Kınama değil pratik adım bekliyoruz’

Bölgenin alt yapısını hedef alan saldırılara işaret eden Şîlan Ehmed, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Yaşamsal ihtiyaçların önü kapatılmak ya da ülkenin ekonomisini kendi işgalinin kazanımları yapmak istiyorlar. Türk devleti bölgemizde bunu yapmak istiyor. Yaşam kaynaklarımızı işgal etmek istiyor. Dünya yasalarında sivil ve alt yapıyı koruyan kanunlar var. Ancak bizim bölgemiz için hiçbir devlet adım atmış değil. Dış siyasetin bölge için adım atması gerekiyordu. Çünkü burada sadece Kürtler yaşamıyor. Araplar, Süryaniler, Ermeniler, Çerkezler ve Türkmenler de yaşıyor. Sadece konuşma düzeyinde kınama tepkilerini kabul etmiyoruz. Pratik adımlar atmaları gerekiyor. Türk devletine hava sahası kapatılmalıdır. Şuan Türk devleti bölgemize yönelik resmi olarak savaş suçu işliyor. Uluslararası yasaların toplumumuza bir faydasını görmedik. Tam tersine Türk devleti ve uygulamalarına destek veriyorlar.”

‘DAİŞ tehdidi sürüyor’

Bölgeye yönelik saldırılar değerlendirildiği zaman ekonomik ve siyasal yönü kadar güvenlik yönünün de değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Şîlan Ehmed, “DAİŞ yenilgiye uğratıldığı ve DAİŞ’e karşı kazanımlar elde edildiği zaman güvenli bir şekilde yaşamımızı sürdürüyorduk. Ancak Türk devletinin bölgeye yönelik saldırıları güvenlik durumunu yerle bir etti. Binlerce DAİŞ çetesi bölgemizde tutuklu. Hol Kampında DAİŞ tehlikesinin sürdüğünü biliyoruz. Bu son saldırılarda cezaevinde olan çeteler isyan çıkardı, kaçmaya çalıştılar. Bunun dışında DAİŞ hücreleri bir savaş çıktığında bize saldırmak için kendilerini örgütlüyorlar. Bu çeteleri kendi topraklarımızda tutmaya mecbur değiliz. Dünya bize karşı birlik olsa da biz savunmamızı yapacağız” şeklinde konuştu.

‘Yeni işgale geçit yok’

Halkın Türk devleti saldırıları karşısındaki birlik ve direnişlerine dikkati çeken Şîlan Ehmed, “Halkın bu olağan durumdaki birliği gurur vericidir. Halk ve siyasi partiler olarak el ele vermeli ve tüm imkanlarımızı toplumu koruma ve savunma hizmetine sokmalıyız. Çünkü vahşi bir düşmanla karşı karşıyayız. Düşman saldırdığında parti ve bileşen arasında fark koymuyor. Birlikte halkın ve şehitlerin değerlerini savunalım ve koruyalım. Topraklarımızda yeni bir işgale izin vermeyeceğiz” diye belirtti.