Çiğdem Kılıçgün Uçar: Krizin panzehri bizlerin mücadelesidir
Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, AKP-MHP iktidarının ‘yeni yüzyıl’ diye tabir ettiği döneme, zam, enflasyon, savaş ve emek sömürüsü yüzyılı demenin yerinde olacağını belirterek, “Bu krizin panzehri biziz ve bizlerin mücadelesidir” dedi.
Haber Merkezi- Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, partisinin Meclis Grup Toplantısı’nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Amed’de bugün 13 aydır tutuklu bulunan 15 özgür basın emekçisinin davasının görüldüğünü hatırlatan Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Yandaş olmayan, yandaş olmayı reddeden gerçeklerden taviz vermeyen, görülmeyenini, duyulmayanı sesi olmaya çalışan özgür basın emekçilerinin en kısa zamanda özgürlüklerine ve mesleklerine dönmelerini diliyoruz” dedi.
‘Devlet ve ATM tüm hasta tutukluların ölümüne imza atıyor’
Cezaevinde yaşamını yitiren hasta tutukluların durumuna dikkat çeken Çiğdem Kılıçgün Uçar, hayatını kaybeden hasta tutuklu Bişar Yazıcı’nın gizli tanık beyanıyla 6 yıl 3 ay ceza verildiğini söyledi. Çiğdem Kılıçgün Uçar, Bişar Yazıcı’nın karaciğer yetmezliği hastalığının bulunduğunu ancak Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) hakkında “Cezaevinde kalabilir” şeklinde rapor verdiğine işaret etti. Çiğdem Kılıçgün Uçar, “İster cezaevinde ister dışarıda olsun, devlet insanların yaşam hakkını güvence altına almakla sorumludur. Ancak devlet ile ATK, Yazıcı şahsında tüm hasta tutukluların ölümüne imza atan pozisyonda. Yüzlerce hasta tutsak cezaevlerinde ölüm siyasetine, bu ölüm hukuksuzluğuna karşı mücadele veriyor. Bu mücadelenin de bizim mücadelemiz olduğunu ifade etmek istiyorum. Sesimizi yükseltmeye ve yanlarında olmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
‘Ülke ciddi bir çöküşle karşı karşıya’
AKP- MHP iktidarının “yeni yüzyıl” diye tabir ettiği dönemi yaşamaya başladıklarını ifade eden Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Hem ülkenin kendisi hem de toplumun kendisi ciddi bir çöküşle karşı karşıya. Bu ülkeyi tek tipleştirmek isteyen tek sesli, tek renkli yapmak isteyen bir iktidar bunun için elinden geleni ardına koymadan çalışmalarına devam ediyor. Her türlü keyfilik, her türlü hukuksuzluk, sansür, baskı, tehdit, hak gaspları, yoksulluk, yolsuzluk, talan ve savaş politikalarıyla bu toplumu baş başa bırakmaya çalışıyor. Birçok defa ifade ettik, buradan da söyleyen bütün toplumsal kesimlerin ve mücadele alanlarının bugün karşı karşıya olduğu saldırılar tek merkezden bu iktidardan yönetiliyor. Hepimiz aslında aynı saldırılarla karşı karşıya kalmış durumdayız” diye konuştu.
‘Halis Bayancuk’un tahliyesi IŞİD temasının göstergesi’
Türkiye’de demokratik siyasetin tek adresi olduklarının altını çizen Çiğdem Kılıçgün Uçar, şunları ifade etti: “Bu demokratik siyaset uzun süredir iktidar ve devletin birçok mekanizması tarafından saldırı ile karşı karşıya. Geçtiğimiz hafta Kobane Kumpas Davası duruşmalarından birisi daha gerçekleşti. Kobane Davasının kendisi bir tertip davası. Bunu sadece biz söylemiyoruz, bakın o günden bugüne ortakları olan HÜDA PAR’ın bugünkü Başkanı Yapıcıoğlu Sputnik Radyoya 5 Ekim 2020’de bir demeç vermiş. Aynen okuyorum: ‘Çözüm süreci 6-8 Ekim’den önce bitmişti, ama bunun ilanı gerçekleştiriliyordu. Bize de kurbanlık koyun rolü biçilmişti. Hatta belki de devlet ya da hükümet içindeki birilerinin gözünde kurbanlık koyunduk. Çözüm süreci bitmişti aslında ilan edilecekti ilan için bir gerekçe lazımdı. Onlar bizim üzerimize saldırsalardı çok büyük katliam yapsalardı devlet de HDP’lilerin üzerinden silindir gibi geçecekti’ demiştir. HDP’lilerin de zulmedilen taraf olarak kamuoyuna yansıtılacağı bilgisini vermiş. 6-8 Ekim Kobane destek protestolarında HÜDA PAR’lıların da içinde olduğu nasıl bir tertip olduğunu kendi ifadeleriyle çok net ifade etmiş. Ancak bununla ilgili ek bir bilgiyi paylaşmak isterim. Ebu Hanzala kod isimli Halis Bayancuk önceki tahliye edildi. Bu tahliye bile tek başına IŞİD ile dirsek teması olanlarla mevcut iktidar ilişkisini göstermek açısından yeterlidir.”
‘Türkiye yüzyılı ifadesiyle zamlar başladı’
Türkiye’nin ciddi bir ekonomik kriz ile yüz yüze olduğunu vurgulayan Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Hepimiz her gün ‘acaba hangi zamlarla uyanacağız?’ diye güne başlıyoruz. AKP MHP iktidarı Türkiye yüzyılı ifadesini kullandığı andan itibaren zamlar başladı. O yüzden bu yüzyılın kendisine zam yüzyılı demek bence en doğru tespitlerden biri olacak. Zam yüzyılı, enflasyon yüzyılı, savaş yüzyılı, emek sömürüsü yüzyılı demek yerinde olacaktır. Bu iktidarın parolası çok net arkadaşlar. Kaşıkla verir kepçeyle alırım. Asgari ücretle çalışmaya başlayanlara yakın zamanda bir zam yapıldı. Zam daha emekçilerin cebine girmeden başka zamlarla uyandık. Aslında yapılan zammın da bir işe yaramadığını hep birlikte deneyimledik. Kamu emekçisi memurlara haklı olarak almış oldukları 22 bin liralık ücret karşısında alanlarda seslerini yükseltmeye devam ediyorlar. Biz de Yeşil Sol Parti olarak ifade edelim, bize reva görülen emekçiye, işçiye hatta işsize reva görülen bu düzen karşısında emekçilerle yan yana olacağız, birlikte sesimiz yükselteceğiz. Bu talan ve rant ekonomisini hep birlikte ifşa etmeye devam edeceğiz” dedi.
‘Torba yasa iktidarın neler yapacağının göstergesidir’
AKP’nin Meclis’e getirdiği “torba yasa”ya da değinen Çiğdem Kılıçgün Uçar, “En düşük kamu emekçisinin maaşı 22 bin lira. Ama kök maaşı 13 bin 780 lira arkadaşlar. 8 bin lira olarak görürken zam resmi bir zam değil seyyanen bir zam. Elden veriyor devlet. Böyle bir yönetimi tercih etti. Bu 8 bin lira resmi değil elden veriliyor ve bundan dolayı da birçok hak kaybıyla karşı karşıya kalınacak. Yoksulluk sınırının 40 bin lira olduğu bir yerde 22 bin liranın ücret zammı demek mümkün değil. Yine komisyonda muhalefetin ısrarıyla emeklilere de yüzde 25’lik zam konuşuldu ve bu zammın kendisi de çare olmayacağını ifade edelim. Biliyorsunuz ki yine geçen hafta plan ve bütçe komisyonuna bir torba yasa geldi. Bu torba yasa aslında AKP MHP siyasi iktidarının ekonomik alanda neler yaptığının ve yapacağının göstergesidir” diye ifade etti.
‘Krizin panzehri bizlerin mücadelesidir’
İktidarın seçimi kazanmak için kamunun kaynaklarını har vurup harman savurduğunu belirten Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Sarayın günlük harcaması eski para birimiyle 15 trilyon. Oradan vermek yerine yapmadığı zamdan ve yüklediği vergiden neler koparabiliriz diyen bir iktidar var karşımızda. Emekçilerin işçilerin işsizlerin yanındayız bu rant ve talan politikasını ifşa etmeye emekçilerle birlikte sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Bu krizin panzehri biziz ve bizlerin mücadelesidir” diye kaydetti.
Faşizme karşı ortak mücadele çağrısı
“Geleceğimizi toplumun tercihlerini yansıtmayan bu seçim sonuçlarına mahkum etmeyecek kadar güçlüyüz” diyen Çiğdem Kılıçgün Uçar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Demokratik siyasetimizi ve mücadelemizi AKP ve MHP faşizminde boğdurmayacak kadar dirençliyiz kimliklerimizi inançlarımızı dillerimizi dün olduğu gibi bugün de yaşatacak kadar köklüyüz. Bu dirençle bu güçle bu tarihsellikle yeniden yapılanma süreci başlattık. Bu süreç hepimizin süreci bu çağrıda sizlerin çağrısı. Dolayısıyla başlattığımız halk toplantıları ve sonrasında yapacağımız bütün çalışmalarda bugüne kadar emek veren bütün arkadaşları ortak olmaya üzerimizde kurulan kumpaslara faşizme karşı ortak mücadeleye davet ediyorum.”