Depremin yaşandığı Semsur’da kadın sağlık kabini

Semsûr’da hayata geçirilen ‘Kadın Sağlık Kabini’ ile gebe kadınlar ve çocuklar düzenli tedavi imkânına erişti. Kadınlar için çalışmaların devam edeceğini belirten Amed Tabip Odası Başkanı Elif Turan, “Yaralar sarılana kadar buradayız” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Semsûr- 10 kentte binlerce insanın ölümüne ve milyonlarca insanın göç etmesine neden olan depremlerin üzerinden bir buçuk ay geçti. Depremle ağır yıkımı yaşayan kentlerinden göç etmeyen yurttaşlar yaşam mücadelesiyle baş başa kaldı. Depremzedelerin bir kısmı çadırlarda kalırken bir kısmı da branda ya da naylonlardan derme çatma barınak ve çadırlar oluşturdular. Deprem bölgesinde yaşayan yurttaşlar temiz suya ulaşamadı ve yetkililer tarafından salgın hastalıklara yüz yüze bırakıldılar.

Var olan sorunlar nedeniyle salgın hastalıkların baş gösterdiği kentlerde yurttaşların imdadına Türk Tabipler Birliği (TTB), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve gönüllü sağlık çalışanları koştu. Depremin vurduğu kentlerde gönüllü tedavi ve koruyucu sağlık hizmeti veren sağlık çalışanları kadınlar, içinde ultrasonun da olduğu ‘Kadın Sağlık Kabini’ oluşturdu.

Semsûr’da oluşturulan kabinin diğer şehirlerde de hayata geçmesi bekleniyor. Kadın doğum uzmanının da bulunduğu kabinde, gebe kadınların muayenesi yapılarak tanı işlemi konuluyor. Depremin olduğu ilk günden bu yana ilaçlara ve aşılarına ulaşamayan kadınlar geldikleri kabinde hem son durumlarını öğreniyor hem de gerekli olan ilaçlarını aldıktan sonra randevu sistemiyle tedavinin devamını getiriyor.

‘Kadın ve çocuklar sağlık hakkına erişemiyor’

Depremin ilk gününden bu yana deprem bölgesinde olan TTB ve SES tarafından kurulan sağlık kabinini ve yürütülen çalışmalara dair Amed Tabip Odası Başkanı Elif Turan ile konuştuk. Depremin meydana gelmesinin hemen ardından organize olup örgütlenerek alanda çalışmaya başladıklarını söyleyen Elif Turan, ihmaller nedeniyle yaşanan doğa olayının bir felakete dönüştüğünü söyledi. Elif Turan, bu felaketten de her zaman olduğu gibi en dezavantajlı kesim olan kadınlar ve çocukların en fazla etkilendiğini söyledi. Kadın ve çocukların bu süreçte sağlığa erişim haklarının engellendiğine dikkat çeken Elif Turan, “Bu durum kadınlar ve çocuklar için ciddi sıkıntılar ortaya çıkarıyor. Çadır hayatı, toplu yaşam ve sürekli emek harcama boyutunu düşündüğümüzde görünmeyen bir emeğin de olduğunu söyleyebiliriz. Kadınlar da sürekli bir fedakârlık hali var. Bu süreçte sağlıklarını da feda edebiliyorlar. Ne yazık ki hafızamız bu doğal afetlerle dolu ve tecrübelerimiz de var. TTB ve SES olarak depremden hemen sonra organize olabildik. Sağlık alanındaki o örgütlenmeyi sağlayabildik” sözlerini kullandı.

‘Gebe kadınlar için ultrasonla tedavi işlemi yapılıyor’

Önce revirlerini kurarak poliklinik hizmeti verdiklerini ardından sağlık kabinleri oluşturduklarını aktaran Elif Turan, bu süreçte koruyucu sağlık hizmeti kapsamında çalışmalar yaptıklarını söyledi. Özellikle gebe kadınlar için ultrason cihazları ile muayene işlemlerine başladıklarını belirten Elif Turan konuşmasının devamında şunları belirtti: “Dezavantajlı olan kadınlar için de kadın sağlık birimi oluşturduk. Her gün buraya gönüllü arkadaşlarımız geliyor ve gönüllü olarak buradaki hastalara bakıyorlar. Şu an da çalışmalarımız devam ediyor. Buradan hastalara ilaçlar da veriliyor. Bizler önceliği koruyucu sağlık hizmetlerine veriyoruz burada bir yanda halk sağlığı çalışmalarını da yürütüyoruz. Sadece tedavi edici bir halk sağlığı hizmeti verdiğimizde ne yazık ki hastalıklardan korumuş olmuyoruz. Burada gebe kadınlar için kadın doğum uzmanımız gelip muayeneler yapıyor. Gönüllü ekiplerin verdiği ekipmanlarla tanı işlemi koyup ilaç veriyoruz. Kadınların bu şekilde daha sağlıklı bir gebelik geçirmesi için elimizden geleni yapıyoruz.”

‘Yaralar sarılana kadar buradayız’

Kadın sağlık birimlerini diğer kentlerde de hayata geçirmeye başladıkları bilgisini veren Elif Turan, diğer kentlerden binlerce sağlık çalışanının gönüllü olarak deprem bölgelerine gelmek için beklediklerini söyledi. Gönüllü ekiplerin bürokratik işlemlere takıldığına dikkat çeken Elif Turan, yaralar sarılana kadar alanda olacakları sözü ile son olarak şunları söyledi: “Dediğim gibi önlemler alınmayınca felaketi yaşıyoruz. Bu felaketten hastanelerde, aile sağlığı merkezleri de etkilendi. Şu an burada 400 yataklı bir hastane hizmet veriyor ama tam kapasiteli bir hizmet vermiyor. Ayrıca burada depremden etkilenmiş sağlık çalışanı arkadaşlarımız da var. Onları da dinlendirmek için bizlerin de gönüllü olarak burada yer almamız gerekiyor. Yaralarımızı belli bir oranda sarana kadar burada olacağız. Dezavantajlı grup olan kadınlar için de ayrıyeten çalışmalarımız durmadan devam edecek.”