İdlib’de kürtaj hakkı tanınmayan kadınların hayatı risk altında

HTŞ işgali altındaki İdlib’te, sağlıklı kürtaj hakkına erişemeyen kadınlar, istemedikleri gebeliklerini hayatlarını riske atan yöntemlerle sonlandırmaya çalışıyor.

HADEEL Al-OMAR

İdlib – Suriye'nin İdlib kentinde kötüleşen yaşam koşulları, Heyet Tahrir Şam(HTŞ) çetelerinin uyguladığı şeriat yasaları ve siyasi istikrarsızlığın bedelini en çok kadınlar ödüyor. HTŞ çeteleri ve Türk devletinin işgali altında olan İdlib’te kürtajın yasak olması nedeniyle, kadınlar güvenli olmayan ortam ve yöntemlerle hayatlarını riske atarak istemedikleri gebeliklerini sonlandırmaya çalışıyor.

Düşüğe sebep olan ilaçlara talep arttı

Eczacılar ve hemşireler, düşüğe sebep olan ilaçlara talebin arttığına dikkat çekerek, bu yöntemin hamile kadına ve fetüse zarar verdiğini söylüyor. İdlib'in Atme kasabasındaki kamplarda yaşayan ismini paylaşmak istemeyen 29 yaşındaki bir kadın, gebeliğini sonlandırmak için birçok girişimde bulunduğunu anlatarak, şunları ifade etti:

“Ancak başarısız oldum. Sonrasında gebeliğimin hayatım için tehdit oluşturduğunu belirten sahte bir doktor raporu hazırlattım. Gebeliğe hazır değildim. İstikrarlı bir gelirim yok ve ekonomik durum giderek kötüleşiyor. Mevcut koşullardan kaynaklı doğurmak istemedim. Kürtaj benim için bir zorunluluk haline gelmişti.”

‘3 çocuğum var gıda ihtiyacımızı karşılayamıyoruz’

2019 yılının sonlarında İdlib'in Serakib şehrinden göç ettiklerini aktaran kadın, “Göçün ardından ciddi maddi sıkıntılar yaşıyoruz. Üç çocuğum var ve gıda ihtiyacımızı karşılayamıyoruz. Suriye-Türkiye sınırına yakın bir kampta hamilelik ve doğumun maddi sonuçlarından kaçınmak için kürtaj yaptırmak zorunda kaldım. Eşim inşaat sektöründe çalışıyor ve çok az para kazanıyor. Kazandığı para ihtiyaçlarımızı almaya yetmiyor. Satın alma gücümüz çok düşük ve fiyatlar çok yüksek” dedi.

‘Evde düşük yapmaya çalışırken hayatım riske girdi’

Noura Al-Amin (32) ise, uygun olmayan ev gibi ortamlarda düşük yapmaya çalışan kadınların yaşamlarını tehlikeye attığına vurgu yaparak, kendisinin de geçen ay evde aldığı ilaçla düşük yapmaya çalışırken hayatının tehlikeye girdiğini anlattı. Noura Al-Amin, şunları ifade etti:

 “Yaşadığım etkiler nedeniyle uzun bir tedavi süreci geçirdim. Rahim kanaması nedeniyle histerektomi (Karından yapılan kesi ile rahim ağzının yerine bırakılarak rahmin alınması ameliyatıdır) oldum. Evde gebeliğimi sonlandırmak için aldığım ilaçların bir sonucuydu. Kadınlar yeterli bilgiye sahip değiller ve kürtajın tehlikelerini bilmiyorlar.”

Ekonomik koşullar, yerinden edilme gibi sorunlar nedeniyle kadınların istemedikleri gebeliklerini sonlandırmak için hayatlarını tehlike attıklarını dile getiren Noura Al-Amin, “Doğum kontrol hapı kullanmama rağmen gebe kaldım. Bu durum beni şaşkınlığa uğrattı. İki seçenek arasında kaldım. Hamile bir şekilde tarım işlerinde çalışmak zorlaştıracaktı. Çocuklarım vardı, eşimin düşme sonucu vücudunun çeşitli yerlerinde kırıklar oluştu. Bu sorunlar nedeniyle gebeliğimi sonlandırmaya mecbur kaldım” dedi.

‘Aile planlaması hakkında bilgilendirmeler yapılmalı’

Uzman doktor Yasmine Shaaban da, kadınların gelişigüzel ilaçlarla istemedikleri gebeliği sonlandırmaya çalışmasının risklerini anlattı. Bu ilaçların kadınlarda ciddi kanamalara neden olduğuna vurgu yapan Yasmine Shaaban, şunları anlattı:

“Doktor gözetiminde yapılmayan kürtajlar nedeniyle kadınlar farklı yöntemlere başvuruyor ve sonuç olarak rahim kanamaları ve sonrasında rahmin alınmasına kadar ilerliyor. Bu durum annenin ölümüne de neden oluyor. Zor yaşam koşulları, istikrarsızlık ve sık sık yerinden edilme nedeniyle son zamanlarda istenmeyen gebelikler arttı. İdlib'deki çoğu kadının istemediği gebeliği sonlandırmak için tehlikeli ve güvenli olmayan yöntemlere başvurduğunu biliyoruz. Bu da kalıcı kısırlığa, rahmin şekil bozukluğuna yol açabiliyor. Kadınlara yönelik ev içi kürtajın tehlikeleri hakkında kampanyalar yürütülmeli ve aile planlaması hakkında bilgilendirmeler yapılmalı.”