Şırnak- AKP iktidarının her fırsatta gururla bahsettiği sağlık alanındaki çalışmaları ve imkânları yıllardır Şırnak’a uğramadı. 6 ilçesi olan kentteki devlet hastanelerinde yıllardır teknik malzeme ve doktor eksikliği yaşanıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nun son verilerine göre doğurganlık oranı en çok olan ikinci il sıralamasında bulunan kentte kadınlar doğum yapmak için Cizre ya da çevre illere gitmek zorunda kalıyor. Doğum dışında doktor desteği almak ise oldukça güç hatta imkansız. 

Beytüşşebap ve Uludere ilçelerindeki hastanelerde doktor olmadığından kadınlar doğum yapmak için 3 saatlik mesafede bulunan Cizre’ye gitmek zorunda kalıyor. 5 kadın doğum doktoru kotası bulunan Cizre Devlet Hastanesi’ne her gün yüzlerce kadın doğum ve bebek kontrolü için geliyor. Bu da hastane koridorlarında üstelik de bu pandemi döneminde akıl almaz bir yoğunluğa neden oluyor. Yaşanan yoğunluğu geçtiğimiz günlerde HDP Şırnak Milletvekilli Nuran İmir, sosyal medya hesabından “Cizre Devlet Hastanesi Kadın Doğum bölümünün önünde hamile kadınlar saatlerce bekletilmektedir. Hem hamile olmaları hem de pandemi koşullarında sağlıkları hiçe sayılmaktadır. Bu sorunun derhal çözüme kavuşturulması gerek” sözleriyle paylaştı. 

“Malzeme ve doktor eksikliği bu yoğunluğu oluşturuyor”

Hastanede 5 doktor var ancak hepsi aynı anda poliklinik hizmeti veremiyor. Yoğunlukla baş etmek zorunda bırakılan doktorlar belirli günlerde ameliyat, yatan hasta vs gibi görevleri de var. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri( SES) Şırnak Kadın Sekreteri Hatun Magi, yaşanan yoğunluğun hem doktor hem de kadınları mağdur ettiğini vurguluyor. 

Hastaneye Cizre dışındaki yerlerden de yüzlerce hasta geldiğine dikkat çeken Hatun Magi, yaşanan sorunun yıllardır devam ettiğini ifade ediyor:

“Cizre Devlet Hastanesi’nde 5 kadın doğum doktoru var. Bunlardan bir tanesi zorunlu görevlendirmeye gönderildiği için kalan diğer doktorlar nöbet ve izin günleri de araya girince bütün hastalara yetişmekte zorlanıyorlar. Cizre’deki hastanenin küçük olmasından kaynaklı da yaşanan bu kriz yıllardır devam ediyor. Her gün yüzlerce hasta geliyor ama gelen hastalar sadece Cizre’den değil. Çevre ilçelerdeki hastanelerde de imkânların kısıtlı olması ve doktor bulunamaması nedeniyle hastalar genelde Cizre’ye geliyor. İdil ya da Silopi’deki hastanelerde teknik imkân yetersizliği çok fazla var. Bizler yıllardır bu sorunları gündeme getiriyoruz. Bu sorunlar nedeniyle hem hastalar hem de sağlık çalışanları ciddi anlamda zorluk çekiyor.”

“Durumu eleştiren doktorlar sürgüne zorlanıyor"

SES Şırnak Kadın Sekreteri, yaşanan durumdan şikâyet eden doktorların ise sürgüne zorlandığını söyledi. Hatun Magi “Cizre’ye her gün yüzlerce hasta geliyor ve bu hastalar sırada beklediği için Coronavirüs ( Covid-19) riski de artıyor hastanelerde. Yaşanan yetersizlik ve sıkıntılardan şikâyet eden ya da durumu İl Sağlık Müdürlüğü’ne götüren doktorlar sürgüne zorlanıyorlar. İstemedikleri bir yerde çalışmaya gönderilmek isteniyorlar. Konu yıllardır bu aşamada ve ne hastaneler ne de doktorlar için gerekli koşullar sağlanmıyor” diye konuşuyor.

Feyruz Pulat Cizre’de 2017 yılının Ağustos ayında 31 yaşında 8 aylık hamileyken yaşamını yitirdi. Feyruz Pulat, rahatsızlanmış kaldırıldığı Cizre Devlet Hastanesi’nde Kadın Doğum Uzmanı olmadığı için yaşamını yitirmişti. Olayın basına yansımasının ardından ailenin yaptığı suç duyurusu ile başlatılan soruşturma dosyasında kadının sancılı bir şekilde iki saat bekletildiği daha sonra da başka bir hastaneye sevk edildiği öğrenilmişti.

Doktorlara kademe durdurma cezası

Feyruz Pulat’ın ölümünün üzerinden dört yıl geçti. Açılan idari ve cezai soruşturmalarda bir ilerleme sağlanamadı. Henüz bir iddianamenin hazırlandığı olayla ilgili disiplin soruşturması da başlatılırken soruşturma kapsamında o dönemde hastanede çalışan dört doktorun kademe durdurma cezası aldığı öğrenildi.  Soruşturma dosyası olaydan 4 ay sonra hazırlanırken, aradan geçen 4 yıla yakın zamana rağmen iddianame halen hazırlanmış değil. Mardin İdare Mahkemesi’nde açılan tazminat davası kapsamında mahkeme heyeti, Cizre'deki savcılıktan dosyayı istemişti. Dosya kapsamında savunma yapan Sağlık Bakanlığı da iki maddelik savunmasında o akşam hastanede doktorlarının bulunmadığını itiraf ederken, “Doktor olsaydı dahi sonuç yine bu şekilde olurdu” ifadelerini kullanmıştı.