Kadın çizgilerinden tüketim ve kaos

Kadının yeri ve makanı neresidir? Kendimizi sıkça zihinsel olarak, reel fiziksel çevremizin dışında yaşarken buluyoruz. Ya da bulduğunuz oldu mu hiç?

Yabancılaşma, yersizleşme, aidiyetsizlik, tüketim gibi kavramlar yaşamın içine sıkıştırıyor biz kadınları. Bazı kadınlar yaşamda varolan kaosu çizmeye çalışır. Bazı kadınlar kaosun içinde yaşar... İç Mimar ve Ressam Gözde Yüksel de yaşamdaki bu kaosu çizgileriyle anlatan kadınlardan...

Tüketim kültürünün yaygınlaştığı kentsel mekânları çizgilerine konu edinen Gözde Yüksel şöyle diyordur ajansımıza verdiği bir demeçte çizimleri için:

 

“Daha fazla mutluluk adına aşırı tükettiklerimiz, insanların birbirleriyle olan ilişkileri, doğaya verdiğimiz zarar ve bunların psikolojik etkileri çizgilerimde kendine yer ediniyor...Atılan her çizginin hikâyesi olduğuna inananlardanım. Çocuklardan da çok fazla ilham alıyorum. Çocukların bir şehrin içinde kendilerini nerede konumlandırdıklarını merak ediyorum. Bu nedenle çocuk ve mimarlığa farklı içerikler ekleyerek çalışmalarıma devam etmeyi düşünüyorum. Günümüz toplumları uzun bir süredir üretmekten çok tüketmeyi esas alan, nesnelerin imajına hapsolmuş bir kişilik yapısını ve gösterge ile semboller tarafından kuşatılmış ve parçalanmış olan bir kimlik politikasını öne çıkartıyor. Siz de çalışmalarınızda tüketim kültürünü, tüketim toplumunun bir ürünü olarak bireysel ve sembolik düzlemde sosyal farklılaşmayı ve sınıfsal hiyerarşiyi ele alıyorsunuz galiba…Evet,  daha fazla mutluluk adına aşırı tükettiğimiz şeyler,  insanların birbirleriyle olan ilişkileri, doğaya verdiğimiz zararlar ve bunların psikolojik etkileri resimlerimde hissediliyor. Geçtiğimiz Mayıs ayında ‘Timeless / Zamansız” isimli sergide yaptığım çalışmaların etkileri hissedilir bir şekilde izleyiciyle buluştu. Olumsuz yaşam kültürü, yabancılaşma, kapitalizm ve kaos... Çalışmalarımın birinde bir çocuk gözünden şehir yaşantısını daha sakin ve dengede ele alarak anlattım. Sorgulamayı, minimalist yaşamayı, her türlü hayvan sömürüsünü reddetmeyi, küresel ısınmaya karşı adımlar atmayı, hayvan ve çevre hakları için savaşmayı, geri dönüştürmeyi, kadınları aşağılayan moda anlayışlarını reddetmeyi çizgilerle yansıtıyorum. Kurduğumuz her cümleyle ve çizdiğimiz her çizgi ile yaşamak istediğimiz dünyanın temellerini atıyoruz, bunun farkına vardığımızda dünyayı daha güzel bir yer haline getireceğiz.”