Êzidîler önce diğerinin umudunun gerçekleşmesini ister

Êzidîler, kubbeleri ziyaret ettiklerinde bir dilek tutmadan önce kendisinden önce düğüm atan birinin düğümünü çözerek o kişinin dileğinin gerçekleşmesini sağlar. Daha sonra ise kendi dileğini tutarak düğümünü atar.

SITÎ ROZ

Şengal – Din veya inanç denildiğinde insanın aklına kimi yollar, şekiller, anlaşmalar ve sözler gelir. Ancak gerçekte toplumun inancı sadece bunlarla canlı kalmıyor. İnanç çok derin bir güç ve enerjidir. Eğer sen bu güç ve enerjiye tüm kalbin ve zihninle inanırsan, ister olumlu olsun ister olumsuz olsun, kuşkusuz seni tüm hücrelerine kadar sarsarak hakikate ulaştırır. Bu sarsıntı, kişiyi büyüdüğü inanca olan bağlılığını güçlendirir ve kolay kolay artık kopmaz. Burada Êzidîlerin inancından bahsediyoruz.

Evrenin gücü ve enerjisine inanırlar

Her zaman Êzidî inancının gücünü dünyanın ve insanların yaratılışından aldığı söyleniyor. Bu inancın yol ve şekilleri evrenin kanununa dayanmaktadır. Bu durum Ezidîlerin çevrelerindeki doğa ile ilişkilerini daha da derinleştirir ve birbirlerine olan bu sevginin gücü her ikisinin de yaşamını etkilemektedir. Örneğin; Êzidîler, toprağa zarar verilirse, toprağın ve gökyüzünün size küseceğine inanır. Böylece bereketinden seni faydalandırmaz. Bu yüzden evrenin gücü ve enerjisine inanırlar ve bu temel üzerine yaşarlar. Öte yandan horozlar sabah öttükleri be güneşin doğuşunu müjdeledikleri için Êzidîler, horoz etini yemez ve horoz etini yemenin günah olduğuna inanır. Êzidî ve evrenin bağlılığını gösteren bunun gibi çok sayıda örnek var. Birkaç cümle ile bu inancın derin gerçekliğimi ortaya koymak ve tanımlamak mümkün değil. Bu çok derin bir konudur. Bir insan bir şey öğrenirse, başka bir şey onu cezbeder ve onun peşinden gider. Bu yolculukta ise Êzidî inancının hakikati asla bitmez.

Perî nedir?

Êzidî kadınları, bu inancın yol ve şekillerine kuşkusuz öncülük edenlerdir. Perî tüm Êzidî kubbelerinde var. Perî kilden yapılmış bir kumaştır. Bu kubbelere asılan Perîler Laleş’in zemzem suyuna konulur. Perî renga renk bir kumaştır. Yeşili, sarısı, kırmızısı var. Kimi kubbeler sarı, kırmızı ve yeşil renkleri mevcut. Bu renkler seçiliyor. Sarı güneşin, yeşil doğanın, kırmızı da doğadaki güllerin rengidir. Öte yandan beyaz, mor gibi renkler de mevcut ve bu renkler de evreni renkliliğinin simgesidir.

Umudun yeşerdiği yer

Tüm kubbelerin içinde bulunan rengarenk Perîler, insanların umudunu inandıkları güce ulaştırmak için bir köprü görevi görüyor. Kubbeyi ziyaret eden kişi saygı ve bereket işareti olarak kubbenin kapısını öper ve ondan sonra kubbeye girer. Daha sonra cezbedici güzellikteki rengarenk Perîlere yönelir ve bir düğüm atar. Bir düğüm atmadan önce bir düğümü açması gerekiyor. Ardından ziyaret ettiği kubbeden bir dilek diler ve kendi düğümünü atar.

Geçmişten günümüze

Yaşlıların dediğine göre geçmişte bir yolculuk sırasında anneleri onlardan bir şey istemiş. Unutmamak için elbiselerine ya da kefenlerine düğüm atıp şöyle derlerdi: Bu düğümü her gördüğünüzde sizden bir şey istediğimi hatırlayacaksınız. Kubbelerdeki Perîler de aynı yöntemden gelmektedir. İnandığın kubbeye gittiğinde bir düğüm atıyor ve isteğini diliyorsun. Bu düğümle “Umudumu sana emanet ettim, umudumu unutma” diyorsun.

Önce diğeri…

Êzidîlik doğayla ve evrenle bir olduğu için Êzidîlerin yüreği ve zihni asla kötü düşünmelerine veya başkaları için kötülük dilemelerine izin vermiyor. Bu yüzden Êzidîler dua etmeye başladıklarında önce 74 kavime sonra kendilerine dua ederler. Bu nedenle kubbeye gidip Perîlere düğüm atmak istediklerinde önce bir düğümü çözüyor. Bu da düğümü atan kişinin isteğinin kabul olması anlamına geliyor. Yani önce diğerinin umudunu yerine getirir daha sonra kendi ümidini dileyerek düğüm atar.

Eskiden sadece beyaz vardı

Perîler hakkında daha fazla bilgiye sahip olmak için çok sayıda kişiye sorular yönelttik. Ancak herkes bize aynı şeyi söyledi. Amadîn Kubbesinin micêwrini (görevlisini) tesadüfen gördük. Birçok soru yönelttik kendisine. Bize “Eskiden tüm Perîleri beyazdı. Çünkü eskiden şimdiki gibi renkli kumaşlar yoktu. Bana anlatıldığı ve anımsadığım kadarıyla bundan 80 yıl önce Perîlerimiz renkli değil beyazdı” diyor.

Herkesin dileği kabul olsun

Her yıl kutlanan Cema bayramında bu Perîler helalleştirilir yani değiştirilir. Değişim zamanı geldiğinde kubbe görevlisi bağlı olan tüm düğümleri herkesin dilekleri kabul edilsin diye tek tek açıyorlar. Daha sonra hepsini toplayıp türbe denilen bir yere koyuyorlar. Bu yerde yol üstünde küçük bir kubbe şeklindedir. Biri kubbeyi ziyaret etmek istediğinde bu türbeyi ziyaret edip öpüyor. Böylelikle kubbeyi ziyaret etmiş gibi oluyor. Yani o türbeye inandığınız zaman artık her şey kutsanacak bir yerdir. Ancak kimi kubbelerinin Perîleri eskidir. Her yıl değiştirdiklerini Şengal Dağları'nda saklarlar. Bunun amacı, bu Perîleri kimsenin ulaşamayacağı bir yerde korumaktır.

Bekar kadınlar kutsal sayılır

Yeni Perîler ilk getirildiğinde Laleş'in yeraltı sularında helalleştirilir. Bunu yapanlar da kadınlardır. Daha sonra kadınlar bu Perîleri kubbe yerinde birbirine dikerler. Bu kadınlar evli olmayan kadınlar oluyor genelde çünkü bekar kadınlar kutsal görülüyor. Daha sonra her yıl bu yeni Perîler dini ritüeller ve okumalarla kubbeye monte edilir. Ayrıca Perîler sadece kubbenin içine yerleştirilmiyor. Êzidîlerin sembolü olarak güneş veya ay şeklindeki kubbenin tepesine yeşil, kırmızı, sarı ve bazen beyaz renklerde küçük bir Perî parçası asılır.