Yazar Şems Enter 26 yıldır kısa öykülerle kadınları kaleme alıyor

Kadına yönelik şiddeti yaşamak kadar yazmak da bir o kadar zor olsa gerek. Sadece haber yazmak için bile klavyenin başına geçtiğimizde olay ya da olaylar dizisini ardı ardına sıralamaya çalışmanın kendisi dahi acı veriyor ve öfke uyandırıyorken ömrünün 26 yılını yazmaya veren Şems Enter, kadını, mücadelesini, acılarını ve özellikle kadına yönelik şiddeti kaleme alıyor. Kadına yönelik şiddete öykülerinde farklı boyut ve bakış açıları kazandıran yazarın kalemi cezbediyor okuyucularını.

GULISTAN HISSEIN HAMID

Qamişlo – Yazmak, “eli kalem tutmak” öyle kolay deyim yerindeyse herkesin harcı değildir derlerdi eskiler... Bu eskilerin sözüne inat yazan eli kalem tutan kadınlar ise yazmaya sıfırdan başlıyorlar, aşk, sevgi, pespembe dünyalardan ziyade ilk elden yazmaları gerekenlerin coğraflarında görüp, maruz kaldıkları ya da şahit olduklarını kaleme alıyor kadınlar. Kaleme aldıkça görünür kılmak, görünür kıldıkça ise tahammülsüzlük oluşturmak ve bilinçlendirme oluşturmak istiyorlar. 52 yaşındaki yazar Şems Enter, gördüğü, tanıklık ettiği her şeyi bölge dillerinde kaleme alıyor büyük bir ustalıkla. 26 yılı aşan yazım hayatında bıkmadan, usanmadan, kalemi elinden bırakmadan ve büyük bir aşkla yazan Şems Enter, kendi yaşantısından kesitleri de taşırıyor zaman zaman sayfalara.

“Dilimiz kimliğimizdir...” özeleştirisi veriyor yazar

Yazmaya ve yazar olmaya karar veriş sürecini anlatan Şems Enter, küçük yaşlarda büyük bir ilgi ile başladığı yazarlık hikayesine ilk adımlarını şöyle anlatıyor;

"Hikaye yazmaya başladığımda 15 yaşındaydım. Eğitim fakültesinde okudum ve eğitimimi tamamladım. Küçükken, o sırada başıma gelen tüm olayları yazdım aslında. Bugüne kadar ne için yaşıyorsam onu ​​kalemim yazıyor. Kendimi yazar olarak değil ama Arapça öykü yazarı olarak tanımlayabilirim. Ne yazık ki Kürtçe öykü yazma derinliğini henüz geliştiremedim. Bunun en büyük nedeni bilindiği üzere Suriye rejiminin okullardaki Arapça hakimiyeti ile ilgiliydi. Kürtçe benim okula gittiğim zaman diliminde yasaktı ve bizim dönemimiz Arapça eğitim almaya mecburdu. Dilimiz kimliğimizdir ve ben de bu bilinçten yola çıkarak Kürtçe yazılı eserler vermeye de çalıştım. Büyük destekler de gördüm.”

Yazınsal ürünleri 5 kitapta toplandı

Şems, “Hayatım boyunca birçok zorluk yaşadım, bu zorlukları hep yazdığım bir hikaye olarak ifade etmek istedim. O zamanlar matbaa yoktu, varsa da çok azdı. Yazılarım hep benimle kaldı ve bir gün bu ürünlerimin kitap olacağı umudunu hep taşıdım. Toplumumuzda okuma kültürü çok ihmal ediliyor ve insanların yüzde 30'u kitap okumuyor. Zorluklara rağmen hikayeleri yazmaya devam edebildim. Ürünlerim 5 kitap kısa hikaye ve hepsi hayatımın gerçeklerinden ya da şahit olduğum gerçekliklerden yola çıkılarak yazılmış. Hikayelerin içeriği kadına yönelik acıyı, zorluğu ve şiddeti anlatıyor, bu çalışma ile kadınların sesini ve acılarını tüm toplumla paylaşmak istiyorum. Yazmaya o kadar bağlıyım ki, kalemle çizdiğimde kalbimdeki tüm duyguları kağıda dökebiliyorum.”

Ortadoğulu kadın yazarlardan ilham aldı

Şems gelecek projelerinden bahsederek sözlerini şöyle tamamlıyor:

“Yazmaya başladığımda en çok okuduğum kitaplar Newal El-Sedawî idi. Onu yazarlık tarafında bir öncü olarak gördüm çünkü kadın konusunda özgür düşünceye ve düşünceye sahip bir kadın. Korkmadan yazmayı öğrendim. Yazmayı seven tüm kadınlar artık ürünlerini büyük bir güvenle üretmelidir. Bilgiye dayalı bir toplum inşa etmek için okuma kültürünün ön planda olması gerekir. İleride yapacak çok projem var, şimdi asıl projem Kürtçe bir öykü kitabı çıkarmak. Yazmayı seviyorum ve bir gün kalemimin yazısız kalmasını istemiyorum.”

Kürtçe öykü kitabı çalışmasına devam ettiğini söyleyen Şems’in başlıca eserleri arasında 2015 tarihinde yayınlanan “Adımı Meryem Koydum”, “100 Yanmış Tane” bulunuyor.