Tunuslu kadınlar için şarkılar isyanın ve direnişin en iyi yolu

Geçmiş yıllarda kadınların baskılara karşı seslendirdiği şarkılar, bugün genç kadınlar tarafından dile getiriliyor. Tunus’ta şarkılar hem en etkili iletişim aracı hem de bir kültür taşıyıcısı.

İHLAS HAMRUNİ

Tunus- Arap dünyasında güçlü sesleriyle tanınan Tunuslu kadınlar, geçmişte toplumsal baskılarla karşılaşmış olsalar da günümüzde sahneye çıkmaları daha yaygın hale gelmiştir. Tunuslu kadınların şarkı söyleme yeteneği hem geleneksel hem de modern müzikte önemli bir yere sahip. Tunus’ta şarkı söylemenin kadınlar arasında özel bir yeri var; çünkü şarkılar, toplumsal kısıtlamalardan uzak, erkek otoritesi veya toplumsal sansür korkusu olmadan duygu ve hislerini ifade ettikleri için güvenli bir alan olarak görülüyor.

Bu kadınlara birkaç örnek verecek olursak Naama ve şarkıları, Tunus tarihinde önemli bir yere sahip. Günümüzde ise şarkıları nedeniyle hükümet tarafından baskı gören ve Fransa’ya yerleşen Emel Mathlouthi, şarkılarında hem direnişi hem de kadın mücadelesini anlatıyor. Tunuslu sanatçının 2012 tarihli “Kelmti Horra” adlı şarkısı, Tunus Devrimi’nin ve Arap Baharı olarak adlandırılan ayaklanmaların marşı haline gelmesiyle dünya çapında üne kavuştu.

Tunus kültürünü yaşatıyor

Tunuslu Sawsan Al-Ratibi de anonim şarkıları seslendirerek Tunus kültürünü yaşatıyor. “Eski şarkılar kırsal kesimdeki kadınlar tarafından korunan kültürel mirası temsil ediyor” diyen Sawsan Al-Ratibi, seslendirdiği şarkılar hakkında bilgi verdi: “Eski şarkıları şimdi düğünlerde veya özel etkinliklerde dile getiriyorum. Bu şarkılar daha çok sevgiyi, acıyı, neşeyi ve kadınların geçmişte yaşadığı hayatı anlatan hikâyelerden oluşuyor. Geçmiş yıllarda insanlar duygularını şarkılar aracılığıyla dile getiriyordu ve ayrıca iletişim kurmanın da önemli bir yoluydu.”

Acılarını şarkılar söyleyerek dile getirdiler

Geçmiş tarihte modern iletişim araçlarının olmadığını söyleyen Sawsan Al-Ratibi, “Bu nedenle kadınlar duygularını kolayca ifade edemiyordu. Şarkılar kadınların duygularını dile getirdikleri tek çıkış yoldu. O zamanlar duyguları dile getirmek öyle kolay bir mesele de değildi, ancak şarkı söylemek duyguları tercüme etmenin alternatif yoluydu. Geçmiş tarihte kadınlar tarafından seslendirilen şarkı sözleri genellikle kadınların yaşadığı zorlukları anlatıyor. Örneğin evliliklerde kadınların söz hakkı yoktu ve kararlar erkekler tarafından alınıyordu. Çoğu kadın kuzenleriyle evlendirildi veya erkeğin ikinci veya üçüncü ‘eşi’ oldu. Kadınlar da bu duruma karşı söylediği şarkılarla içinde bulundukları sorunlara dikkat çekiyorlardı” şeklinde konuştu. 

Hikâye anlatır gibi…

Kadınların dokumada, zeytin hasadında, tarımda ve yaşamın birçok alanında çalışırken de zaman geçirmek için şarkılar söylediklerini belirten Sawsan Al-Ratibi, “Kadınlar bir hikâye anlatır gibi şarkılar seslendirirdi. Onları dinler söyledikleri şarkı sözlerini ezberlerdim. Şarkı sözlerinde acı, sabır ve güç vardı. Geçmiş tarihte kadınlar tarafından seslendirilen şarkıların gelecek nesillere aktarılması için şarkıları halk önünde seslendirmeye devam ediyorum” dedi.

Mal yüklü kervan yolculukları sırasında kadınların seslendirdikleri "Al-Naja Saqwa Has Gone" şarkısını anımsatan Sawsan Al-Ratibi, "O dönemde pazarlar halk için büyük bir buluşma noktasıydı. Alım ve satımlar bu pazarlarda yapılıyordu. İnsanlar Jarid bölgesinden pazara gelerek hurma satıyor ve buğday alıyorlardı. Kadınlar pazarlarda söyledikleri şarkılarla yolculuklarını anlatıyordu. Pazarlarda ve yolculuklarda kadınların seslendirdiği şarkılar ezberleniyor ve diğer bölgelere aktarılıyordu” diye kaydetti.

Kadınlardan dinlediği şarkıları seslendiriyor

Tabar Hüsnü de, müziğin hayatındaki önemini anlattı.  Tabar Hüsnü, "Gençlik yıllarımda hep gezgin olarak yaşadık. Hasat yapmak veya işçi toplamak için anneme eşlik ederdim. Kadınların şarkılar söylediğini duyardım, bu yüzden onları ezberledim. Büyüdüğümde birçok şarkı öğrendim ve şimdiye kadar bazılarını düğünlerimizde ve aile toplantılarımızda dile getiriyorum” dedi.

Nesilden nesile aktarıldı

Folklora meraklı olduğunu ve bu konuda araştırmalar yaptığını dile getiren Siwar Qaheri ise şöyle konuştu:

"Geçmişte kadınların yaşadıkları baskıları veya üzüntülerini nasıl ifade ettiklerini öğrenmek istersek bunun en kolay yolunun şarkılar ve şiirler olduğunu görüyoruz. Kadınlar ister şiir yoluyla ister şarkı sözleriyle kendi hikâyesini anlatırken ya da duygu ve düşüncelerini ifade ederken sesini kullandı. Geçmişte kadınların hakları tanınmadı ve bu nedenle duygularını sadece hüzünlü şarkılarla dile getirdiler. Geçmiş yıllarda kadınların seslendirdiği şarkılar nesilden nesile aktarılarak bugünlere geldi.”