Plastik sanatçısı Samira Anwar: Kadınların duygularını renklere çeviriyorum

Plastik sanatçısı Samira Anwar, “Kadınların duygu ve ıstıraplarını renklere, çizgilere ve sembollere çevirmeye çalışıyorum” dedi.

HANAN HARITE

Fas–Plastik sanatçısı Samira Anwar, sanatı soyut olarak yapıyor. Resimlerinde gerçekte var olan insanları ya da nesneleri tasvir etmeyerek, aklından ve hayal gücünden geçen her şeyi farklı şekil, sembol ve renklerle anlatmaya çalışan Samira Anwar’ın eserleri herkesin zihnine farklı yansıyor.

‘Hobiler aramaya başlarken kendimi resim çizerken buldum’

Samira Anwar, soyut sanata olan ilgisinin nasıl başladığını şöyle anlatıyor: "Gençliğimin baharında, kitaptaki birçok çelişki nedeniyle benim için geçilmesi zor bir aşamada, doymak bilmez bir iştahla tüylere ve renklere yöneldim. Enerjimi boşaltabileceğim hobiler aramaya başladım ve böylece kendimi resim çizerken buldum.”

‘Hayal gücümün çılgınca çalışmasına izin veriyorum’

Her ressamın kendine göre ritüelleri olduğunu belirten Samira Anwar, “Benim için gerçeklikten hayale kaçış, bu yüzden atölyemde tek başıma resmin önünde duruyorum ve bu da beni etkiliyor. İfade edemediğim tüm duyguların altını çizmenin yanı sıra yaşadığım tüm zor zamanları ve ıstırapları eserlerimde yorumluyorum. Aslında tüm bunları resme dönüştürmek için hayal gücümün çılgınca çalışmasına izin verdim" diyor.

‘Soyut çizim sembolizmle sınırlı değil’

Gerginlik ve kaygı duygusunun sanatçı için önemli olduğunu vurgulayarak Samira Anwar, bunu da şöyle açıklıyor: “Çünkü bu duygunun hafızayı doldurması, hayal gücünü harekete geçirmesi, sanatçıyı kendi içine ve içeriğine daldırması, yaratıcılık adına resme mahremiyet kazandırması açısından önemli.” Samira Anwar, sanatçının soyutlama çiziminin, yaratıcılığının yalnızca sembolizmle sınırlı olduğu anlamına gelmediğine işaret ederek, alıcının sanatçının kişilik özelliklerini ve duygularını sanatsal bir dile dönüştürerek hissettiğini yansıttığını belirtiyor.

‘Bazı resimlerimde gözlere odaklanıyorum’

Samira Anwar, resimlerinde kadınların ve kadın sorunlarının nasıl öne çıkarıldığına ilişkin ise "Kadınların duygu ve ıstırabını renklere, çizgilere ve sembollere çevirmeye çalışıyorum ve bunların her biri belirli anlamlar taşıyor. Bazı resimlerimde gözlere odaklanıyorum. Toplumun kadınları ve onların yolunu tıkayan her şeyi kuşatan bakışını sembolize ediyorum" diyor.

‘Kadınların sorunlarını sanat yoluyla aktarabiliriz’

Faslı kadınların birçok kazanım elde etseler de sahada herhangi bir değişiklik görmediklerini belirten Samira Anwar, şu değerlendirmede bulunuyor: "Toplum ataerkil fikirleri taşıdığı, ataerkil otorite, modası geçmiş gelenek ve göreneklerle yönetildiği sürece kadının durumu düzelmez. Fas'ta, Afrika'da ve Ortadoğu'da, özellikle zor sosyal ve ekonomik koşullarda yaşayan kadınların sorunlarını sanat yoluyla aktarabiliriz. Güzel sanatlar, kadınların çektiği acılara ışık tutan en önemli araçlardan biridir. Sanatçılar ve düşünürler olarak kadınlara hakları konusundaki eğitimler için çalışmalıyız.”

‘Kadınlar kölelikten kurtarılmalı’

Plastik sanatın duyusal bir ifade yeteneği olduğunu söyleyen Samira Anwar, plastik sanatın evrensel olduğunu, nerede olursa olsun, dili ne olursa olsun yaratıcı, militan ve insani bir araç olarak kabul edildiğini, bu sayede neşe, acı ve duyguların plastik sanat yoluyla ifade edildiğini belirtiyor. Samira Anwar, sözlerini şöyle tamamlıyor:

“Bu yüzden güncel sorunları anlatmak ve çekilen acıların altını çizmeye çalışıyorum. Toplumun ayrılmaz bir parçası olan tüm kadınların, kölelikten, kısıtlamalardan ve onları çevreleyen değer yargılarından kurtarılması gerekiyor.”